2. BÖLÜM: KERİM

38 2 0
                                    

Geçmişim ve geleceğim peki ben hangisinin içinde tıkılıp kalmıştım? Geçmiş mi daha cazip yoksa gelecek mi? Peki ya hayallerim mi yoksa anılarım mı?

Buna bir cevap veremezdim. Bildiğim tek şey şu  an'ımdı. Bu andan daha değerlisi var mıydı bilmiyorum. Belki geçmişimdir belkide geleceğim ama geleceğimden umutlu olduğum kadar geçmişimden emin olamıyorum. Ve muhtemelen umutlu geleceğim elindeki silahı şakağımda bir fırçaymışçasına gezdiren adam yüzünden hayatımda kara lekeler bırakacaktı. Kapkara bir gelecek. Elindekine nazaran maskenin altındaki yeşil gözler kalbimin acımasına sebep olmuştu. Ama korkmama değil sadece kalbimin acısına sebep olmuştu.

Soğuk kanlılığımı koruyarak kafamı yavaşça arkaya çevirdiğimde silahın namlusu alnıma dayanmıştı. İlk namluya baktım sonra gözlerimi yeşil gözlere çevirdim. Tam ağzımı açtığım anda yerinde kıpırdandı. Bir şeyden korkuyordu farkındayım ama neyden korktuğunu anlayamadım. Gözlerini yola çevirerek kıstı ardından sineye çekilen avcı gibi küçüldü. Baktığı yöne gözlerimi çevirdiğimde. Karşımda iki tane genç, kalıplı erkek vardı evime yöneldiklerinde bizi farketmediler.

Arkama döndüğümde yeşil gözler gene beni bulmuştu. Ona kim olduğunu soracağım sırada tok bir sesle "Önüne bak ve gaza bas. Cehennem'e gidiyoruz." diyerek ağzımı kapatmama sebep oldu. Ancak benim bir ihalem vardı bu oyuna daha fazla tahammül edemezdim. Ancak bana zarar vermesinden korkuyordum.

Tam caddeye çıkacaktım ki arkamdaki ses "Dur burda." dediğinde bir anda frene bastım. Öne doğru savruldum. Kafam camla buluşacakken camdan daha yumuşak bir şeye çarpmıştım. Gözlerimi açtığımdaysa alnımla saç dibimin olduğu kısımdaki yumuşak dokunun bir el olduğunu farkettim. Gözlerim elin sahibine kayarken kızardığımı farkettim. Hemen toparlandım. Benim ardımdan yeşil gözlü adamda toparlandı. Maskesini çıkarıp koltuğa attı. Maskenin altından fışkıran siyah saçlar ve beyaz ten gözümü alıyordu. Ardından çenesi dikkatimi çekti. Çene kası vardı.

Adama bu kadar uzun süre bakmam saçmaydı. O da bunun saçmalığının farkına varmış olmalı ki anında kapıdan indi. Onun inmesini fırsat bilip kapıları kitledim. Tam gazı kökleyecekken sol tarafımdan gelen gün ışıklarını engelleyen adama odaklandım. Cama tuttuğu silahı tam boyun hizamdaydı. Korkmuştum. Bir silaha bir adama bakıyordum.

Cama yaklaşarak "Hayatım inmeyecek misin?" dediğinde etrafıma baktım. Bir anda frene basmam yüzünden çıkan sesle kafalarını bize döndüren insanları gördüm. Kimi işine dönmüştü ama kimi gençler ve yaşlılar hâlâ bize bakıyorlardı.

Gözüm tekrar elindeki silaha kaydığında baş parmağının horoza gittiğini farkettim. Bir anda kilidi devre dışı bırakacak olan butona basarken buldum kendimi. Kapıyı açtığımda bir elini belime sardı. Beni bir dükkana yönlendirdiğinde el mecbur adımlarımı oraya sıralamıştım.

İçeri girdiğimizde karşıdaki duvarda beliren kapıyı farkettim. Sağ tarafıma  baktığımda birbirlerinin içine düşecek olan çifti görmemle başımı sola çevirmiştim. Orası ise iş adamları gibi giyinen insanlarla doluydu. Etrafa dikkatli bakılınca bulunduğumuz ortamın yarısının kırmızı diğer yarısının ise siyah olması dikkatimi şekmişti. Hatta kırmızı duvarlarda şeytan ibareleri vardı hani elinde tırmık tutan ok kuyruklu ve kulaklı çizimi olanlardan.

Elini belime biraz daha saran adamla kendime geldiğimde aval aval ona bakıyordum. Fazla yakınlıktan rahatsızlık duymuştum ancak bunu ona belirtip beni daha da rahatsız etmek için bulunacağı hamlelerden kaçınmaya çalışıyordum. Boynuma doğru eyilip kokumu içine çektiğinde gözlerim dolmaya başlamıştı resmen bana psikolojik şiddet uyguluyordu.

Gözlerimi sıkıp gözyaşlarımın dökülmesine engel olmaya çalıştım, başarmıştımda. Başımı sağ tarafa çevirdiğimde parmaklarıyla çenemi tutup kendisine çevirdiğinde gözlerindeki o iğrenç arzunun farkına varmıştım. Gözleri gözlerimi bulunca o arzuya cüretde dahil olmuştu.

SIR PERDESİ  (Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin