🦋6🦋

7.4K 535 907
                                    

Keyifli okumalar dilerim





**********

Jungkook

Ne diyecektim? Dünden beri aklımı çelen o soru şirketteki çalışma odamızın önünde de beni duraksatmış ve düşünmeye teşvik etmişti. Kapının hemen arkasında Taehyung vardı. Elimle kulpu çevirdiğim an onunla gözgöze gelecektim. Fakat hâlâ dün görüldü atıp da kaçtığım soruya ne cevap vereceğimi bilemiyordum.

Taehyunga instagramı'mı verirken aklımda asla ama asla postlarımın altına yazdığım saçma şeyler gelmemişti. Elbette yazılan şeylerin saçma olduğunu hatırlıyordum fakat içerisinde kim Taehyung ile öpüşmek istediğim düşüncelerimin olduğu postları tamamen unutmuştum.

Gerginlikle alt dudağımı dişlerim arasında kıstırdım. Yapabileceğim hiçbir şey yoktu. Girecek ve aklıma gelen ilk yalanı söyleyecektim. Yani bu düşüncelerimin eskiden ona olan hayranlığımdan kaynaklandığını belirtecektim. Ne kadar onu şimdi bile öpmek istiyor ve arzuluyorsam bunu dile getiremezdim. Derin bir nefes aldım ve elimi kulpun üstüne koyup bekledim. Açmaya cesaretim yoktu. Gözüm elimdeki saate kayınca dokuz olduğunu hatta bir dakika bile geçtiğini görmüştüm.

Tam elimi aşağı indirecek iken ise o şey olmuştu. Kim Taehyung arkamdan bedenime yaklaşmış ve bir elini kapı kulpunu tuttuğum elimin üstüne yerleştirmişti. Gözlerim bu hareketle büyümüş ve hemen başımı yana çevirmiştim. Bana sırıtan bir yüz ifadesiyle bakıyordu. Dudakları alay edercesine sola kıvrılmış ve gözleri ise dişlediğim dudaklarıma odaklanmış ordan da gözlerime çıkmıştı.

"Sanırım içeri girmek için tekrardan bir dakika yirmi üç saniye geçmesini bekliyordun hm?"

Derin ve boğuk sesi kulaklarımda yankılandı. Eli elimin üstünden asla çekilmedi. Gözlerimiz hâlâ birbirine kenetliydi. Derin bir nefes aldım ve içimden kendime sakin olmamla ilgili motive eden sözlerimi sarf ettim. Kalbim maraton koşarcasına hızlanmıştı. Kim Taehyung benim her şekilde nefesimi kesiyordu.

"Bay Kim içeri girelim mi?" Kekelemediğim için içimden tanrıya şükrederken beklenti dolu bakışlarımı benden uzun bedene diktim. Gülümsedi. O da anlamıştı heyecanlandığımı. "Soruma cevap vermedin jungkook sanırım gerçekten de o dakika için beklemişsin" elimin üzerindeki elini aşağı doğru indirdi ve kapıyı açtı. Daha sonra ise bir eliyle belimden hafifçe iterek ikimizi de içeriye doğru çekti. "Senin için özel bir anlamı mı var bir yirmi üç'ün?"

Odaya girdiğimizde Taehyung pencerelere doğru ilerledi ve açıp odanın hava almasını sağladı. Bende kolumdaki ufak sırt çantamı önümdeki sandalyeye bırakıp hafifçe gerindim. Üzerimdeki gerginliği atmam lazımdı, sakin olmam ve odaklanmam lazımdı.

"Hayır bay kim benim için bir anlam ifade etmiyor nasıl her zaman o dakikayı tutturabiliyorum inanın bir fikrim yok"

"Hmmm" dedi ve masaya doğru yaklaşıp bir anda üstündeki ince beyaz tişörtü çıkardı. Gözlerim iki katı açılırken şimdi fark etmiştim bedeninin terli, saçlarının ıslak olduğunu. Sanırım sabah sporundan geliyordu ve oha! Köprücük kemiğinden başlayarak pembe göğüs ucuna doğru yavaş bir şekilde inen o ufak ter damlası, insana kafayı yedirtirdi. Gözlerim ile arsızca süzdüm yarı çıplak bedeni.

Fark etmiştim bana odaklanan bakışlarını fakat yine de kendimi pürüzsüz bedeni izlemekten alıkoyamıyordum. Taehyung çıkardığı tişörtü bedeninde bir havlu misali gezdirip ıslaklığın tişörte geçmesini sağladı. Bunu öyle bir yavaşlıkla yapıyordu ki birazdan benimde ıslaklığımın bir yerlere geçmesi an meselesiydi. Mesela sabah giyindiğim kırmızı, dantel desenli iç çamaşırım gibi...

Modéle Sexy Taekook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin