Farkındalık

129 9 0
                                    

Kendine gelsidiğinde nerde olduğunu anlamaya çalıştı. Etrafına bakındı, ortada kuzine soba, duvarda yayla motifli bir kilim, hemen yanında çift kırma tüfek, pencerede kalın güneşlikler, eski bir radyo köy evinde olduğunu fark etti. Sobanın sıcağı kolunu sızlatmıştı. Gece bayılmış o duyduğu silah sesinin sahibi bulmuştu belkide onu. Geceyi hatırladı gerçekten acaba o neydi. Kurt değildi daha büyüktü ama bir ayı kadarda cüsseli değildi.

Acaba mı ? Dedi kendi kendine.

O sırada kapı açıldı.

Uyanmışsın ! Sıkıntılı bir geceydi dimi ?

Black adamın suratına boş boş bakıyordu. Hala şoktaydı.

Nerdeyim ben ? Neler oldu. Dedi korkuyla.

Av sırasında ateşini gördüm uyarmaya geliyordumki . Bağırışlarını duydum.Şimdiye o kurt seni sürüsüne yem etmişti. Dedi adam

Karşısında duran adamı incelemeye başladı. Esmer idi. Kısa saçları, uzun ama düzgün bir sakalı vardı. Adamı iyice inceledikten sonra " Robur'dan iri ve ve esmerini gördüm ya ölsemde gam yemem" diye düşündü. Ama sesinde güven veren bi yan vardı. Ama yinede diken üstündeymişcesine oturuyordu.

Bunu fark eden adam.

Kolunu güzelce sardım. Yine iyi kan kaybetmişsin. Biraz dinlen deyip. Odadan çıktı. Black sıcacık döşeğe geri uzandı. Geceyi düşünmeye başladı.Onu ısıran ne olabilirdi. O sırada gözü önündeki sehpahaya takıldı köy ekmeği peynir ve zeytin vardı. Hiç düşünmeden onları yedi.  Toparlandı evden dışarı çıktı. Adam kapı önünde odun kesiyordu. Adama yanaşıp geceyi sordu.

-Kaç gündür bir kurt köye musallat oldu. Hayvanlarımızı yiyor. Sürülerimizi telef ediyor. En son 2 kişide kaybolunca bu son nokta oldu bizim için. Dün o hayvanı avlamaya çıkmıştık. Ben eski avcıyım benden kolay kolay kaçamazdıda namussuz hayvan çok hızlıydı. Ve gece olduğu için emin değilim ama normal bir kurt boyutundada değildi. Ama kimseye diyemedim zaten tek yaşadığım için deli muamelesi görüyorum. İspata gerek yoktu. Neyse evlat sende ucuz atlatmışın geçmiş olsun.

-Bu arada benim adım Chirstoff. Ee sen tek başınamı kamp yapıyordun ? Arkadaşların nerede ?

-Evet tek başıma geldim. Hem kafa dinleme amaçlı hemde arkadaşlarımı bu geziye ikna edemedim. Neyse ki tek geldim başkasıyla gelsem belki daha kötü şeyler olurdu.

-Haklısın evlat. Sende hazırlıksız değilmişsin. Bayıldığında palanı elinden alamadım. Tek sorun yavaş olman.

-İlk başta çalılarda hışırtı duyduğumda çok daha dikkatliydim. Sonra ses çıkarının tavşan olduğunu görünce palamı falan elden bırakmıştım. Ondan hazırlıksız yakaladı. Belki bir şans onu yaralıyabilirdim.

-Belki...

-Bu arada gerçekten teşekkür ederim. Yardımlarınız için. Artık kamp yerime dönüp toparlanmam lazım.

-Beni kamp yerime geri götürür müsünüz ?

-Biraz bekle hazırlanıyım. Dedi ve içeri girdi.

Cebindeki sigara paketini fark edince sevinmişti. Adamı beklerken bir sigara yaktı. Christoff elinde tüfeği ve omzuna mermi kuşağı ile dışarı çıktı.

- Hadi gidelim. Dedi

Yol boyunca hiç konuşmadılar. Black hala geceyi düşünüyordu. Kolundaki sızı azalmıştı. Kamp yerine vardıklarında herşey yerli yerinde duruyordu.

Çadırı kurduğu hızla toparlamış çantasına eşyalarını doldurmuştu. Kolu yara olduğu için adamdan yardım istedi çantayı sırtın aldı.

-Yardımlarınız için tekrardan teşekkür ederim.

-Önemli değil evlat. Yine beklerim. Demişti alaycı bir biçimde.

Black hiç vakit kaybetmeden aracını bıraktığı yere yürümeye başladı.
"Keşke bu asa ve baston dallarını almasaydım. Ama bırakılmayacak kadar iyiler neyse az yolum var zaten." diye düşündü.

Arabaya eşyalarını yerleştirip yola çıktığında öğlen olmuştu. Bir an önce eve varıp, Robur ile kritik yapması lazımdı.

Eve geldiğinde Robur'u aşağı çağırdı yardım etmesi için.

Robur, Black'in kolunu gördüğünde şaşırmıştı.

-Ne oldu koluna. Diye sordu şaşkınca

-Yukarı çıkalımda anlatırım.

Eve çıktıklar. Birer bira açıp muhabbete başladılar. Black başından geçen herşeyi anlattı. Şüphelerinden de bahsetti. Ondan asla bişi saklamazdı. Kolundaki yarayı göstermek için sargıyı açtığında ikiside şok içindeydi.

-Oha kolum iyileşmiş yara nerde. Sana yemin olsun kolum çok kötüydü. Hatta gidip aşı olcaktım. Yol boyunca ara ara bu aşı mevzusunu düşündüm. Canım sıkıldı hep.

-Böyle bişi imkansız ya düşündüğün gerçek ise ne yapacaksın ?

- Bilmiyorum. Araştırmalara filmlerden başlayalım bence ordan bir kaç efsane ismi bulup onlarıda internetten araştırırız. Diye düşündüler.

3. Filmden sonra yol yorgunu olan Black uyuyakalmıştı. Robur ise onu rahataız etmemek için kulaklığını taktı. Filmlere devam etti. Bir yandanda internetten araştırma yapıyor. Olayı anlamaya çalışıyordu.

Black sanki kafasını delercesine duyduğu tıkırtılara uyandı.

-Bukadar sesi nerden çıkartıyorsun. Ayıp lan derin uykumu böldün.

-Biraz sakin olur musun?! Sadece laptoptan bişiler yazıyorum.

Artık sesleride daha net duymaya başladığını fark etti.

-Robur herşey bir yana galiba düşündüğümüz gibi önümüzdeki dolunayda ne yapacağımızı düşünmeye başlamalıyız. Dedi.

-O kolay seni ormanda bir ağaca zincirlyecez. Hahaha en keyiflisi bu olcak sanırım. Dedi suratında pis bir sırıtış ile.

Bu konuyu şimdilik aralarında sır olarak tutmaya karar verdiler. Bir sonraki dolunaya 1 ayları vardı. Herşeyi halledecek kadar yeterli bir süreydi. Hem o arada yaz okuluda bitecekti. Bu durum kurtadam olmaktan çok daha mühim bir durumdu...

Kurtboğan kafasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin