*-*

113 5 4
                                    

Napacağım şimdi?!

Ama bunu bastırmalıydım. Eroin isteğimi unutmalıydım ve titremeyide takmamalıydım. Burada tek dostumun, tek kardeşimin hayatı söz konusuydu. Ayağa kalktım. Arka kapıdan depoya ulaşan bir tünel vardı. Mekanın çevresinden dolaşarak, adamlara görünmeden mekanın arkasına gelmeyi başardım. Ama tünele daha çok vardı. Koşmam gerekliydi. Eğer onun kılına bile dokunduysa ebesini sikerim onun. Koşmaya başladım. Birde bunun tünel yolu var. Bir tek kardeşimi kurtarmak istiyorsam daha hızlı olmalıydım. O benim tek yakınımdı. O olmazsa ben o koca sokaklarda, koca karanlıklarda yalnız kalırdım. Yetimim ben.. Yetim!! Annesi olmayan bir yetim! Belki de polise haber vermeliydim. Ama olmaz. O zaman bizi tedaviye sokarlardı. Pierce girsin.. Pierce'yi pisliğime bulaştırdım. Daha kötü olup şırıngayla kolundan almasına izin veremezdim. Evet.. Pierceyi artık burundan almak kesmiyor. Beni de kesmiyor. Ama Pierce'ye izin veremem. Daha fazlasına tahammülüm yok. Pierce'yi o pisliklerin elinden bir kurtarayım, onu ne pahasına olursa olsun tedaviye sokucam. Ben bunları düşünürken tünele varmıştım. Şimdi onca yolu tünelden geri dönecektim. Geldiğimden daha hızlı koşmaya çalıştım. Ama olmuyordu!! Bacaklarım, kollarım heryerim titriyordu. Başım dönüyordu. Of! Midem. Çok fena bulanıyor. Benim krizim Pierce'den de fena. Çünkü ben eroinin 2 yıllık keşiyim. Pierce ise 1yıl. Benim krizim çok daha şiddetli. Ayaklarım halsizlerdi. Başım döndüğü için gözlerimi kapatmıştım. Ayaklarımı zorladım. Tüm gücümle koşmam gerekliydi. Gözlerimi araladım. Tünelin sonuna yaklaşıyordum. Birden nefes almam zorlaştı. Soluklanmalıydım. Ama hayır!! Olmaz! Kardeşim tehlikedeyken soluklanmak benim ne haddime!! İşte geldim. Başım fena dönüyordu. Dünya sanki alt üst olmuştu. Titremeden resmen sallanıyordum. Midemin bulantısına kusmak istiyordum. En azından kusabilirdim, değilmi? Hemen deponun kapısının köşesine kustum. Ah, Tanrım.. Tadı iğrençti!! (pekala burda mideniz buLandı anlyrm ajsjjs) Kusmam bitince tükürdüm. Elimin tersiyle ağzımı sildim. Ah, dostum. Başım çatlayacak gibi ağrıyordu. İçeri yavaşça girdim. Ama beni çoktan görmüşlerdi. İki tane adam beni kollarımdan tuttu. Pierce'yi bir sandalyeyi bağlamışlardı. Benide bağladılar. Çırpınıyordum. "Sikicem belanı!! Amına kocam senin piç herif!!" diye bağırdım. "Biraz eğlensek nasıl olur?" dedi alaycı bir sesle. Kafamı olumsuz şekilde iki yana salladım. Sonra kapıdaki adamlarından birine el kol hareketleri yaptı. Adamı olumlu şekilde kafasını salladı. Çıkıp geldiğinde elinde kerpeten vardı. Yoo.. Yoo.. Bunu yapacak olamazdı değil mi? Olamaz ya!! Ben mazoşist olsam sevinirdim ama lanet olsunki değilim. Üstelik tırnağım gidecek. Ah, neydi benim suçum Tanrım? Pierce ağlamaya başladı. Sandalyede tepinerek bağırıyordu. "Ya hayır yaa!! Bize bunu yapamazsın. Sana paranı ödicek dedi dimi kız!! Eninde sonunda ödeyecek. Neden bizi rahat bırakmıyorsun?!" dedi Pierce. Sinirlenmiştim. Muhtemelen yüzüm kızarmış olmalıydı. Sinirlenince yüzüm çok fena kızarıyordu. "Ah hahahhahh! Burda bir domatesimiz var sanırım. Ama tırnakların beyazmış." dedi Fresh ve alt dudağına üzülmüş gibi dışarı çıkardı. Ah, Tanrım çok tatlıydı!! Ama hayır. Ondan ne tatlı olur ne de bir bok. Adamının elinden kerpeteni aldı ve Pierce'ye yaklaştı. Yere çöktü. Pierce'nin dizlerinin altındaydı. Elini tırnaklarına götürdü. " Hmm çok güzel ve bakımlı tırnaklar.. Ama ne yazık değil mi bunların gidecek olması?" dudağını az önceki gibi yaptı. Çok sevimliydi. "Size bu işkenceleri yapmamam için bana bir sebep bulun." dedi. "Lütfen! Her istediğini yaparız. Yeterki bizi serbest bırak." dedi Pierce. "Her istediğimi ha?" dedi Fresh. "Hayır Pierce! Her istediği olmaz. Kim bilir bize ne bokluklar yaptırır yada yapar bu cani." dedim. "Bir şans verelim Hailie. Bir bakalım ne isteyecek?"

"Pekala." dedim ve Fresh'in konuşmasını bekledik.

Bir kaç dakika o vaziyette durunca sinirlenmiştim. İki saattir bu piçin ne istediğini söylemesini bekliyoruz. Zaten sinirliydim de. Daha da sinirlendim. Tam sinirden bağıracakken "Buldum!!!" diye bağırdı. Korktum lan. "Söyle." dedim.

"Benimle bu gece sen, diğer ge-" sözünü kestim ve bağırarak "Kes lan!! Asla böyle bir şey olmayacak. Sen bizi ne sandın lan ibne!" dedim. Sinirlenmişe benziyordu. Bana tip tip baktı ve sırıttı. Gerçekten çok sabırlı biri. Ben patlar diye düşünmüştüm. "Sen ne sandın ki? Daha ne isteyeceğimi söylemedim. Seni sabırsız kız. Aklın nerelere gidiyor öyle." dedi ve göz kırptı. Gerçekten sinirlenmiştim. Hızlı ve sesli soluyordum. Sinirim krizimi daha çok etkiledi. Başım.. Başım çok fena dönüyor. Etraf kararıyordu. "Işıkları kim söndürüyo ya..." diye sesimin çıktığı kadar -çok kısık bir sesle- mırıldandım.

Ve sonrası karanlık..

Fresh'in ağzından..

Dediğim şeye sinirlendiği her halinden belliydi. Tabii domates olmasaydı bunu belli edemezdi. Birden bayıldı. Birşey dediğini duydum ama anlayamadım. Zaten geldiğinde krizdeydi. Herhalde siniri krizine vurdu ve bayıldı. Uyurken acayip şekerdi. Lan! Noluyor?! Kendine gel Fresh! Bu sen değilsin. O seni kazıkladı. Herneyse.. "Ama o uyurken olmaz. Uyanık olsun ki acıyı tatsın, değil mi Pirsişş." dedim ve gülümsedim. "Jacob! Bunlar bu gece burada kalsınlar kapıyı kilitle ve sakın açma. Yoksa senin de sonun bunlara yapacağım işkenceli ölüm gibi olur." dedim. Pierce ve Hailie'ye kısa bir bakış atıp oradan çıktım. Eve gitmek istiyordum. Bugün çok yoruldum ve eroin istiyordum. Ben eroini damardan, kolumdan şırıngayla enjekte ediyorum. Üstüne 2 extacy ve 5 şişe bira sallıyorum. Ben tam uçuşu severim. 5 yıllık keşim. Hayatımda kimse uyuşturucu kadar değerli değil. Annemle babam desem, benimle ilgilendikleri yok. Zenginim. Her bokum var. Ama ben uyuşturucuyu seçtim. Hayatımda o olmadıkça ben bir hiçim. 19 yaşımdayım. Bugüne kadar nekadar uyuşturucu çeşidi varsa hepsini içtim. Doğruyu söylemek gerekirse ben bir sadistim ve Hailie ile Pierce'ye bu yüzden işkenceli ölüm yapacağım. Bu gece ikisininde haberi olmadan onların kızlığını bozacağım. İkisinede yüksek dozda eroin enjekte edeceğim. Böylece ne olduğunu anlamayacaklar bile.. Eve geldim. Üstümdekileri çıkardım. Duşa girdim. Küveti full doldurdum ve içine girdim. Uyuşturucularımı aldım ve o rahatlıkla küvetin içine gömüldüm..

Hailie'nin ağzından..

Gözlerimi açtığımda her yer karanlıktı. Hala bağlıydım. Bu sefer ağzımıda bantlamışlardı. İnlemeye, çığlık atmaya başladım. Piercede benim gibi ağlamayla karışık bir inleme yaptı. Sanırım onun da ağzı bağlıydı. Hala başım dönüyor, midem bulanıyor ve titriyorum. Şu lanet kriz bir geçmedi! Gerçi eroinin vücuttan atılması 8 ay sürüyor. Ben okadar dayanamam.

Acı Benim Soyadım (Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin