"geri dönmeni
diliyorum.""karanlık, hyunjin." derin bir nefes aldı gittikçe havasızlaşan dar alanda. "boğuluyormuşum gibi hissettiriyor."
önünde asılı duran kıyafetlerden birinin kolunu baş parmağına sardı. "korkuyorum," sıktığı yumruğunu göğsüne götürdü. "karanlıktan da, dar alandan da." hissettiği ağırlığı parçalamak istermiş gibi vurmaya başladı.
"ama emin ol, aydınlıktan korktuğum kadar değil." ancak hiçbir işe yaramadı. "aptal," diye mırıldandı. "senin yüzünden bu hâldeyim." kesti vurmayı. "keşke geri dönsen."
daha sıkı yumdu gözlerini. "keşke burada olsan ve çekip alsan beni karanlığımdan." biraz daha doladı asılı gömleği parmağına. "gülüşünle aydınlatsan her yeri, ancak en çok beni." gelen öksürme isteğini geri itip devam etti. "çünkü en çok benim ihtiyacım var aydınlığına."
nefesinin tamamen kesildiğini hissetti. korkudan mı, oksijen ihtiyacından mı emin olamadı. dayanabildiği kadar kaldı öylece. sonra büyük bir açlıkla dolabın kapağını aralayıp kendini dışarı attı.
bulanık olan görüşü biraz kendine geldiğinde kapalı olan perdesini gördü. yutkundu ve yeniden araladı ağzını.
"gökyüzü hiç terk eder mi insanı?" diye sordu havaya. "benim gökyüzüm beni terk etti."
"kendimi odama kapadım, sen gelene kadar da çıkmayacağım buradan hyunjin." gözleri masasının üzerindeki kağıt parçalarına kaydı. "gökyüzü olmayan bir dışarı ürkütücü."
duyduğu şimşek sesiyle irkilip bacaklarını kendine çekti. "sinirlendin mi?" diye sordu. sonra cama çarpan yağmur damlalarını işitti. "ağlama." dedi titreyen sesiyle. "lütfen ağlama, özür dilerim." sonra o da gökyüzüne ayak uydurup yüzüne yağmurlar yağdırmaya başladı gözleriyle.
"şarkı söylersem sakinleşir misin?" diye sordu bakamadığı gökyüzüne. "senin için yazmıştım."
ayağa kalkmadan yerde sürünüp masasının üzerindeki kağıtlardan birini aldı. "hepsini olmasa da en azından bir kısmını söylemek istiyorum." diyip boğazını temizledi.
"geri dönmeni dileyeceğim."
şarkının ortasından başlamayı seçti.
"bazen canım yanacak."
"ama sen dönene kadar sana seslenmeye devam edeceğim."
"hadi o zamanlara, o günlerimize geri dönelim."
"her şeyi geçmişte nasılsa o hâline döndürelim."
yağmur damlalarının cama vuruşunun biraz daha yavaşladığını hissetti jisung.
"sadece özlemek herhangi bir şeyi geri getirir mi bilmiyorum."
"nasıl hissettiğimi açıklamak çok zor."
"bütün bir gün boyunca ışıkları söndürüp bir odada oturuyorum."
"iyi olup olmadığımı sormak için beni arama."
odası başka bir şimşeğin habercisi olarak birkaç saniyeliğine aydınlandı.
"bu tür sözcüklerle bu duygu kaybolup gitmeyecek."
"solmuş bir çiçeği sulamak ona tekrardan çiçek açtırmayacak."
"yenilmemek adına verilmiş sözler bile senin vedandan sonra bozuldu ve yok oldu."
kesti ardından burada. perdeyi açıp dışarı bakamasa da yağmurun dindiğini, en azından daha sakin bir hâl aldığını hissetti. silik bir gülümseme belirdi dudaklarında.
"sen cidden gökyüzüsün," dedi. "benim gökyüzüm." yine sürünerek yatağına çıktı. "bakmaya korksam bile gökyüzümü çok seviyorum." yumdu ardından gözlerini.
"geleceğin güne kadar seni bekleyeceğim hwang hyunjin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ー on track ♡ stray kids
Fanfiction❝bir gün gülümseyebilmeyi dilerdim.❞ ᐷ stray kids ship one shotları. 「040520 □ 000000」