3. bölüm

1.2K 129 57
                                    

okulumun 3. günü çok sessiz ve sakindi. yarın 13 sensei'nin yanına gidecektik. çıkışta ev yerine abimin yanına gitmeye karar verdim. yemek aldım ve ajansa girdim. odasına direk girdim ve koltuğa oturup bacaklarımı masaya uzattım. 

keigo: mhmm ne aldın?

sen: açıp bakabilirsin değil mi ?

keigo: en sevdiğim yemeği getirmişsin ve şirkete gelmişsin. bunu neye borçluyuz?

sen: istemiyorsan bir daha gelmem abi

keigo: huh? istemiyorum demedim. dünden beri çok sinirlisin.

sen: İYİYİM BEN

keigo: evet anlıyorum.

yemeği yedik daha doğrusu abim yedi ve ben tadına baktım. içeceğimi yudumlarken konuşmaya başladık.

sen: yarın 13 senseinin yanına gideceğiz.

keigo: elinden geleni yap

tamam anlamıda kafamı salladım ve dışarı çıktım. Bir kuş sayılırdım ama yürüyordum. Eve gidince üzerimi değiştirdim ve terasıma çıktım. Abim devriyedeydi. yavaşça kanatlarımı havalandırarak uçmaya başladım. şehrin ışıkları, ayın yansıması, lacivert gökyüzü ve yıldızlar... hepsi ahenkliydi. Uçmak kendimi özgür hissettiriyordu ve kanatlarıma iyi geliyordu. özgüvensizliklerim vardı, sonuçta sırtında kocaman kanatlarla yürüyen bir kızdan bahsediyoruz. Özgünlüklerin artması ile birlikte bana uygun kıyafet bulabileceğim mağazalarda artmıştı. küçükken abimle büyümüştüm. Alkolik bir babadan bahsediyoruz, hiç umursamazdı ve bazen döverdi. vücudumda 2 tane izi kalmıştı. bir tanesi sırtımda kanatlarımın üzerinde diğeri ise sol bileğimdeydi. kanatlarımın üzerinde olan o kadar derin ve büyük değildi. zaten giysilerim kapatıyordu. fakat bileğimdeki çok derindi. kısa olabilirdi ama izi vardı. Bilekliğim ile rahatça kapatabiliyordum yani o kadar da önemli değildi. Yavaşça çatıya geri döndüm ve içeri girdim. yarın önemliydi ve uyumam lazımdı. o yüzden hızlıca uyudum ve sabah tam vaktinde kalktım. okula gidince çantamı bırakıp kostümümü giydim. aşağı indiğimizde otobüs oradaydı. otobüs yolculuğu başladı ve rastgele konuşuyorduk. gideceğimiz yere varınca otobüsten indik ve içeri girdik. çok büyüktü ve farklı farklı alanlar vardı. 13 sensei konuşma yapıyordu ama gözüm içerideki mor buluta kaydı. 


13 sensei: evet sorusu olan var mı?

sen: sensei benim var. Arkadakiler kim? 


herkes arkaya döndü ve içeriye doluşan villianları gördü. 


aizawa sensei: ÇOCUKLAR HEMEN ÇIKIŞA KOŞUN. 


Dedikleri gibi koşmaya başladık ama villian alarmı yüzünden kapılar kilitlendi. kanadımı metalleştirip kapıya vurmaya başladım ama işe yaramadı.


sen: kahretsin işe yaramıyor.

denki: ÖLECEĞİZ!

sero: sakin ol kaminari, ölmeyeceğiz....umarım.


mor sis önümüze geçti ve kapıyı kırmaya çalışmamızı engelledi. bir şeyler zırvalarken bakugou ve kirishima buluta saldırmaya çalıştı. sonra mor bulut dağıldı ve üzerimize geldi. Gözlerimi geri açtığımda ben, bakugou ve kirishima bölgelerin birindeydik. odadaki villianların çoğunu halletmişlerdi ve sonuncusunu da ben hallettim.

BakugouxreaderHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin