2 Hafta 3 Gün Sonra
"Peter, bugün yeterince koşturdun zaten. Şimdi yatağa gidiyorsun, oğlum! Daha çantandaki kıyafetleri dolabına bile yerleştirmedik." Tony'nin uyarısı üstüne Peter koşuşturmayı bırakıp Steve ve Tony'nin yanına geldi ve tam ikisinin ortasına oturdu, "Baba ve Steve baba, hani benim bu evdeki ilk gecem ya," Tony, 'bakalım altından ne çıkacak bakışları atarken, Steve gülümseyerek Peter'a bakıyordu, "Üçümüz beraber yatalım mı? Bana masal okuyun. Lütfen,"
Steve ve Tony birbirlerine baktılar. Evlenden önce yan yana yatacaklarını söylemişlerdi fakat bu iki hafta iki gece de hiç yan yana yatmamışlardı. Ya Tony'nin işi oluyordu ya da Steve hastanede nöbetçi olarak kalıyordu, "Hem siz evlenmediniz mi? Zaten beraber yatıyorsunuzdur. Lütfen bu gece ben de sizinle yatayım."
"Steve," diye mırıldandı esmer adam, "Sen bilirsin, eğer olmaz dersen–"
"Olur," Steve hafifçe gülümseyip ayağa kalktı ve Peter'ı kucağına alıp bir kez havaya attı, "Eğer oğlum babaları ile yatmak istiyorsa öyle yapacağız."
Peter hızla Steve'in boynuna sarılırken, Tony gülümseyerek kafasını iki yana salladı ve Peter'ın ceketini alıp oyuncakların her bir köşeye dağılmış olduğu odaya bakınmaya başladı, "Pekala, o zaman siz yukarıya çıkın, ben de beş dakika gelirim. Peter'a süt ısıtacağım."
"Baba, ben artık büyüdüm," diyerek mızmızlandı Peter, "Süt içmelik yaşımı geçtim. Süt içmek istemiyorum."
"Babaya karşı gelinmez," Steve kafasını iki yana sallayarak konuştu, daha sonra Tony'e kısa bir bakış atıp Peter'a eğildi, "Ayrıca baban da zamanında süt içmemiş bak sadece 1.50 boyuna kadar büyüyebilmiş."
"Ne!?" Tony yerdeki peluş ayıcığı Steve'e fırlatıp kollarını göğsünde bağladı, "Belli ki sen kutu kutu süt içmişsin."
Steve omuzunu silkip Peter'ı sol koluna aldı, "Yani, aslında küçükken çelimsiz bir çocuktum. Üniversitemde hayatım tamamıyla değişti."
"Bunun hikayesini bir gün dinlemek isterim," Tony yerdeki son oyuncağı da alıp oyuncak sepetine bıraktı, bu sırada da Steve kendisine atılan peluş oyuncağı alıp oyuncak sepetine basket attı, "Vay canına, eşim bir basketçi de. Her parmağınızda ayrı bir marifet var, Bay Rogers."
"Kaptandım," Steve adımlarını merdivene çevirdi, "Üniversitede. Baskette iddalıyımdır."
"Bir gün oynuyalım mı?" Peter büyük bir umutla Steve'e bakarken, sarışın adam gülümseyerek kafasını salladı ve odanın kapısını açtı, "Oynarız, tabii."
Steve ve Peter odaya girdiklerinde küçük çocuk koşarak yatağa yattı ve Steve'i yanına çağırdı. Sarışın adam ayakkabısını çıkartıp Peter'ın yanına uzandı ve oğlunu göğsüne çekip kolunu ona doladı. Birkaç saniye sonra da Tony elindeki kitap ile yanlarına gelip yatağa uzandı ve en başta onların üstünü daha sonra kendi üstünü örtüp gerisine yaslandı.
"Zamanın birinde kral ve kralın bir tane prensi olacakmış. Hem kral hem diğer kral çok heyecanlıymış. Kral, eşinin istediği her şeyi yerine getirirmiş. Ne kadar imkansız olursa olsun Kral Tony imkansızı bile imkansızı imkanlaştırırmış," Peter ve Steve gülerek gözlerini kapattıklarında, Tony masalına devam etti,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soulmate \\\ ˢᵘᵖᵉʳᶠᵃᵐᶤˡʸ
FanficTony Stark, oğlunun velayetini almak için içkiyi bırakmak ve sahte bir evlilik yapmak zorundaydı. Bu zamanda ise doğru insanı bulmak epey zordu. Tony biraz düşündükten sonra kendisi ve oğlu için doğru kişiyi buldu. Steven Grant Rogers. ˢᵗᵒᶰʸ ⁺ ˢᵘᵖᵉʳ...