1980’lerde erkekleri aşağılamak için kullanılan “queer” kavramı daha sonraları LGBTI bireyleri tarafından benimsenerek günümüze kadar kullanılarak gelmiştir.
Türkçede yamuk, tuhaf, garip gibi anlamlara gelmekle birlikte, argodaki anlamı ibne olan queer ibaresi, 19800’lerin sonunda eşcinsel erkekleri aşağılamak için kullanılıyordu.
1990’larda queer kavramı, LGBTI bireyleri tarafından sahiplenilmiş, toplumsal yapının bütününü etkilemiş heteroseksüel mantığa karşı toplumsal bir harekete dönüşmüştür.
Queer hareketle birlikte gelişen queer kuram, cinsiyetin sabit bir şekli olmadığına, tanımının değişkenliğine işaret ederek heterenormatifliği açık etme yollarını araştırır.
Elizabeth Grosz’a göre queerlik, ahlaki ve siyasi normlara kafa tutan, bir varoluş hali, bir yaşam tarzıdır.
“Kadın” ve “erkek” cinsiyet kavramları ile bireylerin bedenlerini kimlikleştirmeye çalışan heteroseksist cinsiyet rejimine karşı cephe alan queer kuramı, genel olarak tüm LGBTI bireylerini kapsayan bir kavramdır.
Avrupa’da ve Amerika’da kullanımı yaygın olan queer kelimesi, Türkiye’de de LGBTI bireylerince benimsenmiştir. Queer yaklaşımının "Buradayız, Queer'iz - Buna Alışın!” sloganı, eleştirel ve muhalif olmasıyla dikkat çekmiş, LGBTI bireylerinin birleşip harekete geçtikleri onur yürüyüşlerinde de sıkça kullanılmıştır.
Kaynak: Türkiye Sinemasında LGBTI Bireylerinin Temsili Ve Nefret Söylemi
Cemre Nur MELEKE
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eşcinsellik
Non-FictionTarih boyunca eserlerde geçen eşcinsellikten temel başlıklar altında bahsetmek istiyorum sadece. *Bütün yazılar makale ve tezler üzerinden aktarılmıştır.*