O/2 Part 2

321 26 0
                                    

Soluk alış verişini düzenle Sıla... Şimdi de gözlerini aç... Tamam rüyada değilim gerçekten bayılmıştım sınıfın ortasında. 

Gözlerimi açtığımda bir hastane odasında tek başıma uzanıyordum. Elimi başıma götürdüm. Bir yara bandı vardı. Tamam başım kanayacak kadar hızlı çarpmıştım ama bayılacak kadar değildi. off utanıyorum... 

Ayağa kalkıp ayakkabılarımı giyinip odadan çıktım. Hemen 10 metre ilerde hastane koridorunun ortasında babam okulun müdürü olduğu tahmin ettiğim adamı azarlıyordu. Babama şuan açıklama yapmak istemiyordum. 

Ters tarafa doğru hızlıca yürüdüm. Onları atlatınca hastaneden çıktım. Arka bahçeye doğru ilerledim. Gördüğüm şey karşısında ayaklarım yere sabitlendi.

Rüzgar bir banka yaslanmış sigara içiyordu. Ona gözükmemem gerekiyordu. Ayaklarına kapanır vaziyete düşmüştüm. Çantamla yüzümü gizleyip yürümeye başladım.

"Hey sen..."

Kesinlikle üstüme alınmadım.

"Kİme diyorum sakar sarı..."

Tamam bu kesin benim. Sakar benim göbek adım...arkamı dönünce bana gelen bir meteor gördüm.

"Hastaneden neden tek çıktın."

"Şuan bunu konuşmak istemiyorum eve gitmem gerek."

"Bende onu söylüyorum eve babanla gitmen gerek."

"Babamla gitmek istesem babamla giderdim."

"Babanla gitmek isteyip istememen kimsenin umrunda değil."

"Benim umrumda."

"Eve sağlam ulaşırsan..."

Çarpık bir gülümsemeyle cümlesini tamamladı. Bu aşırıydı. Sakarım ama kendimi öldürecek kadar değil. Ya da olabilirdim. Bir şey söylemeden yürümeye başladım. Ama o benim yürüyüşümü izlerken bu pek mümkün değildi. 

Daha onuncu adımımda sendeleyince durdum. Ağlamak istiyordum. Sakarlıkta çığır açacak kadar şapşaldım.

"Seni eve bırakabilirim."

Bir tutam saçımı kulağımın arasına sıkıştırdım. Bu kepçe olan kulaklarımı daha öne çıkarıyordu ama umrumda değildi.

"Şuan eve gitmek istemiyorum."

Bir şey söylemedi. söylemediği gibi çekip gitti.Tamam beni bir yere götürmeyi teklif etmesini beklemiyordum ama en azında eve gitmem için beni ikna edebilirdi.

Daha fazla düşünmeden peşine takıldım.

"Şey yanlış anlamasan seninle gelebilir miyim?"

"Hayır."

Fazla hızlı ve net. Ve ben bu kelimeyi sevmem...

"Varlığımı hissetmeyeceksin bile. O kadar sessiz olacağım ki..."

Ben daha lafımı bitirmeden o bana dönmüştü bende tabi ona çarpmadan duramadım.

"Nereye gittiğimi biliyor musun?"

"Hayır. Ama şuan ev dışında heryere gidebilirim."

Gözlerini kısıp bana baktı. Dudaklarını yukarı kıvırınca yutkunmadan duramadım.

"Sen bilirsin sarı. Ama buna pişman olacağına kalıbımı basarım."

Ben akıllı ve mantıklı biri olarak... Tamam birince bölümde söylediğim sözleri geri alıyorum.

Şuan gayet aptalca davranıyordum ve kendime engel olamıyordum. İlerlemeye başlayınca onu takip ettim. Bir taksiye bindik. Yol boyunca konuşmadık. Ben çantamdaki şok cihazını her ihtimale karşı eteğimin cebine koydum.

Bir süre sonra taksi durdu. Arabadan inip bir mekana girdik. Bir koridordan geçtik. Daha sonra bir kapıdan girince ağzım açık kaldı. Böyle yerleri filmlerde görmüştüm. Şey diyorlardı. Hatırlamak için biraz düşündüm. Stripz Club...

Şok olmuş bir şekilde Rüzgarı takip ederken gerçek manada üstünde külot dışında birşey olmayan kız rüzgara yaklaştı. Daha kız Rüzgara dokunmadan sert  bir şekilde onu itti. Kız sendeledikten sonra ona feci bir küfür savurdu. 

İlerlemeye başladık. Rüzgar kulağıma burada beklememi söyledi.Daha sonra Bir kızla öpüşen adamın yanına gitti. Adam Rüzgara dönük olduğu için onu görüp eliyle bir dakika işareti yaptı. 

Rüzgar bana döndü. Ve gülümsedi neden böyle birşey yapmıştı. Birden kalçamda bir el hissedince refleks olarak yerimden fırladım. Az önce Rüzgarın ittiği kızdı bu. Ağzım açık birşekilde ona bakarken o Gülümsedi.

"İlgileniyor musun Sarışın?"

Neden bahsettiğini anlamama rağmen başımı olumsuz manada salladım. Daha sonra kızdan uzaklaşıp Rüzgarın yanına gittim.

O hala sırıtırken ben olanların şokunu atmaya çalışıyordum. Şuana kadar bir erkek eli tutmamışken bir kız beni taciz etmişti. Gerçekten tuhaf bir yaşam tarzı.

Rüzgara döndüm. 

"O kızın amacı neydi neden bana dokundu..."

Eliyle bana sus işareti yaptı.

"Maç var mı?"

Baktı yöne bakınca azönceki adamla konuştuğunu gördüm yakından daha iri gözüküyordu. 1.90 kadar boyu vardı en az. Yaklaşık olaşak bende 30 cm uzundu.

"İptal rakip kaçtı. Paralar bizimdir."

Rüzgar dişlerini göstererek sırıttıktan sonra adamın elindeki çantayı aldı.Daha sonra bana dönüp.

"Hey sarı bu senin şansın. Bu parayla sana istediğin bir şeyi alacağım."

"Bu paranın pek emin yerden gelmediğinden eminim."

"Ne demiş atalarımız üzümü ye bağını sorma."

Bana göz kırptıktan sonra adama döndü.

"O zaman bana müsade."

"Tabi dostum."

Canım fazla sıkılmıştı. Babamında meraktan öldüğünden eminim. Hemen bu cehennemden çıkmak istiyorum. Tam Rüzgara gitmek istediğimi söyleyecekken geldiğimiz yöne ters ters baktığını gördüm. Kocaman bir kalabalık vardı ve kızlar koşuşturuyordu. 

Çattığı kaşları kötü birşeyler olduğunu gösteriyordu. 

"Neler oluyor Rüzgar."

Beni takmamıştı bile hala girişe bakıyordu. Genç bir çocuk gelip Rüzgarın kulağına birşeyler fısıldadıktan sonra rüzgarın gözleri kocaman açıldı.

"Siktir!"

Tövbe Allahım! Ne diyordu bu çocuk. Bana döndü. Kolumu tutup beni çekiştirdi. Neler oluyordu. Neden kaçıyorduk...

"Rüzgar neler oluyor dedim."

Koşarken birden durdu. Kollarımı sıkıp biraz havaya kaldırınca acıyla inledim.

"Az önce bana şanslı geldiğini söyledim ya o lafımı geri alıyorum...Sen tam bir bela mıknatısın...Sakar sarı!!!"

BİRAZ BEĞENİYİ ÇOK GÖRMEYİN :(

OKYANUSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin