Koyu kahvelerimden akan bu illetten nefret etmeye başlamıştım.Güçsüz hissetmeme sebep oluyordu.Oysaki kadınları güçlü kılan,her damlada hayatta önemli kararlar için yemin ettirebilecek tek şey olmasına rağmen sevmiyordum.
Hissiz olmak, düşünmeden herşeyi yapabilmek,ölçüp tartmadan yola devam edebilecek birisi olmak...
Evet,hayatımda tek bir insan var.Efsan.
Efsan Ulusoy.Bi ailemiz yok.Yetimhane de büyümüştük.Tâki biz 18 yaşında oradan ayrılana kadar.Onlardan kalan küçük miraslar şuan da rahatlığımıza yetiyordu.En azından annem bana bi ev bırakmıştı ve kira derdi olmuyordu.
Efsan üniversite okuyor.3.cü sınıf ve psikoloji bölümü.Fazla zeki,fazla güzel.Ne kadar gamsız olsa da yaşadığı olaylara, hatırladığı geçmişine bağlı birisi.Canının yandığı kadar,can yakan...
Ben ise evde oturuyordum.Ne bi işim,ne de bi okulum var.Kendi kendime bişiler öğrenmenin peşindeyim.Serserilik.
Bıçak ve silah kullanmayı biliyorum.Az çok da dövüş yeteneklerim var.Yaklaşık bir yıldır parkur yapıyorum.İstanbul'un eski limanlarının, paslanmış demirlerinin üzerilerinde.Efsam'da benimle birlikte öğreniyordu.Silah ve bıçakta pek iyi değildi.Diğerlerini de öğreniyordu işte.Benim aksime gayet nazik ve hanım hanımcık bir kızdı.Bebek gibi suratı,renkli giyinimi ve hayata bütün neşesiyle bağlı olan birisi.Tek amacım bütün dikkatleri üzerinde olan erkeklerden kendisini koruyabilmesiydi.İyisi var, kötüsü var.Ne kadar istemese de benimle birlikte parkura da gelecekti bugün.
Şuan ise pazar gününün sabahın beşi ve evden çıkmak için hazırlanıyorduk.Ben siyahları ve her zaman kısa saçı tercih ederken,Efsan uzun saç ve renklileri tercih ediyordu.Bu yüzden yine ve yine kısa kot şortunu ve üzerine giydiği kırmızı bluzuyla makyaj yapmasa bile dikkat çekiyordu.Lanet olsun,neden bu kadar güzeldi ki.
İçimden ona saydırmakla meşgulken,eşofman,tişört ve şapkamı taktıktan sonra siyah kombinim ve kısa saçlarım mükemmeldi.Bu halime bayılıyordum.Cici bici olmak bana göre hiç değildi.Çoktan aşağıya inmiş Efsan'ın arkasından koşturarak merdivenlerden inip,kapıya yöneldim.Geldiğimde uykulu gözlerle bana bakıyordu.
"Heyecanlı mısın.?" dedim.
Ters bakış atıp;
"Umarım bi yerlerim kırılmaz "dediğinde kapıdan çıkmıştı.Gülerek arkasından çıktığımda kapıyı da kilitlemiştim.Yaklaşık 20 dakikanın ardından eski limana gelmiştik.Bir sürü atılmış arabalar, bırakılmış gemiler,ve terkedilmiş evler.Adı üstünde eski liman.
Efsan'a baktıktan sonra koşmaya başlayıp geminin merdivenlerinden her zaman ki gibi üçer,beşer Kors hareketini yaparak çıkmıştım.Yavaş adımlarla tek tek merdivenleri çıkıp yanıma gelerek;
"İlk günüm Laçin.Biraz yavaş olsan da bana da dediğin gibi bişiler öğretsen.Yoksa giderim."diye sonunda da tatlı tehdit ekleyen de tabiki Efsan'dı.Gülümseyerek,"Sadece takip et ve yaptıklarımı yapmaya çalış."dediğimde tekrardan koşmaya başladım.Ara sıra arkama baktığımda, düşe kalka dediğimi yapıyordu.Geminin koruma demirlerinden aşağıya atladığımda Efsan'ın düşeceğini bildiğim için hemen yanımda bulunan eski minderleri olduğum olduğum yere ittim.Düşündüğüm gibi de olmuştu.Gülerek hiç hir şey demeden ayağa kalkıp yeniden koşmaya başladım.
Yaklaşık 2 saatin sonunda geminin merdivenlerinden inerek hurda olmuş arabaların üzerine çıktım.Üç arabanın üstünden zıplayarak geçtiğimde,Efsan'da yorgun bi şekilde ilk arabanın üzerine çıkmıştı bile.Ama yanıma varamadan yeri boylamıştı.Tepeden kahkahalara boğulurken;
"Ooww iyi misin.?"
"Laçin,kaldır beni hemen."dedi sinirle.
Yanına inip dediğini yaptığımda,;Arabaların üzerinde atlarken başına değil,sonuna bakmalısın."
Sinirli olsa da kafasını olumlu anlamda sallamıştı.Etrafa bakınırken ormandan gelen asfaltın girişinde siyah jeep bulunuyordu.Birileri buradaydı çünkü bu araba yesyeniydi.Benden başka kimselerin gelmediği bu yerde şuan siyah jeep bulunuyordu.
Etrafa göz gezdireceğim sırada boğazımdan tutulan kollarla birlikte geriye doğru çekildim.Nefes alamıyordum.Zar zor konuşarak;
"Kimsiniz siz,ne istiyorsunuz.?"
"İşimizi zorlaştırmadan gelin bizimle."
"Hiç sanmıyorum."dediğimde dirseğimi arkamda bulunan adamın karnına geçirdim.Bi elini çekip karnına koyarken boşluğuna denk gelip, diğer kolunu tutup ters çevirerek bana doğru çevirdim.Yumruklarımı ardardına geçiriyordum fakat oldukça profesyoneldi ve hepsine karşılık kendimi koruyabiliyordu.
Anlık boşluğuna denk gelip ayağımla göğsüne çarptığımda sendelemiş ve yeri boylamıştı.Efsan'ı tutan kızın saçlarından tutup ona da yumruk attığımda oda yeri boylamıştı.Efsan'ı kolundan tutup hızla kaldırdığımda;
"Acele et Efsan,hadi gidelim,koş."
Ormana doğru koşarken,arkamızdan gelen silah sesleriyle tok sesli ve yeşil gözlü olduğunu farkettiğim 25'li yaşlarındaki adam,
"Size işimizi zorlaştırmayın demiştim."gibi cümleler söylerken arkamızdan da koştuğunu farketmiştim."Sakın durma Efsan,koş koş."
Kim olabilir ki bunlar.Benim tek bı kişiyle alakam yokken Efsan'ın üç dört takıldığı vardı üniversiteden.
Ne bi aile,ne bı akraba biliyorduk biz.Faha önce de kimseyle alıp veremediğim de olmamıştı.Aklımdaki onca soruları bölen şey Efsan'ın çığlığı olmuştu.Arkama döndüğümde yere düştüğünü görmüştüm.Yanına gidip,ayağına baktığımda taşa sıkışmış olduğunu gördüm.Tüm gücümle ittiğimde, Eylül ayının yeni yeni düşmeye başladığı ve yazdan kalma sıcağında etkisiyle kurumuş yaprakların üzerine basılma sesleri bize yaklaştıklarını
anlayabiliyordum.Yerinden oynamayan taşı yeniden itmeye çalıştığım da bu sefer Efsan'ın ayağını kurtarmayı başarmıştık.Acı çekiyordu.Ona moral olması amaçlı söylediğim cümlelerle kolundan tutup yavaş fakat seri olmaya çalıştığımız adımlarla ilerlerken ağzımıza dayanan bezlerin ilaçlı olduğunu farkedip nefesimi tuttum.Efsan çoktan bayılmışken ben orman gözlerin sahibiyle bakışıyordum."Çek şu lanet olası şeyi içine,nefes al."dediğinde kafamı "hayır" anlamında salladım.Yüzümün yanmaya başladığını ve zorlanmaya başladığımı anlamıştım.Nefessiz kalmak bana sorundu.Nefes darlığım göğsümü tetiklerken hala nefes almamaya kararlıydım.
Sinirle bağırıp"Nefes al lan,ölüceksin."diye diretirken adama inat,hala yapmıyordum.
"Nefes al.Ölürsen,ölürüm."
Gözlerim kararmaya başlarken dayanamayıp nefes almıştım.Orman gözlere,koyu kahvelerimi kapatırken aklımda tek cümle kalmıştı."Nefes al.Ölürsen,ölürüm."
Selam çiçeklerim.🌼
Yeni hikayemle birlikte sizinleyim.Birinci kitabım olan"ÇIĞLIK'A biraz ara veriyorum.KOD ADI;İRİS'le ilgileneceğim.Umarım bu hikayemi de beğenir ve benim yanımda olursunuz. Satır arası yorumlarınız ve voteleriniz benim için fazla değerli.Şimdiden teşekkür ediyorum ve hepinizi çok çok sevgilerimi iletiyorum.•İris
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kod Adı;İris
AçãoKimsesiz kalarak hayatları birleşen iki genç kızın,bir pazar günü kaçırılıp,yeni bir hayata atılması...