Tenshi: HA YİNE BEN KAZANDIM
Mirko: ha! Yine m- Yani kazanmana izin verdim.
Tenshi: hı hı
Elimi uzatıp kalkmasına yardım ettim.
Tenshi: devamını ister misin? Geldiği yerde daha çok var.
Mirko: kazanmana izin vermek sıkıcı. Yardın devam edebiliriz. Şimdi devriye saati.
Tenshi: kesin öyledir.
Güldüm ve devriye için ekipmanlarını takmaya başladım. Basınçtan etkilenmemek için kulaklığımı da aldım ve boynuma geçirdim. Artık hazırdım. Birlikte yola çıktık. İnsanlar vardı ve akşamdı. Sakin bir akşam gibiydi ama sonra mirko Sensei bir şey koklamaya başladı. Koku almada çok iyi değildim ama kuş içgüdüsü olarak iyi duyabiliyordum. İkimizde bir sorun olduğunu anladık ve harekete geçtik. Ben havadan uçarak yer tespiti yapmaya çalışıyordum. Mirko Senseide binaların üzerinden zıplayarak beni takip ediyordu. Sorunun kaynağını anlayınca mirko senseiye yeri gösterdim. Kafasını sallayıp oraya doğru gitmeye başladı. Olay yerine yerden gittiği için daha hızlı ulaşmıştı. Nomular vardı. Kahramanlar onlarla ilgileniyordu ve bende aşağı diğerlerinin yanına indim. Sonuncusunu da uzun tüylerimden birisini metalleştirip ben hallettim.
Tenshi:huh? Shoto?!?
Shoto: Tenshi-san sende mi buradaydın?
Tenshi: şehrin diğer tarafından geldik. Neler oluyor?
Shoto: bilmiyorum
*bildirim sesi*
Shoto: umm? Konum mu?
Tenshi: huh? Ne konumu
Ekranı bana çevirdi ve izukunun mesajını gösterdi.
Tenshi:sadece konum var ve Detaylı değil. Belki yardım lazımdır?
Shoto: sadece semt var.
Tenshi: ikiye ayrılalım. Sen batıya git ben Doğu tarafında olacağım
Kafasını salladı ve hızlıca oradan uzaklaştık. Bütün Doğu yakasını uçarak aradım ve bazı dar sokaklara girdim ama kimse yoktu. Shoto haber vermemişti, belki de yanına gitmeliydim. Batıya doğru uçup onları aramaya başladım. 10 dakikadır shoto ile ayrıydık ve sokağın birinden gelen sesleri duyunca sessizce oraya yaklaştım. Shoto, deku , iida ve başka bir kahraman oradaydı. Elinde bıçaklarla yerdeki dekuya yaklaşan villanı görünce onunla onun tarzında savaşmaya karar verdim. Küçük tüylerimi metalleştirip ona gönderdim. Elindeki bıçağı yere düşürdü ve acıyla bağırdı. Aşağı diğerlerinin yanına indim.
Tenshi:neler oluyor?
Deku: h-hareket edemiyorum.
Shoto: DİKKAT ET
Arkamı döndüm ve bir anlık dalgınlık ile bana fırlatılan bıçak yüzüme gelmişti. Bumerang gibi attığı bıçak stain'in eline tekrar gelince bıçağın üzerindeki minik kan damlasını yaladı ve o an yere yığıldım. Hareket edemiyordum. Stain biraz bekleyip nefeslendi . Sonra iida ve dekunun yanına gitti. Küçük ve saçma idealleri için bir konuşma yaptı sonra bıçağını havaya kaldırdı. Sonra bıçak havalanıp uçtu.
Stain: neler oluyor?
Deku: tenshi-chan?
Üzerimdeki etkisi uzun sürmemişti ve kolumu kaldıracak kadar gücüm olmuştu. O sırada diğerlerine ayaklanmaya başlamıştı.
Stain: çok fazla yoluma çıkıyorsun kanatlı.
Bıçağını bana fırlattı ama tam burnumun ucuna kadar gelmişken durdurmayı başardım. Hepimiz bir araya gelmiştik.
Deku: özgünlüğü hakkında sadece felç edebildiğini biliyoruz
Tenshi: kan grubu
Shoto: huh?
Shoto: kan grubunuz ne?
Deku: A
Shoto: benim de A
İida: benim B
Tenshi: kan gruplarına göre felç süresi değişiyor.
Deku: bunu nasıl anladın?
Tenshi: benim kan grubum 0 ve kısa sürede harekete başlayabildim.
Deku: şimdi anladım...
Hızlı bir plan yaparak onu yakaladık. Tüylerimi metalleştirip onu kaçmaması için iyice sardım. Migrenim yüzümden başım çok ağrıyordu ve vücudumda da ağrılar vardı. Metallerim o kadar sağlam değildi. Sokağın girişine çıktık ve diğer kahramanlar geldi. Artık daha fazla dayanamıyordum ve tüylerimi fazla genişletmiştim. Dekuyu bir anda bir nomu aldı ve havalandı. Gevşemiş tüylerimin arasından stain kaçtı ve dekuyu kurtardı. Sonra bir anda durdu. Son gücümle onun yanına gittim ve ellerimi kafasına koydum.
Tenshi: krize girmiş. Bitkisel hayatta.
Herkes şok olmuştu. Polisler ve sağlık epikleri geldi. Hepimizi hastaneye götürüldük.
*********************************
•Yıldızlar mısınız? ✨
