Ben düşünmüyorum artık. Eskiden uzun uzun cümleler kurardım ya hani yüksek sesle anlatmaya çalışırdım. Artık anlatmaya tenezzül bile etmiyorum. Kendimle gurur duymaya başlıyorum, baksana kocaman adam/kadın oldun diyorum. Küçüklük fotoğrafıma bakarak gülümsüyorum salonda görünce. Çabuk sıkılıyorum. Dondurma yediğimde çok susuyorum, bu yüzden kendime kızıyorum. Bu arada özenmiyorum ben mesela artık o dizideki iki karaktere ikimizi koymuyorum. Artık seni yakıştıramıyorum “buraya”. Özlemek de nerden çıkmış? Hiç aklıma getirmiyorum. Canım sıkılıyor. Ama bitiriyorum. Hem de yavaş yavaş değil, en zor anımda senin için; “keşke burda olsaydı” vari cümleleri kurmamaya çalışarak bitiriyorum. Bir kere demiştim ya, “kokunu sen yokken burda hissediyorum” diye, artık hissetmiyorum. Artık kokunu burda hissetmek istemiyorum. En kötüsü de bu ya, seni rüyalarımda görebilmek uğruna gözlerimi tavana dimdik dikerek, dua etmiyorum artık. Artık bazı şeyleri de sen düşün istiyorum. Şarkıyı başlattığımda bambaşka şeyleri düşünüyorum, fatura düşünüyorum en alakasızından. “Acaba ne zaman şarjım biter?” diyorum bazen de. Şarjım da hiç bitmiyor mesela, “yalnız mıyım ben?” diyorum. Sonra kahkaha atıyorum. Çok gülüyorum. “Yaşa be hayatını” diyorum. Kulaklığımın o kordonu mudur, -adını tam bilmiyorum- (anneme sordum, o da bilmiyormuş) orasını canım sıkılınca yiyorum. Sonra, şuan olduğu gibi kendime gülüyorum. Biriyle konuşurken, onun anlattığı konu ilgimi çekmediğinde ilerde çok mutlu olup çocuğuma doğum gününde alacağım hediyeyi seçemeyip kararsız kaldığımı düşlüyorum. Anlıyor musun? Bilemiyorum. Belki de en güzeli bu ya, anlamanı bile beklemiyorum. Bilmek de istemiyorum. Zaten yerini bile doldurmaya üşeniyorum. Boş bırakıyorum. Bak şimdi hatırlıyorum da, o verdiğin küçük resmi bile öpmüyorum. Bir yerde otururken, yanımda biri oturmasa bile, artık “keşke gelse de buraya otursa” demiyorum. Diyorum ya işte be, yalnız hissetmiyorum. Korkmuyorum da artık, güçlü biri olmaya çalışıyorum. Yenilmemeye çalışıyorum. Sabahları güneş açınca o kadar mutlu oluyorum ki, güneşi öpmek istiyorum. Aşık olmak istiyorum bazen ama sevecek insan bulamıyorum. Üşeniyorum artık. Bazen, “ne de güzel sevmişti beni” diyorum. Bazense tam tersini, “ne de güzel sevmiştim onu” diyorum. Sana küfretmiyorum. Hala seni savunuyorum. Tam da şuan bunları düşünürken hiçbir şey yapamıyorum. Ama sen anlamazsın. Zaten bak diyorum ya; ben böyle uzun cümleleri artık sana kurmuyorum. Düşünüyorum. Sadece düşünüyorum. Korkma, sadece büyüyorum. Artık hiç korkma, ben sadece kayboluyorum.
Sadece kayboluyorum...
✈
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ya'Aburnee
Non-FictionUnutma güzel okyanusum, bir balık öldü diye Okyanusa bir şey olmaz.