Yazarın ağzından↓
Kız ilk defa acı çekmesinden dolayı korkuyordu ve bu yüzden elleri titriyordu.Elini tutan Harry yanında olmasaydı büyük ihtimalle ağlardı.Çapulcular ve Severus bu görüntü karşısında şaşırmıştı.Sonuçta babaları düşmandı bu yüzden iyi anlaşacaklarını hiç düşünmemişlerdi.Şifacılar kızı ameliyata aldıklarında Harry içten içe endişleniyordu.Ya sol gözünü kaybederse yada iyi olacak mı? Sandalyeye oturup bacağını sallamaya başladı.Nedenini bilmiyordu ama Ophelia'nın kanlı ve yaralı yüzünü görünce içi gitmişti.Herkes gergince ameliyatın bitmesini bekliyordu.Aradan altı saat geçtikten sonra Şifacı ameliyathaneden çıkmıştı.Şifacı onların yanına gidip
"Annesi veya babası burada mı?"
Severus öne çıkıp endişeyle
"Babası benim.Kızım iyi mi?"
Şifacı maskesini çıkardı
"Zor olsada gözünü kurtardık.Ama yüzde 40 oranında görme yetisini kaybetti.Bazen bulanık görebilir bu yüzden size vereceğimiz gözlüğü kullanması gerek.Bunun dışında tam zamanında buraya getirmişsiniz.Üç dakika geç kalsaydınız sol gözünü kaybedebilirdi.İki gün boyunca burada kalacak.Gözü iyileşene kadar sargıda kalacak.Geçmiş olsun."
Hemşire sedyede yatan Ophelia ile ameliyathaneden çıktı.Gözleri bandajlı yüzü kağıt gibi bembeyaz kesilmişti.Ophelia'yı odasına götürürlerken diğerleri hemşireyi takip ediyordu.Odasına geçirilince hemşire kolundaki serumu çıkartıp eline taktı.İlaçları enjekte edip odaya giren Severus ve çapulcalara döndü
"Muhtemelen birazdan uyanır.Başı ağrıyacaktır ama bu normal.Bunun dışında dikişleri açılırsa beni çağırın lütfen."
Diyip hemşire odayı terk etti.Oda Ophelia'nın kalp atışını gösteren cihazdan ses çıkartan başka hiçbir şey yoktu.Severus sedyenin yanındaki sandalyeye geçip kızının yanına oturdu.Ona birşey olacak diye çok korkmuştu.Gerçekleri söyleyemediği ve bilerek yaralanmasına izin verdiği için vicdan azabı çekiyordu.Ya ölseydi?Ya kızını son görüşü olsaydı ne yapardı?
Bu düşüncelerle gözleri doldu.Kızına elinde olsaydı daha iyi bir hayat yaşatmak isterdi.Ona ve gelecekteki torunlarına iyi bir gelecek bırakabilmek için kendi hayatını riske atıyordu.Kendisi mutlu olmadıysa kızının mutlu olmasını içten bir şekilde istiyordu.Bu düşüncelerini bölende kızının acıyla inleyerek uyandığını belirtmesiydi
Ophelia'nın ağzından↓
Her yer karanlık ve başım ağrıyor.Olanlar film şeridi gibi gözümün önünden geçince herşeyi hatırladım.
"Kimse var mı yanımda?"
Monica ve Dustin'in alay dolu sesleri gülümsememe sebep oldu
"Ayıp ediyorsun Ophelia.Biz ne zaman sen yaralandığında yalnız bıraktık."
Yutkunup sordum
"Dustin burada kimler var söyler misin?"
Kıkırtılar
"Baban,annem,enişten,Monica,ben,birkaç seherbaz,Pansy Parkinson,Mirach Lestrange ve Harry diye bir tane çocuk."
Başımın ağrısından dolayı bir süre sustum.Alayla gülümsesem de sesim hayli yorgun ve çatallı çıkmıştı
"Demek ki fiziksel acı böyle his veriyormuş.İlk deneyimim gözümden olması...çok şanslıyım(!)"
Kimse benim acı çekebilme özelliğini geri aldığımı bilmiyordu.Bu yüzden kimse konuşmadı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Chosen Girl - O.C.S
FanfictionHanahaki:Tek taraflı aşık olan kişiler olup öksürdüğünde ciğerlerinden kan ile birlikte çiçek yaprakları gelir.Bu hastalığın üç çaresi vardı.Vücudunu bitiren aşkı yüzünden gün geçtikçe ölecekti ikincisi ise aşkına karşılık almasıydı.Üçüncüsü de ciğe...