"Ona bir söz verdim, Sharon. Oğlumu o yurtta bırakmayacağım." Tony elindeki viski bardağını dudaklarına götürürken, Sharon sinirli bir şekilde bardağı alıp duvara fırlattı ve çatık kaşlarla dostuna baktı. "Sen tam bir aptalsın, Tony Stark! Mahkeme sana Peter'ı içki içmen yüzünden doğru düzgün bir aile kuramadığın için verdi ve sen hala şu lanet şeyi içiyorsun!"
Esmer adam ağrıyan başını tuttuktan sonra kafasını kanepenin başlığına yasladı ve arkadaşına baktı. "Eğer iyi bir aile kurarsam Peter'ı bana verecekler. Ve bir de doktor içki vücudundan temizlenmiş imzası verirse."
Tony bıkkınlıkla bir nefes verdiğinde, Sharon alt dudağını dişledi: "Tony, o doktor konusuna gelecek olursak- imzayı verecek olan doktor Bucky'nin arkadaşı–"
"Ciddi misin?" Tony büyük bir hevesle kafasını kaldırdı fakat Sharon'un yüzündeki ifade ile hevesi kursağında kaldı, "Ama bir sorun var, değil mi?"
"Maalesef," diyerek Tony'nin karşısındaki koltuğa oturdu sarışın kadın, "Adam çok titiz biri, yani işini çok dikkatli yapıyor. Ona rüşvet veremezsin, bunu sakın düşünme bile. Eğer Bay Rogers'a rüşvet verirsen sana gıcık olacaktır."
"Hadi ama, para her kapıyı açar," diyerek sitem etti Tony. Oğlunu almak için ne gerekirse yapardı, buna bir doktora rüşvet vermek de dahildi, "Adama son model bir ev ve araba alsam bu iş tamam. Daha sonra da kendime evlenmelik bir insan bulurum. Formaliteden. Peter'ı aldıktan sonra buradan giderim ve iki ay sonra da boşanırım."
"Ne kadar kolay bir şeymiş gibi anlattın öyle," Sharon yerdeki viski bardağının parçalarını gösterip tek kaşını ürpertici bir şekilde havaya kaldırdı, "Bu içkiden vazgeçmedikçe Peter'ı alamazsın, Tony. Ben senin dostunum, bunları sana söylemek zorundayım."
"Biliyorum, biliyorum," Tony içine titrek bir nefes çekip alt dudağını nemlendirdi,"Bucky ile benim için çok uğraşıyorsunuz. Bunun için size minnettarım, hatta söz veriyorum ki balayı tatiliniz benden. Fakat ben içkiyi bırakamam, Sharon. O benim tek limanım."
"Pekala o zaman, Stark," Sharon ayağa kalkıp umutsuz vaka olan arkadaşına baktı ve kafasını iki yana olumsuzca salladı, "Haberin olsun, o liman yüzünden çocuğundan ayrı kalıyorsun. Senin sığındığın limana gemi gelmeyi çoktan bıraktı. Şimdi sadece otur ve dalgaları izle. Başka bir gemi gerçek limana gelip çocuğunu elinden aldığı zaman anlarsın sen içki senin limanın mıymış yoksa bataklığın mıymış."
Sharon başka bir şey demeden masanın üzerine bir tane kart viziti bırakıp dış kapıya adımladı ve sessizce evden çıktı. Tony arkadaşı gittikten sonra elini masanın üzerindeki kart vizite uzattı ve üzerindeki Steve Rogers yazan kartı okudu. Şimdi hayatı, geleceği, çocuğu bu adamın ellerindeydi.
Adamın adresine baktıktan sonra askılıktan ceketini alıp hızla evden çıktı. Arabasına bindiğinde en kestirme yolları kullanarak adamın çalıştığı hastaneye geldi. Resepsiyona geldiğinde, "Bay Rogers ile görüşmek istiyorum." dedi hızlıca. Fakat resepsiyondaki kız, "Üzgünüm, Bay Rogers daha yeni çıktı. Beş gün de izinli. Daha sonra randevu alarak gelebilirsiniz." dediğinde, esmer adam kafasını sallayarak geriye döndü hastaneden çıktı.
Tony beş gün beklemek istemiyordu. Bir an önce imzayı alıp kendisine bir kadın veya erkek bulacak, ona yüksek miktarda para verip sahte bir evlilik organize edecekti. Daha sonra oğlunu da alıp bu şehirden gidecek, işleri ise bilgisayar üstünden halledecekti. Hayalleri güzeldi fakat hayallerine ulaşacağı yol çok zordu.
Tony yürüyerek düşünceleri ile boğuşurken ne yanan kırmızı ışığı gördü ne de kendisine korna çalan arabayı duydu. Vücudunda sızılar hissederken, bedeni yere düşmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soulmate \\\ ˢᵘᵖᵉʳᶠᵃᵐᶤˡʸ
FanfictionTony Stark, oğlunun velayetini almak için içkiyi bırakmak ve sahte bir evlilik yapmak zorundaydı. Bu zamanda ise doğru insanı bulmak epey zordu. Tony biraz düşündükten sonra kendisi ve oğlu için doğru kişiyi buldu. Steven Grant Rogers. ˢᵗᵒᶰʸ ⁺ ˢᵘᵖᵉʳ...