Yağız çevrimdışı olduktan sonra heyecan ile üstümü değiştim ufak ufak hatırlıyordum ama bayılma dan önceki sahneyi her düşündüğüm de başım katlanılmaz derecede ağrıyordu ben de düşünmüyordum hem şu an daha önemliydi.
Son olarak kolyemi de takarak telefonu elime aldım Yağız çıktığını belirtmişti koşarak mutfağa girdim harçlığa ihtiyacım vardı annemde bir miktar para aldıktan sonra çıkarken mama sandalyesinde elinde kaşık ile masaya vuran Efe'nin şekerli yanağını öptüm ağzı dışında her yeri yemiş gibiydi bana gülümserken dışarı çıktım
Parka erken varmıştım Yağız'ı beklerken telefon ile oyalandım biraz sonra birisi telefonu eline aldı Arkama dönmememle kahkaha atmam bir oldu yüzünde kar maskesi vardı
"Gülme"
Maskenin üstünde ki kapşonu daha çok çekti sadece gözlerini gözüküyordu. Gülmemek için kafamı çevirdim arkadan homudanıyordu.
"Gerçekten buna gerek var mıydı?"
"Ben çekingen bir çocuğum"
" Yağız Yağız Yağız... Bu çekingenlikten çok magancilere yakalanmamak için uğraşan son model ünlülerin tarzı"
"Yüzümde maske olmasada senin güzelliğin yüzünden dikkat çekeriz güllerin kraliçesi"
Yutkunarak kafamı Yağız'a çevirdim siyah gözleri parıldıyordu. Kızaran yanaklarımı saklamak için saçımı yüzüme çektim ama bu Yağız'ın hoşuna gitmedi bileklerimi nazikçe tutup saçımı kulağımın arkasına koydu uzun ince parmakları nazikçe çenemi kavradı. Başımı kaldırıp ürkek bakışlar attım maskenin altından gülümsediğini hissediyordum.
"Güzel yüzünü benden saklayacak mısın? Kızaran yanaklarını saklamak yerine yüzüme baksan da ben bu sevimli hallerinden mahrum kalmasam"
"T-tamam"
Parmaklarını parmaklarıma kenetlendi. Parmak uçlarım uyuşurken vücudum karıncalanıyordu.
"Eee nereye kaçırıyoruz beni"
Sinsi bir sırıtış ile Yağız'a baktım meraklı bakışları yüzümde gezindi.
" Bu gün doğum günü çocuğu olabilirsin Yağızsu ama bu benim sana gideceğimiz yeri söyleyeceğim anlamına gelmez"
Yağız homurdanırken ben ilerlemeye başlamıştım hayvan barınağına gelince durdum
"Bana güveniyor musun?"
"Always"
"Maskeni çıkar"
"Ne"
Arkama bakmadan barınağa ilerledim arkamda geleceğine emindim. Hayvanlar arasında gezerken gözlerim bir tanesine takıldı diz çöktüm dalmaçyalı bir köpek vardı yanıma gelen kadın duymadığı kulağına yabancı cisim sokularak zarar verdiklerini söyledi.
"Ama bu daha yavru"
Yağız da şok olmuş olmalıydı olduğu yerden patilerini bana uzattı işaret parmağım ile patisine dokundum
"İyileşebilir mi?"
"Uzun sürecek tedavisi ama evet iyileşebilir"
"Siz tedavi etmiyor musunuz?"
"Burda bir sürü hayvan var hangisini tedavi edelim beyfendi"
Telefonumu çıkarıp annemi aradım annem ve babam hayvan severlerdi ama Efe küçük diye almamıştık Efe den önce de ben küçüktüm fırsatımız olmamıştı. Anneme durumu bildirdim tahmin ettiğim gibi Efe'yi öne sürdü dalmaçyalı köpeklerin diğer köpeklerden daha az tüy döktüğü Efe'yi rahatsız etmeyeceğine emin olunca telefonu kapattım gerekli dosyaları imzaladığımız da artık bir köpeğim vardı