1. Bölüm

18 3 4
                                    

'~ Ben
O okul gününe lanet olsun ki o gün biriciğim kankam gelmemişti. Tek başıma bir kenarıcıkta oturuyordum.
Derin düşüncelerime dalmış olan ben yanımda birinin olduğunu hissederek kafamı yana çevirdim. Karan mı? Karan'la gram alakamız yoktu. (Şimdi nerden tanıyorsun muhabbetleri. Cevap veriyim: Bu arkadaş, üniversitenin tüm tiyatrolarında oynamıştır. Ordan tanıyorum. Tabi birazda kızlardan kulak aşinalığı.)

Karan: Naber?

Ben: İdare eder... Sen?

Karan: Yani, aynı. Noldu sana?

Ben: Birşey olduğunu nerden anladın?

Karan: Suratının asıklığından. Yoksa o it mi birşey yaptı?(Başladı yine hadi buyrun. Birkaç gündür bu yüzden beni darlıyor. Yoksa hiçbir şey olduğu yok)

Ben: Karan yeter ya. Kankam yok bugün. O yüzden.

Karan: Bende o yaptı zannettim.( Pardon da o salak aptal mal dana eşek özürlü gerizekalı MERT bana napabilirdi ki? )

Ben: Niye taktın ki bu kadar? Ayrıca biz seninle ne arkadaş ne de ...(zil çaldı)

Karan: Ihım zil çaldı. Sonra görüşürüz.

Ben: Hıı ondan, diyerek uzaklaştım. Bir bok olduğu netti. Hayır niye sözümü bölmüştü? Neyse...

○●○

5. Teneffüs kantine indim. Yemeğimi alıp sınıfa doğru çıkacakken kolumu tutan bir el hissettim. Bu Mert'ti.

Ben: Noluyor ya?

Mert: Birşey olduğu yok sadece sevdiğim kızla yemek yemek istiyorum.

Ben: O kız seni sevmiyor ama.

Mert: Ben seviyorum ya o yeter, dedi ve kolumdan çekiştirmeye başladı.

Ben: Bıraksana. Sınıfta yiyeceğim ben.

Tam o anda onun benim elimi tutan elini Karan kavradı.

Karan: Bıraksana oğlum.

Mert: Sanane Tiyatrocu

Karan: Bırak yoksa...

Mert: Yoksa n'olur oyuncu?

Karan kısık sesle "Sen kaşındın." Dedi ve onun elini tuttuğu gibi ters çevirdi. Kafasını duvara bastırdı ve
-Bir daha aynı şeyi yaptığını ya da yanına yanaştığını görürsem bittin demektir.

Mert gülmeye başlayınca Karan kolunu daha da sıktı sanırım ki "Tamam lan, tamam bırak" dedi. O gittikten sonra Karan'a baktım. O da birşey söylemeyince sınıfa doğru yöneldim. Sonra arkamdan
-Canın yanıyor mu? diye sordu
-Hayır, fazla acıtmadı.

Tam birşey soracakken sanırsam arkadaşları geldi. Mecburen sustum. Yukarıya çıktım. Son derse kadar aklımda neden beni bu kadar koruduğunu düşündüm.

○●○

Çıkışta onu göremedim. Ama arkadaşı olduğunu bildiğim çocuğu görmüştüm. İçimde savaş başlamıştı. Kalbim ve aklım savaşıyordu. Sanırsam savaşı kalbim kazanmıştı. Yanına yaklaşarak,

Ben: Merhaba.

Çocuk: Merhaba.

Ben: Ben Nisa.

Çocuk: Rüzgar bende.

Ben: Memnun oldum.

Rüzgar: Bende. Aslında seni birkaç kez Karan'ın yanında görmüştüm ama ismini bilmiyordum.

Ben: Tanışmış olduk. Şey aslında sana birşey soracaktım.

Rüzgar: Neymiş bu soru? (Sırıtmıştı ama yani o sırıtma. Zalımın oğluu gevericem ben burda utançtan)

Ben: Şey eee Karan erken mi çıktı?

Rüzgar: Evet erken çıktı da hayırdır?

Ben: Ben ona birşey soracaktım da o yüzden yani yoksa başka bir özel mesele yok.

Rüzgar: Peki (yine sırıtmıştı. Yapma çocuk yapmaa!)

Ben: Tamam teşekkür ederim.

Rüzgar: Rica ederim.

Dedikten sonra o yoluna ben yoluma gittim. Aslında aynı yere gidiyormuşuz.(yok böyle tesadüf) O önden ben arkasından aynı siteye girdik. Arkasında birinin olduğunu hissetti sanırım. Ve yine sanırsam yanına gelmemi bekledi.

Rüzgar: Sen beni mi takip ediyorsun?

Ben: Ne alaka ya?

Rüzgar: Napıyorsun o zaman?

Ben: Evime gidiyorum, diyerek eve yürüdüm kapıyı açınca

Rüzgar: Sen burda mı...

Ben: EVET, diye bağırarak kapıyı kapattım.

Evet umarım seversiniz.
Düşüncelerinizi yazın. 💝
Bu daha 1. Bölüm...

Tek Dileğim 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin