0.3

1.2K 72 138
                                    

~ Hep aklıma geliyorsun, bak gördün mü senin de gidecek başka yerin yok.. - Özdemir Asaf

Yağız Kılınç 

Leya'dan gelen mesaj üzerine kendimi sırıtmaktan alıkoyamamıştım , onu kandırmak düşündüğümden daha da kolay oluyordu. Sevgi eksikliğinden olsa gerek birinin onu anladığını düşündüğü an hemen güvenmişti. Aslında ona iyilik bile yapıyordum sayemde ölmeden önce bir kez olsun sevildiğini hissedecekti. 

Kalabalık ortamlardan oldum olası nefret ederdim zaten ilkokuldan sonra da bir daha hiç okula gitmemiştim. Buradaki kasıntı , popülerlik meraklısı insanlar midemi bulandırıyordu. Bu nedenle buradan ne kadar çabuk gitmek istiyorsam işimi bir o kadar hızlı bitirmeliydim.

Kendimi leya'nın olduğu sınıfa aldırmak hiç zor olmamıştı şimdi tek yapmam gereken sanki karşılaşmamız tesadüfmüş gibi davranmak olacaktı. 

Öğrencilerin sesleri kulağıma dolduğunda nefes darlığım tekrardan kendisini göstermişti. Sesler,  insanlar , anılar .. birçok şeyden nefret ediyordum. Şu an burada kalarak kendime işkence ettiğimin farkındaydım ama işim her şeyden üstün geliyordu.

| yalnız gibisin arkadaş olmak ister misin? |  beynime dolan sesle birçok şeyi sorgulamıştım bir ses bana bu kadar yakınken aynı zamanda nasıl bu kadar uzak olabilirdi.

| kreşin ilk günüydü tüm çocuklar şimdiden arkadaş edinmiş birbirleriyle oyun oynayıp eğleniyorlardı hepsi burayı sevmişti yağız'ın aksine. Buraya gelmek istememişti ve bunun bedeli olarak babasından dayak yemişti , şimdi ise kimse onunla konuşmuyordu bile..

Duvar kenarına yaslanmış diğerlerinden ona arta kalan tek şey ile oynuyordu , bir adet lego parçası ile. Elindeki parçaya baktı ve tek bir parçanın tek başına hiçbir işe yaramayacağını fark etti , bunun üzerine onu da onlara bıraktı.

Neden onu sevmemişlerdi ki? Oysaki daha onu tanımıyorlardı bile neydi yanlışı mutlu olmamak mı? 

Görüş alanına giren oyuncak araba ile şaşırmıştı yağız , kim neden onunla arabasını paylaşıyordu ki? Karşısında sarı saçlı bir oğlan çocuğu vardı ve tüm gülümsemesini yağız'a sergiliyordu.

"yalnız gibisin arkadaş olmak ister misin" yağız önce afallamıştı , bunu ona mı soruyordu gerçekten?

 Yağız başta bir şeyler söylenmeye yeltense de sonrasında vazgeçmişti bunun üzerine çocuk da peki o zaman susarız biz de diyerek yanına oturmuştu. Ne yağız inadını bırakıp konuşma kararı almıştı ne de çocuk inadı bırakıp yanından kalkmıştı , dakikalarca duvarın dibinde oturmuşlardı.

En sonunda çocuk dayanamadı ve sordu yağız'a "yanağına ne oldu" diye  yağız böyle bir soru beklemiyordu ve bu soru karşısında ne demesi gerektiğini de bilmiyordu çünkü onlara öğretilen baba kavramı bambaşkaydı sevgi doluydu , ilgiliydi.. şimdi gerçeği çocuğa söyleyerek onu üzmek istemiyordu.

Sonunda sessizliğini bozma kararı alarak "doğum lekesi" dediğinde yağız her ne kadar belli etmek istemese de çocuk üzgün olduğunu fark etmişti. Gerçeği bilmediği için de doğum lekesini sevmiyor herhalde diye düşünmüş ve içerden kırmızı bir boya kalemi getirmişti.

Yağız çocuğun ne yapmaya çalıştığını anlamamıştı , neden çocuk kendi yüzünü boyuyordu ki?

Çocuk "bak bende de var artık , bundan sonra iz kardeşiyiz" diyerek güldüğünde yağız gerçekten sevildiğini hissetmişti. Yanına gelen bu çocuk sırf o kendini farklı hissetmesin düşüncesiyle kendi yanağını da boyamıştı çünkü , işin aslını bilmeden. 

Yağız bu ince davranış üzerine gülümseyerek "yağız ben" demişti çocuk ise gülümsemesine karşılık verip "memnun oldum iz kardeşim ben de deniz" diyerek lafını devam ettirmişti.

| Gitmem gerekiyor beni affet olur mu?

| Geçirdiği kaza yüzünden son üç yılını hatırlamayacak

| Onu sen öldürdün

| İnsanlara zarar vernekten başka bir şey yapmıyorsun

Yine bir atağın eşiğinde olduğumu anlayınca çantamdan haplarımı çıkarmıştım , benim için bir nevi sakinleştirici görevi görüyorlardı gerçi işe yarayıp yaramadığı tartışılırdı ama şu an yapabilecek daha iyi bir şeyim yoktu.

Bu düşüncelerimi bir kenara bırakıp saatime bakmıştım , artık zamanı gelmişti sınıfa girecek ve insanlar üzerinde iyi bir izlenim bırakacaktım her şey gayet kolaydı bir aksilik çıkamazdı. 

Kapıyı yavaşça tıklatıp sınıfa girdiğimde leya dışında herkesin bakışı bana dönmüştü , o bana bakmak yerine telefonuyla ilgileniyordu. Neye baktığını merak etmeye başlamıştım , hangi şey sınıfa yeni gelen bir öğrenciden önemli olabilirdi ki

Sonunda başını kaldırıp bana baktığında gözlerindeki şaşkınlığını görebiliyordum ama nedense beni görünce hiçbir tepki vermemişti. Bana çok fazla bakmayarak başını geri telefonuna çevirdiğinde sinirlenmeye başlamıştım , nasıl olurdu da hiçbir tepki vermezdi sanki hiç tanışmamışız gibi..

Hoca "Evet yağız sen leya'nın yanına otur yani şuraya" diyerek bana leya'nın yanını gösterdiğinde bir kez daha çok şanslı olduğumu anlamıştım. Defne hiç itiraz etmeden direkt olarak yerinden kalkmıştı. Bakalım yanına oturduğumda da beni hiçe sayabilecek miydi? 

Yavaş adımlarla yürüyerek leya'nın yanına oturduğumda bana bakmamayı tercih etmişti. Artık anlam veremiyordum birkaç dakika önceki kızla bu aynı kız mıydı? Neden yüzüme bile bakmıyordu bir şeyden mi çekiniyordu yoksa?

Kafamdaki sorular artmaya başladıkça kendime kızmıştım asla kurbanım ile bu kadar ilgilenmemeli , onunla bağ kurmamalıydım. Kendi kendime kimsenin duyamayacağı bir sesle mırıldanmıştım *öldüreceğin kişilerle ya da müşterilerinle bağ kurmak yasak , duygusuz ol yağız*

Planım için "görüşmeyeli nasılsın malum bayağı uzun zaman oldu" diyerek ona döndüğümde gergin görünüyordu o sırada çağan , tuana , esat , ülkü ve defne'nin bakışları buraya dönmüştü. Esat sorgulayıcı bir sesle siz nereden tanışıyorsunuz diye sormuştu. 

O sırada telefonuma gelen mesajla neye uğradığımı şaşırmıştım , benim onu öldürmem gerekmiyor muydu? 

[ + Onlara Leya ile sevgili olduğunu söyle ] 


Nasılsınız?

İlk defa bir bölümü yazarken bu kadar çok yazıp sildim

Bir türlü içime sinmedi aslında neyse 

Sizce neden müşteri böyle bir istekte bulundu?

Yağız'ın aklına gelenler arasında bağlantı kurabilen var mı? 

Yağız sevgili olduklarını söyler mi?

Seviliyorsunuz 💙


Ölü Duygular | LeyyağHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin