20. Bölüm 🕊

30 7 0
                                    

Bölüm Şarkısı: Ghazal Shakeri ~Shab Afaridi

Yorumlarınızı eksik etmeyiniz. İyi okumalar!

Gücün kelime anlamına dönüştüğümü düşündüğüm anlarda hayatın, aslında çok da güçlü değilsin, tokadını yiyordum. Evren o kadar güçlüydü ki kendinden güçlü olacak kişiyi de bir o kadar kıskanıyordu. Yoluna engeller, bedenine zayıflıklar, kalbine zaaflar veriyordu. Benim zaafım çevremdi. Onlara bir şey olacağı vakit ya daha güçlü ya da daha zayıf oluyordum. Bunu asla engelleyemiyordum. Zayıf noktam gücümün belli bir yerden sonra eskisi kadar etkili olmamasıydı. Bir de gururum vardı. Bu gurur uğruna yapamayacağım hiçbir şey yoktu. Engellerim ise geçmişimdi. Geçmiş ve çevremdekilerin geçmişi bir bir önüme engel olarak çıkıyordu. Ama biliyordum ki benim aşamayacağım hiçbir şey yoktu.

Diana sinirle uzaklaşmıştı. Bizler için toplama alanı oluşturacaktı. Katy ve Alec gelecek savaş için bilgilendirme konuşması yapacaktı. Rahatça arayabilmemiz için odalar bu sayede boşaltılmış olacaktı. Bizler de burayı tanımak için geziyor olacaktık. Diana'nın İshak'a karşı sonsuz bir güveni olduğu için asla sorgulamadan kabul etmişti.

"Gücünü boşa harcamakta üzerine yok." dedi Alec. "Ama güzel bir hareketti boşuna üstüne gitme." Katy anında bana destek çıkmıştı. Dıştan bir tepki vermiyordum belki ama içimden içtenlikle gülümsüyordum. Gözlerime yansıyan ışıltının ben bile farkındayken onların fark etmemesi imkânsızdı. "Başımıza taşlar yağacak." dedi Mina hafifçe bana dürterek. İşte bu defa dayanamayıp tebessüm etmiştim.

"Güzel aile tablosu." İleriden bize ithafen konuşan kişiye döndük aynı anda. Emma samimi olmayan bir tebessüm takınarak bize bakıyordu. Mavi gözleri sürmenin etkisiyle daha kısık duruyordu. Kendi sinsi tavrıyla bakışları birebir uyuyordu. Dalgalandırdığı saçlarını geriye iteledi. "Hepiniz güçten ibaretsiniz ama yine de bize ihtiyacınız var. Tıpkı birlikte savaştığımız sıralar Alec'in de bana ihtiyacı olduğu gibi." Sonunda yapay bir gülüş sergileyince yüzüm ekşidi. Klasik kötü kadın hareketi miydi bu?

Arkamda kalan Katy hızla ona doğru yürümeye başladı. Sakin durmanın ne olduğunu asla bilmiyordu. Ve o kadınsa bilerek bunu yapıyordu. Arada büyük bir kavga çıksın istiyordu. Gözlerim Katy'nin eline takıldı. Elini kendi etrafında çevirirken kırmızı ışıklar parlıyordu ve elektrik akımı gibi elinde süzülüyordu. Emma'nın üstünde uyguladığı an canının acısından öleceğini anlayabiliyordum.

Ondan daha hızlı hareket ederken elini tuttum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ondan daha hızlı hareket ederken elini tuttum. Hızla kendimi öne atıp yüzüne baktım. Elini tutarken ve yüzüne bakarken durması kaçınılmaz oldu. Sadece mavi gözlerine dikkatle bakıyordum. Kırmızı ışıklar gözlerinden yavaşça geriye çekildi. Ardından ona arkamı dönüp Emma'ya baktım. Ağırca ona doğru adım attım. "Ben senin derdini rahatlıkla anlayabiliyorum. Ve senin olmak istediğin yeri de görebiliyorum. Annemin yerinde olup, babama ve onun sahip olduğu şeylere ulaşmak istiyorsun; fakat bu imkânsız." Katy ve Alec'e saniyelik bakışlarımı çevirdiğimde şaşkınlığın esirinde olduklarını gördüm. Anne, baba dememi beklemiyor gibiydiler. Ben de öyle...

LerzeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin