LİSE GÜNLÜĞÜ

Herşey film gibiydi...

Bugünün böyle biteceğini nerden bilebilirdim ki...

Her öğle saati olduğu gibi bu öğle saati de dışarıda voleybol oynuyorduk. Ayıptır söylemesi, iyi de voleybol oynarım.Okulda hoşlandığım bir çocuk vardı ve oda yan tarafta futbol oynuyordu. Bir ara top bizim sahamızda gelmişti. Oda hemen peşinden koşarak oyunlarına bizim sahada devam ediyorlardı.
Hani bana daha yakın mesafede duruyor diye tam mutlu olacaktım ki...

Sen top gel çarp suratıma.Suratım felç geçirmiş gibi idi. Kendime geldiğimde hoşlandığım çocuğun bana güldüğünü farketmiştim. ALLAH'ım ben bunu hakedecek ne yaptım.Of hayır bunlar bir şaka olmalıydı.Evet evet bunlar olmamıştı, sadece şaka idi. Komik olmasa da şaka idi:)

İşin şakasını bırakırsak, olanlar korkunçtu. Sınıftaki bir dengesiz arkadaşım beni resmen çocuğun üstüne itmişti ve diğer yandaşı da bana çelme takmıştı. Bu resmen rezilliğin dibi idi. Hey sen! sınıfın montofon ineği ben senin... Hangi hakla hı? Hangi hakla bana bunu yapabilirsiniz.Siz resmen kundakçısınız. Sizi hapishanelerde sürdüreceğim, göreceksiniz siz!
ALLAH'tan böyle birşey olmamıştı. Bu yüzden şu an bunun için dua ediyorum. Bence bana bunu yapmamış olsalar da onları hapishanede çürütmeyeceğim için dua etmeliler.

Bana kızmayı bırakın çünkü artık asıl olan duruma geldik.

Aynı takımda olduğum kızlardan birisinin benim hoşlandığım çocuğu sevmesi idi. O an vücudumun her noktası buz tutmuştu. Resmen hissizleşmiştim.Kendime geldiğimde  'Hadi topa vur' , 'Kızım uyumasana, vur şu topa' , 'Ya böyle yapacaksan çık oynama!' gibi daha birçok ses... Bana daha çok bir uğultu gibi geliyordu. Hiç kimsenin ne dediğini anlamamıştım ama yinede koşarak sınıfa çıkmıştım. Ada ve Erçin'i bulup bunları anlatmam lazımdı. Onları sınıfta birbirlerini döverken bulmuştum ama buna aldırış etmeden ikisini sürükleyerek tuvalete getirmiştim. Tuvalette kimse yoktu.3 tane olan kabinlerdende ikisinin kapısı açık bir tanesinin ki kaplıydı. O an o kadar çok, olanları anlatma isteği vardı ki... Her ne kadar filmler de; Tuvalette o kapısı kapalı olan kabinden biri çıksa da bu bir film değildi.Bu yüzden buna aldırış etmeden olanı biteni kızlara anlatmıştım. Onlarda küçük çaplı bir şok geçirmişlerdi. Bense hala o büyük şoku atlatamamıştım. Büyük hayal kırıklıkları ile Ada'yla sınıfa geçerken, Elçin başörtüsünü düzeltmek için tuvaletteydi.
Sınıfta karalar bağlamış otururken , Elçin panikle sınıfa girmişti.Filmlerdeki o olay başımıza gelmişti.O kapalı kabinden çıkan kız, benim hoşlandığım çocuğa göz diken mal'ın arkadaşıymış. Bu kadar da olmaz ki.

Yeterin be :(