"Seni zibidi!"
Eren, elindeki küçük midyeyi önden koşan arkadaşına doğru attı. Sörf tahtasını kuma doğru saplayarak mideynin isabet etmeyip yere düşmesi yüzünden kalan işi o tamamlamış, koşarak önünden giden sarışın arkadaşının sırtına doğru atlamıştı.
Yere kapaklanan ikili, ilk başta inlese de sonradan gülemeye başlamışlardı. Bir süre öyle kaldıktan sonra kumral olan doğruldu ve dalgalara kapılan ıslak kumların üzerine oturdu. Serin su, gidip geldikçe onu ferahlatıyordu.
"Kızın yanında bana nasıl sulu gözlü ana kuzusu dersin eşek sıpası!"
Okyasunun gökyüzü ile birleştiği çizgiye bakarken dişlerini gösterek gülümsedi sarışın.
"Bugün ki kız tavlama kotanı doldurdun çünkü, sabahtan beri önüne gelenle flört ediyorsun seni sapık!"
Arkadaşının şakasına söylediği bu sözlere karşılık abartılı bir yüz ifadesi takındı Eren, elini kalbinin üzerine koyarak kaşlarını çattı.
"Üstüme iyilik sağlık sapıklık ve ben? Kırıldım."
Armin ne kadar "hadi ordan" dese de, sözünü kesti ve devam etti Eren.
"Bana bana, çocukluk arkadaşına 'sapık' dedin... bana.. bana bunu nasıl yaparsın sarı çıyan! Seni kardeş bildim.. bağrıma bastım. Sen ise, kardeşinin mürvedini kapatıyor, plajda onca güzel kız varken anımı yaşamama engel oluyorsun.. oysa.. ben senin içi-"
"Kes lan dırdırı, drama queen."
Gelen huysuz ifadesi ile Jean'dı. Sadece giydiği siyah şort ve sudan yeni çıktığını belli eden geriye yatırılmış ıslak saçları ile oldukça çekici görünüyordu. Elbette Eren bunun farkındaydı ve bu herifin önünü geçip bahtını kapatmasını istemiyordu. Tabii, bunlar sadece bir oyundan ibaretti.
Elini Jean'a doğru uzatarak Armin'e döndü Eren.
"Bu aznavuru kim getirdi peşimizde?"
Armin ufak bir kıkırtı vermiş, Jean'nın Eren'in kafasına vurarak söylenmesini izlemişti. Çok geçmeden Connie, elinde tuttuğu bira poşetleri ile yanlarında bitmişti. Bu, akşam için bir hazırlıktı.
Bir grup genç, kendi hallerinde sahilde tatil yapıyorlarsa bira eksik olur mu hiç?
Eren ona sataşan arkadaşının kolundan tutatak ayağa kalktığında Armin de doğrulmuş, dörtlü arkadaşlar gidip gelen dalgaların arasında yürümeye başlamıştı.
Ortaokuldan beri yakın arkadaşlardı hepsi, birlikte büyümüşlerdi. Her ne kadar Eren ve Jean birbiri ile sürekli kavga etse de, aslında birbirlerini en iyi anlayan ikiliydi ve hiçbir zaman gerçekten kavga etmemişlerdi. Sadece birbirleri ile atışmayı seviyorlardı.
Güneş yavaş ve yorgun bir biçimde kendini tan yerine bırakıyor, etrafa hoş bir kızıllık yaymaya başlıyordu. Fakat kimsenin gitmeye niyeti yoktu, sahil hâlâ oldukça kalabalıktı.
Kendi yerlerine oturduklarında Eren ona bakan her kıza göz kırpıyor, yanından geçenlerin ufak bir kıkırtı yaymasına neden oluyordu. Yanlarından geçerken gözüne kestirdiği esmer bir kadının köpeğini sevip köpek üzerinden kadına cilveli iltifatlarda bulunduğunda geri kalan üçü, onun bu hallerine göz devirmişlerdi.
"Bu çakma Nuri Alço'yu bir daha peşimizden getiren olursa yemin ederim onu sekiz gün Zeke ile aynı ortamda kalmaya maruz bırakılmış Levi'ın yanına koyar üzerlerine kapıyı kilitlerim."
Jean burnundan soludu. Bu tuhaf tehdit Connie ve Armin'i eğlendirmiş, Eren'in ise dehşet dolu bakışlarla onlara dönmesini sağlamıştı.
"Sahi," dedi Armin, gülmeyi bıraktığında, şezlongda -ne kadar olabilirse- daha rahat oturmak için kendini yerleştirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
summer's glory, eremika✓
Fanfiction[ mini fic ] Eren sahilde gördüğü kıza kendini gösterebilmek için türlü türlü numaralar yapıyordu. [Eren Jaeger ×Mikasa Ackerman] © litabule