Sunflower, Vol. 6 //31

1.8K 181 189
                                    

Onceki bolumu okumayi unutmayin!
---------------------------------------------

Louis parka geldiğinde kendini sakinleştirmeye çalıştı. Aslında tüm yol boyunca kendini sakinleştirmeye çalıştı çünkü Harry ile öpüşmüştü ve şimdi Harry onunla görüşmek istediğini söylemişti.
Birkaç gün önce Harry'nin hoşlandığı var diye üzülüyordu, ama Harry onu öptüğüne göre hoşlandığı kişi Louis idi değil mi?

Louis düşüncelerinden sıyrıldı ve parkın herhangi bir bankına oturup Harry'i beklemeye başladı. Louis stresten ayaklarını sallıyor ve parmaklarıyla oynuyordu. Birkaç dakika bekleyişten sonra görüş alanına Harry girdi. Elleri cebinde bir şekilde yürüyordu. Sadece bir eşofman ve tişört ile nasıl bu kadar büyüleyici olabiliyorsun? diye düşündü Louis içinden.

En sonunda Harry onun yanına geldiğinde selamlaştılar. "Selam" Harry gülümsüyordu. "Selam"
Ortam gergin değildi, aksine samimiydi. Evet, utanıyorlardı ama bunu belli etmemeye çalışıyorlardı.

"Benimle neden buluşmak istedin?" Louis sorduğunda Harry güldü. "Öpüşmemizden sonra hiç konuşmadık ve benden uzaklaşmanı istemiyorum" Harry öpüştüklerini açık bir şekilde söylediğinde Louis kızarmaya başlamıştı. Nasıl bu kadar rahat olabiliyordu, Louis burada heyecandan ölürken.

"Beni neden öptün?" Mavi gözlü çocuk merakla sordu. Bu konuya bu kadar hızlı beklemiyordu ikiside ama girmişlerdi işte. Neden öptüğünü bilmek istiyordu. Aniden öpmüştü ve nedenini söylememişti. "Sen neden bana karşılık verdin?" Harry soruya soruyla karşılık verdiğinde Louis göz devirmemek için kendini zor tutmuştu.

"Çünkü istedim" Louis bunu itiraf ettiğine inanamıyordu ama ağzından çıkmasını engelleyememişti işte. "Çünkü bende istedim" Louis bundan hoşnut olmuş bir şekilde gülümsedi.

"Ee, ne yapmak istersin?" Harry ayaklandı. "Beni öpmeni" Louis o duymayacak şekilde söyledi ve o da Harry gibi ayağa kalktı. Kıvırcık saçlı çocuk Louis'yi belinden tutup kendine çektiğinde Louis ne olduğunu anlamamıştı. Harry sinsice sırıtıp dudağını Louis'nin dudağına bastırdı ve geri çekildi. Louis bir süre kendine gelemedi ve sadece Harry'nin yüzüne aval aval baktı.

"S-sen dediğimi du-duymuş muydun?" Louis utançtan konuşamıyordu bile. "Biliyor musun, kulaklarım iyi duyar" Harry ona göz kırpıp yürümeye başladı. Louis'de utanç içinde onun peşinden gitti. Daha kendini ne kadar rezil edebilirdi o da bilmiyordu.

"Nereye gidiyoruz?" diye sordu Louis Harry'nin arkasından yürürken. "Şarkı söylemeyi sevdiğini ve hatta yazdığını söylemiştin. Ve Niall bana besten olduğunu söyledi. Onu duymak istiyorum."

"Peki, olur. Ama bunun için eve gitmemiz gerekiyor ki eşyalarımı alayım"

"Sadece beni takip et Loueh" Louis onu onayladı ve yürümeye başladılar. Yaklaşık on dakikadan sonra mavi gözlü çocuk konuştu. "Ne kadar kaldı? Çok yoruldum" Harry başını ona çevirdi. "İki dakika sonra ordayız" Louis başını salladı ve yürümeye devam ettiler.

"İşte geldik" Harry müstakil beyaz bir evin önünde durduğunda Louis eve baktı. "Burası benim yalnız kaldığımda geldiğim yer ve ayrıca stüdyom" Louis kaşlarını havaya kaldırdıp Harry'e döndü. "Senin stüdyon mu var?" Harry başını salladı. "Hadi gel" Harry evin kapısını açtı ve içeriye girdi. Louis'de onu takip etti.

İçerisi kocamandı ve dışının aksine tüm her yer siyahtı. Duvarlar, halılar, parkeler, mobilyalar, merdivenler... her şeyiyle simsiyah bir ev.

"Burası... çok güzel" diye konuştu Louis. Adeta büyülenmişti. "Bende çok seviyorum. Her şeyin siyah olması hoşuma gidiyor" dedi Harry merdivenlerden yukarı çıkarken. Louis'de onun peşinden gitti.

Hate Love || L.S Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin