İlayda, Yıldırım soyadını nereden duyduğunu hatırlamaya çalıştı. Otelin içine girdiklerinde Ela ve İlayda her zaman ki gibi bakışarak konuştular. İkisinin de Berke anlam veremediği belliydi. Yine de ikisi de rahatsız olmamıştı. Ela'nın aklına çok güzel bir fikir geldi. İlayda'ya bakarak Berk'i gösterdi ve piç gülüşünü attı. İlayda, Ela'ya göz devirdi. Yine sadece bakışarak konuşmayı başarabilmişlerdi. Berk bütün bunlardan habersiz onlarla beraber resepsiyona kadar geldi. İlayda'nın vedalaşacağını anlayan Ela hemen koluyla dürttü. Çağrıyı alan İlayda Berk beni kurtardığın için akşam sana yemek ısmarlamak istiyorum, diye söyledi. Berk gülümseyerek burada yalnızlıktan sıkılan biri olarak bu teklifi geri çeviremeyeceğim, dedi .O zaman akşam görüşürüz diyerek vedalaştılar.
İlayda ve ela yorgunluklarını atabilmek için 2 tane sade türk kahvesi söylediler. Ne yaşarlarsa yaşasınlar türk kahvesi içerek her şeyi atlatabileceklerine inanıyorlardı. Hatta İlayda her zaman bana ne olursa olsun türk kahvemi içer keyfime bakarım diye şaka yapardı. İkisinin arasında olan anlamlı bir şakaydı. Türk kahvesini beklerken camın önüne oturdular ve konuşmaya başladılar.
-İlayda gerçekten iyi misin?
-Ah tatlım, neden iyi olmayayım? Alt tarafı 3 yıldır çok güzel giden ilişkimi üniversite de yeni tanıştığım yakın arkadaş olarak gördüğüm bir kıza kaptırdım, dedi. İlayda gülümsedi ve ne badireler atlatarak bu günlere geldiğimi biliyorsun Ela. Sence bu beni yıkabilir mi? Ben bu zor geçen günlerin sebebini biliyorum. Hayat benim için daha güzel şeyler planlıyor, diye ekledi.
İlayda hep böyleydi ne yaşarsa yaşasın pozitif bakmanın bir yolunu bulurdu. Babası iflasın eşiğindeyken bile inancını yitirmemişti. Olayları içine atmak güçlüymüş gibi görünmek bazen ona çok zor geliyordu. Teselliye ihtiyaç duyduğu zamanlarda keşke gardımı indirip bende birinin dibine kıvrılabilsem diye düşünmüyor değildi. Ama bazı kadınlar savaşçı olarak doğardı. Babasının iflas etmesine neden olan şirketi bulamamaları ise hala içini sıkmıyor değildi. O zamanlar çok araştırma yapmıştı. Sadece 4 şirketin onlara kumpas kurma ihtimali vardı ama hiç birini suçlayacak bir neden bulamamıştı.
Ela, İlayda diye söze girdi. Babanın iflas eşiğinde olduğu zamanlar o Altay şerefsizi hep yanında olmuştu. Nasıl oluyorda seni başka bir kadına tercih ediyor anlamış değilim. Ama hayatın senin için daha iyi şeyler planladığına eminim. Sonuçta seni Altay pisliğinden kurtardı, dedi. Ela söze devam edecekken kapı çaldı ve kahveleri geldi. Kahveyi masaya koyduktan sonra İlayda, babasının iflas konusu tekrar aklına geldiği için o 4 şirketi düşünmeye başladı. Daha sonra buldum diye bağırdı. Ela İlayda'nın ne düşündüğünden habersiz neyi buldun sakin ol, diyerek gülümsedi. Babamın iflas ettiği zamanki 4 şirketi hatırlıyor musun Ela? Nasıl hatırlamayayım kaç gece onları araştırmakla uğraştın. Burağ'ın soyadı bana bir yerden tanıdık geliyordu ya işte o şirketlerden birinin sahibinin adı Ahmet Yıldırım'dı. Hatta oğlu vardı. İsmi de Buraktı. Aşağıda ki Burak o Burak büyük ihtimal. Belki de bu tesadüf benim tekrar bu konu ile ilgilenmem gerektiğinin işareti, dedi İlayda. Kahvesinden bir yudum alıp odanın içinde dolanmaya başladı. Ela akşam yemekte Burağ'a sormalıyım bence ne diyorsun? Ne soracaksın İlayda? Merhaba Burak, bizim şirket 4 yıl önce batıyordu da siz yapmış olabilir misiniz? İlayda göz devirdi. Saçmalama lütfen Ela. Ne iş yaptığını ve babamı tanıyıp tanımadığını soracağım. Eğer tanımadığını söylüyorsa bil ki bu işte bir iş vardır. O zamanlar ismimizi duymayan kalmamıştı. Haklı olabilirsin İlayda'cım. Fakat bu tam olarak bir şeyi kanıtlamaz. Ne demek kanıtlamaz? 4 yıl önce hisse alan şirketlerden sadece 4'ü vardı. Sadece iyi saklandılar. Bizim batışta olan hissemiz satılmasaydı asla toparlayamazdık. Diğer alınan hisse planlı bir şekilde alınmıştı. Amaçları toparlayamamamızı sağlamaktı. Kaçamak cevaplar verirse eğer bil ki bir şeyler gizliyordur, dedi.
Ela ve İlayda kahvelerini içtikten sonra eşyalarını dolaplara yerleştirdiler ve akşam için hazırlanmaya başladılar. İlayda kısa siyah bir elbise giyip saçlarına maşa yaptı. Elayla beraber aşağı indikten sonra
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ütopya
ChickLitİlayda artık kimsenin hatalarının bedelini ödemek istemiyordu. Hayatının en berbat yılını geçirmişti. Sevinçlerini hep kursağında bırakan insanlar hep en sevdikleriydi. Yorulmuştu artık dünyalar kadar sıkıntıyı sırtında taşımaktan. Üstelik daha üni...