Yaklaşık üç gün hastane kanadında kalmış vücudumdaki zehiri atmakta oldukça zorlanmıştım.Günün çoğunda ateşim çıkardı ve yemek yiyemez olmuştum.Bu sabah neredeyse havale geçirme tehlikesi geçirdiğim için buz dolu su küveti hazırlıyorlardı.Üzerimde sadece atlet ve külot vardı.Ateşim oldukça yüksek olduğundan o kadar çok üşüyordum ki çenem titriyordu.Kendi kendime sessizce Madam Maxime'ye küfür ederken beni duymuş olan Seherbazlar(Çapulcular,Lily ve Dora) kahkaha atarak gülünce sinirim tepeme çıkmıştı
"K-kesin g-gülmeyi."
Gözlerim kapanmak için inat ediyordu ama bende uyumamak için çok uğraşıyordum.Gözlerim kapanırken babam beni sarstığı için geri açtım
"Sakın uyuma.Bak suda hazır hadi gidelim."
"A-ayağa kalkacak halim Y-yok."
Beni kucaklayınca kollarımı boynuna sardım ve başımı omzuna yasladım.Banyoya geldiğimizde tuvaletin kapağına oturttu.Babam suya biraz baktıktan sonra banyodan çıktı.İçeriye Promfery,Lily ve Dora girince soyunmaya başladım.Lily ve Dora kolumun altlarına girip küvete kadar yürümeme yardım ettiler.Ayağımı hafiften değdirip geri çektim
"S*KEYİM ÇOK SOĞUK.OLMAZ VALLA OLMAZ."
Lily ve Dora beni zorla küvete oturtunca çığlığı basıverdim
"ÇOK SOĞUUUUK!BIRAK BENİ.BABA ÇIKAR ŞURDAN BENİ."
Promfery eline tas alıp buzlu suya daldırıp içini doldurdu.Başımdan aşağıya dökünce tekrar çığlık attım
"ŞURADAN BİR ÇIKAYIM O ÇAKMA DEVENİN BOYUNUN ÖLÇÜSÜNÜ ALMAYAN EN ADİ ŞEREFSİZ OLSUN.*Dora koluna sertçe vurur*VURMASANA BE!HERKESİN BANA GAREZİ Mİ VAR ÖNÜNE GELEN GEÇEN HIRPALIYOR."
Suya alışınca titremeye devam etmiştim.Yorgunluk üzerime öyle çökmüştü ki buz dolu küvette bayılmıştım.Kafamı vurmamam için tutmuşlardı.Beni bornozuma sarıp kolumun altından girip zor olsa da banyodan sürükleyerek çıkarmışlardı.Beni yatağın üzerine yatırıp giydirdikten sonra odaya babamları çağırmışlardı.Babam endişeyle yanıma gelip oturunca Promfery ona durumu açıklamıştı
"Buzlu su vücudunu şoka sokunca yorgun düştü.Bir saate kalmaz uyanır.Uyanınca komidinin üzerine bıraktığım iki iksiri yemek yedikten sonra içsin.İksirlerini içerse birşeyi kalmaz hızlı toparlanır."
Gözlerimi açıp alay edercesine
"Sanki başka şansım varmış gibi konuşmanız beni hasta ediyor zaten."
Konuşmamı bitirince gözlerimi devirdim.Madam yanıma gelip elini alnıma koydu.Ateşim olmadığını anlayınca gülümsedi
"İlk görevine hasta gitmen iyi olmazdı."
Yine gözlerimi devirdim
"Tabi birde o var zaten."
Dumbledore,Igor ve Maxime odaya girince bakışlarımı onlara çevirdim.Sinirli bir o kadar da öfkeli gözlerimi Madam Maxime'ye diktim.Sinirlenince gök mavisi gözlerim koyulaşır gece mavisi olurdu.Bu değişimi ilk teyzem farketmişti.O söyleyene kadar haberim bile olmamıştı.Ona gözlerimin sinirlenince ona nasıl gözüktüğünü sormuştum sıkılınca.Gece mavilerindeki parıltılar şimşeği andırırmış.Gözlerime bakınca kaşlarımı çatıp bakmaya devam ettim
"Saygısızlık etmek istemem ama siz veritaserumun ne kadar verileceğini bilmiyor musunuz acaba Madam Maxime?"
Ona içten içe hakaret etmek istesemde bunu yapamazdım.Sonuçta Hogwarts'ın olmasa da Beauxbatons okulunun profesörüydü.Bu da ona hakaret etmemi engelliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Chosen Girl - O.C.S
FanfictionHanahaki:Tek taraflı aşık olan kişiler olup öksürdüğünde ciğerlerinden kan ile birlikte çiçek yaprakları gelir.Bu hastalığın üç çaresi vardı.Vücudunu bitiren aşkı yüzünden gün geçtikçe ölecekti ikincisi ise aşkına karşılık almasıydı.Üçüncüsü de ciğe...