Bölüm 1

1.6K 185 522
                                    

(+15 YAŞ UYARISI): kan, cinayet, ölüm, gerilim ve benzeri unsurlar yer ediniyor ve kurgunun girdiği kategori de korku/gerilim sayılmakta. eğer gerçekten irkilip, korkacaksanız okumamanızı öneririm. çünkü içerik, hassas iseniz sizi etkileyebilir.

_

Yakalanırsa öleceğini biliyordu.

Bulunduğu katta bağıra çağıra kendini arayan sesini duyabiliyordu. Öfkeyle bağırarak, küfürler savurarak odadan odaya dalıyor, tüm eşyaları yerlere fırlatıyordu. Yakalarında ve ellerinde bulunan kanları önemsemiyor, yerdeki bedenlerin yaşayıp yaşamadığını bile kontrol etmeden deli gibi onu arıyordu.

Nefes alma, hareket etme.

Korkuyla tünediği yerde kendine sadece bu iki şeyi söylüyordu. Avuç içlerinin ve ensesinden sırtına doğru yol alan terleri umursamamaya çalışarak yardım gelmesini bekliyordu. Ama tanrının bile unuttuğu bu kasabada, özellikle o ve ailesine yardım etmeye gelecek tek bir insan bile yoktu. Sesini duyursa da... bu evde her gün bağırışlar ve çığlıklar oluyordu. İnsanlar yardım çığlıkları olduğunu anlayamazdı bile.

"LILA!" Ona şiddetli bir öfkeyle bağırdığını duydu. Genç kız, yumruklarını son gücüyle sıkıyor, kalbi yerinden fırlayacakmış gibi çarpıyordu.

Derken bulunduğu odanın kapısı sertçe açılmış ve arkasındaki duvara sertçe çarpmıştı. Genç kız nefesini tutmuş ve bağırmamak için iki elini de ağzına götürmüştü. Lambanın loş ışığı yanınca, onun duvardaki yarım yamalak gölgesini görmüştü. Deli gibi etrafına bakınıyor ve eline ne geçerse yere fırlatıyordu. Boğazından çıkan hırıltılı ses, onu yanına yaklaşılıp zapt edilmesi zor birine çeviriyordu. O kesinlikle psikopattı. Kesinlikle durdurulamazdı.

"Neredeysen çık Lila!" Öfkeyle bağırmış ve ardından şifonyerin üstünde duran çerçeveyi alarak duvara doğru büyük bir hınç çıkarırcasına fırlatmıştı.

Burada değilim, burada değilim...

Genç kızın bulunduğu ve çoğunlukla kimsenin oraya sığacağını dahi bilmediği havalandırmaya doğru ilerlemişti. Lila gözlerini sıkıca yummuş, tanrıya dualar etmeye başlamıştı.

Derken genç çocuk bir anda hiçbir şey olmamış gibi durmuş ve öfkeyle gözlerini yumarak derin bir iç çekmişti. Ardından boğazından bir nefes vererek, arkasını dönmüş ve kapıya ilerlemişti. Kapıyı arkasından kapatmadan önce ışıkları da söndürmüş ve odadan, az önce hiçbir şey yapmamış gibi çıkmıştı.

Beklemişti. Geri dönmesini beklemiş, bu yüzden nefesini tutmaya devam etmişti. Ama sonra sert adım seslerinin dış kapıya ilerlediğini duymuştu. Antre tam sol taraftaki duvarın oradan geçiyordu ve bu yüzden rahatlıkla duymuştu bunu. Dış kapı açılmış ve genç çocuk evden çıkmıştı.

Yine bekledi.

Her ihtimale karşı yine bekledi.

Birkaç dakikanın ardından koca evde tek bir ses bile duyulmadı. Yanakları gözyaşlarının etkisiyle ıslaktı ve teninin buz gibi olduğunu hissedebiliyordu. Titrek ellerini ağzından çekerken olası bir ses olmasına karşın yavaşça hareket etmeye çalışıyordu. Ona yakalanmak istemiyordu, ölmek istemiyordu. Başını duvara yaslarken, dudakları arasından titrek bir nefes vermişti. Bu aldığı nefes, dünyanın en huzurlu nefesiydi onun için. Kollarını hareket ettirirken yine aynı yavaşlıkla bunu yapıyor ve bir kulağını da herhangi bir ses olup olmadığını kontrol etmek için duvara yaslıyordu. Dakikalarca o havalandırma borusunda oturmuş ve günahlarını affetmesi için tanrıya dualar etmişti.

kill me ⋆ ★ yang jungwonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin