3. BÖLÜM:

7 2 0
                                    

Bir kişi karşısındaki insanın hayatını nasıl tekrar tekrar mahvedebilir? Bunu sağlayabilmesi için yeterince kötü mü olması gerekiyor yoksa biz mi buna zemin hazırlıyoruz? Belki de kaderimiz doğuştan 1-0 yenik başlatıyor bizi, olamaz mı? Düşenler arasında toparlanabilecek gücü kendinde bulanları yüceltmek, o gücün zerresini dahi kendisinde bulamayanlarý  düştükleri yerden kalkamaması için böyle başlamamıza neden oluyordur belki ha, olamaz mı?  Hayır, hayır kadere bu denli inanmıyorum.

Önümde durduğunda ne yapacağımı bilemedim. Kerim soğuk ve keskin bakışlarıyla ironi yaratmak istermişçesine sırıttığı yüzüyle tam karşımdaydı. Buz kesmiş hâlimle ağzından dökülecek olan kelimeleri bekliyordum.

Sadistçe sırıtarak yanıma geldi ve kömür karası gözlerini gözlerime dikti. Elini uzattığında eline iğrenircesine baktım. Parmaklarını avucunun içine alarak sıkı bir şekilde kapattı ve yavaşça elini indirip pantolonunun cebine soktu.

"Görüşmeyeli nasılsın Beril." dediğinde Ona 'Şaka mısın?' bakışlarımdan atıyordum. Beni buraya getiren adama dönerek, "Beni buraya getirmeni o mu istedi?" diye sormuştum. Ancak o bana aldırmadan soğuk ve keskin bakışlarını Kerim'e yolluyordu.

"Sana bir soru sordum. Cevap ver, beni buraya getirmeni o mu istedi?" Kafasını bana çevirerek kısa ve net bir şekilde "Evet." deyip önüne dönmüş ve cümlesini Kerim'e yöneltmişti. "Artık gidelim. Burası güvenli değil. Birazdan buraya damlarlar."

"Sen gidebilirsin. Ama biz ve Beril buradayız." dediğinde içimi bir korku sarmıştı. Kimler geliyordu? Niçin geliyorlardı? Nasıl bi işin içindeydim ben böyle?

Üzerimdeki delici bakışlar şiddetlenmişti. Zehra beni yiyecek gibi bakıyordu. Kerim desem zaten Yeşil Gözlü ile resmen bakışlarıyla dövüşüyorlardı.

Yeşil Gözlü elini belime dolayıp beni kendine çekti, "Tabii ki siz kalabilirsiniz. Ama o benimle geliyor. Değil mi tatlım?" deyip bana dönmüştü. Eli ile belimi sıkıyordu. Sanki onunla gitmezsem kötü şeyler olacakmış gibi bir his vardı içimde.

Onu cevaplamak yerine, "Neler oluyor?" diye ortaya soru atmıştım. Ancak açılan ağızlar arkamdan gelen ıslık sesi ile sert bir şekilde kapanmıştı. Arkamı döndüğümde, kırk - kırk beş yaşları arasındaki bir kadın ve evimden çıkarken evime yönelen genç adamlar ile göz göze geldim.

Belimdeki el beni korumak istercesine sanki olabilirmiş gibi beni daha da kendine çekti. Kadın güldü. "Siz, hemen birbirinize alışmayın nasılsa birlikteliğiniz uzun sürmeyecek." diyerek gene kahkaha attı.

Sağındaki esmer çocuk bana doğru adım attığında belimdeki elin sahibine sığındım. Hareketimden ürktüğümü anlamış olacak ki gözlerini bana çevirdi. İçten bir gülümsemeyle beni daha da sarmaladı. Gözlerini bana yaklaşmakta olan gence çevirip, gür bir sesle kükredi. "Geri bas!"

Kadında gençle beraber, sırıtarak yaklaşmaya devam ediyordu. Yeşil Gözlü belinden çıkardığı silahı ona doğrultduğunda kadın duraksamıştı. Ancak bu kez arkasındaki gençler silahlarını bize doğru, daha doğrusu önümdeki Yeşil Gözlü adama doğrulttuklarında ağzımdan küçük çaplı bir çığlık fırlamıştı. Sadistçe gülmeye başladılar.

Kolumda hissettiğim baskı ile birlikte bir çığlık daha atmıştım. Gözlerimi kolumdaki elin sahibine çevirdim.  Kerim gerilmişti. Kolumu ondan kurtarmaya çalışıyordum. Ancak tüm çabam boşaydı.

Yeşil Gözlü elindeki silahı Kerim'e doğrultduğunda kadın gülmeye başlamıştı. O kadında psikopat bir hâl vardı.

Berna ismi beynimin içinde yankılanırken bir çığlık işittim, korku dolu bir çocuğun çığlığı. Çığlığın etkisiyle kendimi Kerim'in elinden kurtarmaya çalışmak yerine elimi kulaklarıma bastırıp gözlerimi sıkı sıkıya kapatmıştım. Gözümün önüne gelen görüntüyle çığlık atmaya başladım. Berna diye ağlayıp bağıran küçük kızı, yerde baygın 16-17 yaşlarındaki genç kızdan ayırıp kucağına alan bir el. Başıma saplanan ağrı ile gözlerimi açtığımda yüzümün nemli olduğunu ve Berna diye haykırdığımı  yeni yeni idrak ediyordum.

O kıkırdama sesi kesilmiş yerini ölüm sessizliği  dolduruyordu.
"O kızı bana getirin." dedi karşımdaki kadın. Ciddi ve öfkeli bir yüz ifadesine bürünmüştü. Gençlerden biri silahını Kerim'e diğeri ise Yeşil Gözlü'ye doğrultduğunda Kerim'de silahını bana doğrultmuþtu ağlamam şiddetlenmişti.

Bir ona bir eline bakıyordum. O da bana o kadın gibi bakıyordu.  Soğuk ve nefretle, birazda olsa pişmanlık da vardı gözlerinde.

Ensemde beliren namluyla beraber zaten gerilmiş olan ortam elle tutulur hâle gelmişti.

Yer, ayaklarımın altından kayıyordu.
Duyduklarım sesten ziyade, uğultudan ibaretti. Gözüm karardı. Yere düşüyordum ama buna engel olamıyordum.

Başımın ağrısını alacakmış gibi sıkı sıkıya kapatmıştım gözlerimi. Açtığımdaysa gördüğüm şey benimle beraber yere boylu boyunca uzanmış bir vücuttan ibaretti. Kim olduğunu bilmiyordum. Bulanık görüyordum. Ancak kokusunu duyduğum şey iğrençti. Sıcak kan kokusu genzimi yakıyordu. Bu kokudan arınmak istercesine gene kapatmıştım gözlerimi. Bir daha açamayacağımı bilseydim kapar mıydım gözlerimi?

***
Oylamayı unutmayın 😗

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 27, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SIR PERDESİ  (Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin