B4. | Ölüm.

493 36 12
                                    

"Mey" şarkısı eşlik etti bana bu satırları yazmamda. Sizede okurken eşlik etsin. Ne dersiniz? // Medyadan dinleye bilirsiniz.

"Salih hoca kalp krizi geçirmiş." Kafamda sadece bu cümle dolanıyordu.
Binlerce kez tekrarlanıyordu. Egenin elini bırakıp , kulaklarımı kapattım. Yere çöktüm ve gözleri kapatıp ağlamaya başladım. Herşey benim başıma geliyordu şaka gibi. Ama bu kadarı fazlaydı! Salih hocanın kim olduğunu söylemeyi unuttum. Eskiden sürekli gittiğimiz ormanda yaşayan, orta yaşlı bir adamdı. Her kararımızda yanımızda olup bizi desteklemişti. Kalbindeki yarım kalan evlat sevgisini biz doldurmuştuk. Onu bırakamazdık , oda bizi bırakamaz! Gözleri açtım , bana bakan Egeyle karşılaştım. Ayağa kalkıp nazikce "Bizim eve gidebilirmisin Egecim?" dedim gülümseyerek. Kafasını salladı ve gitti. Hemen taksi çevirip, yola koyuldum. Hastanaye geldim. Etrafa göz gezdirdim. Gördüklerim hoşuma gitmemişti. Duvara yaslanıp ağlayan Leya , boynu bükülmüş şekilde koltukta oturan Deniz gördüm. Peki ya Yağız? Beni arayan oydu. Ama kendisi yoktu. Umrumda değildi , kafamı yoramazdım. Onların yanına gittim. Leyayı kolunda tutarak koltuğa oturtdum. Bir yanımda Deniz , bir yanımda Leya vardı. Birleştirdim titreyen ellerimi onların soğuk elleriyle. Saatler geçti. Bir gelişme yoktu. Bitkisel hayata girmesini düşünüyordu doktorlar. Koşarak yanıma gelen Yağızı gördüm. "Öldü mü?" dedi üzgün bir ses tonuyla. Cevap verecekken Deniz ayağa kalktı. Bağırarak konuşmaya başladı. "Çokmu umrunda ölmesi?! Sana bin defa dedim , bu adamın hastalığı var. Gönderelim yurtdışına. Dinlemedin beni! Evet , ölmedi. Ama bu tehlikede olm-" lafını tamamlamadan ameliyathanenin kapısı açıldı. Doktor umutsuz bir ifadeyle "Maalesef , başınız sağolsun." dedi. Hepimiz şoktaydık. Gözlerimden yaş akmıyordu , ama kalbim kan ağlıyordu. Bu haberden sonra herkes çökmüştü. 1 gün geçti. Cenaze günü gelmişti. Tabut taşınıyordu. Bir kaç erkek , ve Deniz. Büyük ihtimal Denizin yorulduğunu düşünen Yağız elini açtı "Ben taşırım." dermişcesine. Deniz Yağızın yüzüne bile bakmadan ilerledi. Yağız peşinden gitmedi , durdu öylece. Toprak atıyordular üstüne tabutun. İşte tam şuan anlamıştım herşeyin bittiğini. Herkes evlere dağılmıştı. Uyumadım , uyuyamadım. Salih hocayla olan fotoğraflarımıza bakıyordum. Ne kadarda mutluymuşuz o zaman. Sabah saat 9 , kuşların sesi kulağımda yankılanıyordu. Bu gün mezara gidecektim. Düzgün bir şekilde vedalaşamamıştım bile hocamla. Kalktım , çıktım yola. Girdim hepimizin sonu olucak yere. Salih hocanın mezarına yaklaşıyordumki birini gördüm. Ellerinde nilüfer vardı. Arkası dönüktü. Yaklaştım ve omzuna dokundum. Gördüğüm suratı beğenememiştim.

•Tuana size kimi gördüü. ?

•Bölümü beğendinizmi. ?

•Sizce Salih Hocanın ölümünde , birilerinin parmağı varmı. ? ;)

•Oy ve yorum atmayı unutmayıın. Öpüldünüüz.

𝙇𝙤𝙫𝙚 𝙨𝙤𝙣𝙜Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin