tarihin en ünlü katilleri

Edmund Kemper: 145 IQ'lu seri katil

Tarihte birçok seri katil adını duyurmuştur. Acımasızlıklarıyla meşhur bu katiller herkese korku salmıştır. Ancak çok azı Edmund Kemper gibi bir katildi. Annesini, babaannesini, dedesini öldüren Edmund Kemper'ın korkunç hayatını sizler için inceledik. Edmund Kemper neden bu cinayetlere imza attı?

Edmund Kemper kimdir?

2,06 boyundaki Edmund Kemper'in hayatı 18 Aralık 1948'te Kaliforniya'da başladı. Sorunlu bir anne babaya sahipti. Edmund Kemper, kısaca Ed Kemper çocukluğu boyunca gerilimli bir ev ortamında yaşadı. Ebeveynleri sürekli kavga ediyordu, babası II. Dünya Savaşı gazisiydi ve annesiyle yaşamaktan nefret ediyordu. Ucunda ölüm olan savaşların, annesiyle yaşamaktan daha iyi olduğunu dile getiriyordu her defasında.

Kız kardeşi ilk kurbanı

Bu sorunlu çocukluk döneminde Edmund Kemper, şiddete yatkınlığını kısa sürede belli etti. Kardeşiyle oyunlar oynarken normal çocuklar gibi oyunlar değil, gaz odasından kurtulmak, kardeşinin oyuncak bebeklerinin kafalarını koparmak gibi 'eğlenceleri' tercih etmiş.

Okul yıllarında öğretmenine 'aşıktı' Ed. Ona ilgi beslediğini kız kardeşine söyledi, kız kardeşi de dalga geçerek "Neden onu öpmüyorsun?" diye soru soruyor. Aldığı cevapsa korkunçtu. Ed "Onu öpmem için, önce öldürmem gerekir." demişti.

Evden kaçınca...

15 yaşına geldiğinde evden kaçar ve babasının yanına gider. Ancak babası da Edmund Kemper'i istemez ve babaannesi ve dedesinin yanına gönderir. Dedesi iyi davranır Ed'e ama babaannesi için bunu söylemek zordur. 15 yaşında ilk cinayetini işledi. 27 Ağustos 1964'te dedesinin avlanması için verdiği av tüfeği ile babaannesini vurur. Hızını alamaz ve ölü kadını bıçaklar da.

Dedesini de öldürdü

İkinci kurbanı ise alışverişten gelen dedesi olur. İki cinayet işleyen Ed annesini arar ve onları öldürdüğünü söyler. Polis gelir gözaltına alır, sorguda ise kan donduran sözlere imza atar; Babaannemi öldürmenin nasıl hissettireceğini merak etmiştim.

Yaşından dolayı herhangi bir ceza almadı ama Kemer şizofreni tanısı koyularak mahkûm hastanesine gönderilir.

Yapılan inceleme neticesinde sosyopat olduğu yönünde kanaat getirildi. 21 yaşına kadar burada kaldı ve tedavi oldu. Ya da herkesin iyileştiğini sanmasını sağladı. 145 IQ'su ile çok zeki olan Edmund Kemper iyileşmemesine rağmen herkesi iyileştiği yönünde ikna etti.

21 yaşında 'iyileşen' Ed, annesinin gözetiminde insan içine karıştı. Polis olma hayali vardı, ancak boyunun 2 metre 6 santim olması nedeniyle polisliğe kabul edilmedi. Ancak çok iyi polis dostları oldu. Çeşitli işlerde kısa süreli çalıştı sonrasında ise karayollarıyla ilgili bir birimde sürekli işi oldu. Kendi evine de bu dönemde taşındı.

Otostopçu kızları öldürmeye başladı

İş icabı sık sık yolculuk yapan Edmund Kemper yollarda otostop yapan kızlara rastlıyordu. Bu rastlaşmalar onun derinlere gömdüğü kötü hazları ortaya çıkarmasına sebep oldu. Artık arabasında kürek, testere, poşet, bıçak gibi cinayet aletleri de bulunuyordu.

Ölülere işkence

Dostça yaklaştığı ve aracına aldığı otostopçu kızları öldürmeye başlamıştı. Ed onları öldürdükten sonra ise cesetlere işkence yapıyordu. Cesetleri bulan polisler ise Ed'den hiç şüphelenmiyordu çünkü onların dostuydu. 

Annesini de öldürdü

Edmund Kemper'in son kurbanı ise annesi oldu. Yıllardır içinde ona karşı bir nefret taşıyan Ed, Paskalya gecesi annesini öldürdü. Ardından annesinin çok konuştuğundan şikayetçi olan katil, ses tellerini çöp öğütücüsüne attı ve kafasını gövdesinden kopardı. Aynı günün akşamı bu olayın ardından üzüleceğini düşündüğü annesinin arkadaşını yemeğe çağırır. Onu da aynı soğukkanlılıkla öldürdükten sonra polise teslim olur. Mahkemede öldürdüğü insanların etini yediğini itiraf etti ve iki kez intihar teşebbüsünde bulundu.

Tahliyeyi istemedi

Seri katil Ed o kadar 'bilinçli' biriydi ki aldığı ömür boyu hapis cezası bir süre sonra şartlı tahliyeye çevrilmek istendi. Ancak Edmund Kemper bunu reddetti. Çünkü toplum içine çıkmaya hazır olmadığını söyledi.

Diziye konu oldu

Mindhunter isimli bir diziye de ilham kaynağı olan Edmund Kemper'i Cameron Britton çok başarılı bir şekilde canlandırdı.