Geçecek buda..
Ezilmiş kemiğinin tiz sızısı gibi ufalanacak dönüşünde dakikaların..
Parmaklarının arasındaki bir avuç toprağın ümüğünü sıkıp, altında yatan yaşamın kokusunu tekrar tatmak arzusunda..
Gerçeğin şelalesinden çakılıp boğulmaya ramak kala yutkunup kabulleneceğiz..
Tekrar.. ve tekrar...
Do'dan do'ya uzanacağım.
Bir tespihi tek tur çevireceğim eğreti bilmişliğimle.
Dişlerimin toz tanesine dönüşüp lokmalarımın arasına karıştığı kabuslarım gibi..
Kanserden budanacak dalı kalmamış nasırlı bir bedende koyulaşan tiktaklar gibi..
Geçecek...
Bir labirente kaçacağım..
Ya ışıkları kapatacağım orada.. yada gözlerimi oyacağım.
Bir bunağa rastlayacağım elbette..
İskambil destesini karıştıran
Es geçeceğim onu
Çıkışı bulacağım
Eğer ki oymadıysam gözlerimi bakir bir erkek gibi kamaşacaklar gün ışığında
Utana sıkıla gelecekler kendilerine
Do'dan do'ya uzanacağım..
Geçecek buda...
