Modéle Sexy Taekook ✓

🦋13🦋

🦋🦋🦋

Gülümsemek, son birkaç aydır sürekli yüzümden eksilmeyen bir mimik olmuştu. Taehyung ile olduğum her vakit dudaklarım istemsizce kıvrılıyordu artık. Gülüşümün en büyük sebebiydi ufak kalbimin güzel sahibi.

Aşıklar köprüsüne taktığımız o kilitlerden bu yana toplam üç gün geçmişti. Bu üç gün içerisinde yoongi ve jimin, Taehyung ile oldukça samimi olmuşlardı. Genelde programımız şu sıralar pek yoğun olmadığı için taehyung ile çekimlerimizi hızlıca yapıp eve gelirdik. Sonra aklımıza gelen her aktiviteyi yapardık. Özet geçmek gerekirse kimi zaman basketbol, voleybol veya tenis oynardık. Kimi zaman ise film izler, pasta yapar, uno oynar ve jimin'in büyük ısrarları sonucu birbirimize makyaj yapardık.

Günler böyle gelip geçerken sonunda bugün o haşmetli çekimlerin yapılacağı güne gelmiştik. Evet evet bugün taehyung ile başka bir şirket ajansına gidecek, tekli ve çiftli olmak üzere bir sürü seksüel pozlar verecektik. İşin kötü yanı ise çok fazla konseptin olmasıydı. Birgün içinde defalarca kez kıyafet ve stil değiştirecektik. Kimi zaman feminen, kimi zaman dominant olacaktık. Kimi zaman ise değişik meslek kıyafetleri içinde olacaktık. Örneğin dansçı, hemşire, hizmetli, ceo gibi...

Bu konseptleri duyunca ise aklıma direk 'konulu seksler' gelmişti.

Tanrı aşkına kimin gelmezdi ki? Pozlar seksüel ve açık olacaktı genellikle de birinin baskın olup da diğerinin pasif oluğu türden çekimler olacaktı. Bu da insanın aklına direk konulu seksleri getiriyordu. Ve demeden geçemeyeceğim konulu seks izlemek, normal seks izlemekten daha zevkliydi.

"Lan küçük bok kaçma gel buraya"

Yoongi hyungun sesini duymam ile anında düşüncelerimden sıyrılıp başımı sağa çevirdim. Bir elinde miriyi sıkıca tutarken aynı zamanda da ondan kaçan minik tavşanım tete'yi kovalıyordu. Bu haline sesli bir kahkaha attım. Oturduğum koltukta biraz öne kayarak ellerimi çırptım sonra. "Tete gel babaya bebeğim" minik tavşanım başını kaldırıp kulaklarını oynatırken birkaç defa burnunu kırıştırdı ve yanıma doğru zıplamaya başladı. Gülümseyip tamda ayağımın dibinde duran küçük bedenini kavradım ve kucağıma aldım.

"Senin bu tavşanın varya dünyada ki en nankör puşt"

Yoongi hyung söylene söylene miri ile beraber yanıma oturdu. Miri ufak kollarını hyungumun göğsüne uzatarak yüzüne yaklaştı ve yanağını yalamaya başladı. Yoongi hyungun siniri tamamen geçmiş, şimdi kahkaha atarak gülüyordu. Aynı zamanda da miri'nin başını okşuyordu.

Bu sevimli hallerine bakıp gülümsedikten sonra tete'yi yüzüm hizasında kaldırdım ve boncuk gözlerine baktım. Burnunu kırıştırıp duruyordu. Dayanamayıp yaklaştım ve minicik beyaz bedenine bir sürü öpücük kondurdum. Ufak kollarını çırpmaya başladı. Biraz daha yüzünü ve minik bedenini öptükten sonra onu tek avucum içine aldım. Sonra da yumuşak beyaz tüylerini okşamaya başladım.

"Miri yeter d-dur dur lan karnım ağrıdı"

Yoongi hyung kahkhaları arasında zorla cümleyi kurduktan sonra miriyi göğsünden ayırdı ve yere bıraktı. Dudaklarında hâlâ ufak bir tebessüm vardı. Yüzünü bana dönüp elimdeki tete'yi görünce ise kaşlarını çatıp gözlerini kıstı. "Seni hiç sevmiyorum küçük puşt" yaklaşıp tavşanımın tombik yanaklarını tek eliyle kavradı ve iki yana salladı.

"Yahh hyung ne istiyorsun bebeğimden"

Eline vurup tete'yi göğsüme soktum. "Göte bak hele" hyungum bu seferde yaklaşıp tete'nin ufak pofuduk poposunu hafifçe mıncırdı. "Hyung" tavşanımı alıp iki elim arasında tuttum ve hyungumdan uzaklaştırdım. Bu sırada da jimin mutfaktan elinde üç dört tane böğürtlen ile gelmişti. Tam ortamıza oturup önce yoongi hyungun dudağına uzun bir öpücük bıraktı sonra ise benim ve tete'nin yanağına da minikçe dudaklarını bastırdı.