O/3

254 24 0
                                    

"Burası neresi hiç birşey göremiyorum..."

Sessizlik.

"Rüzgar lütfen cevap ver burası çok karanlık ben korkuyorum..."

Hala cevap vermiyordu ama varlığını hissediyordum. Bu arada karanlıkta nefes almakta zorlanıyorum. Nedeni ise herkeste olduğu gibi yaşadığım olaydı... Yaklaşık olarak 7 8 yaşlarındaydım. O gece babam anneannemgile beni görmeye gelecekti. Fakat dedem babamın beni görmesine izin vermemişti. Bende evden kaçmıştım. Dışarıda ise bir köpek beni kovalamıştı. Kendimi ahıra atmıştım. Köpek dışarıda olduğu için dışarı çıkamıyordum dedemgil beni buluncaya kadar karanlıkta ağlamıştım. o günden beri karanlıktan korkuyor ve nefes alamıyordum...

"Rüzgar neredesin. Bana kızgın olduğun için cevap vermiyorsan bela çeken biri olduğum için özür dilerim. Lütfen ışığı aç."

Ellerimle etrafı yokluyordum. Sonunda bir beden hissedince ağlamaklı bir sesle adını haykırdım.

"Sessiz ol sarı sadece sessiz ol..."

"Ben nefes almakta zorlanıyorum lütfen ışıkları aç."

"Işığı açarsam burada olduğumuzu anlayacaklar."

"Rüz-gar kim anlayacak?"

Daha fazla dayayanamıyacağımı anlayınca elimi çantama götürüp telefonumu aldım. Ama ellerim titrediği için tutamadım telefonum yere düştü. Ağır ağır nefes almaya başladım.

"Hey sarı sen iyi misin?"

Dizlerimin üstüne düşüüp beynime nefes al emri verdim. Elimi alnıma götürüp sırılsıklam olan yüzümü sildim. Kendimi konuşmaya zorladım ama ona cevap veremiyordum.

"Hey sarı..."

Tamam kaderimde bu kadar basit bir şeklde ölmekte varmış...Yüzümde bir ışık hissedince gözlerimi kıstım. Telefonun ışığını yüzüme tutmuştu.

"Senin neyin var?"

Zıkkımın kökü var. Karanlık fobim var işte mall...

Yanıma oturup beni kucağına aldı. Bir peçeteyle yüzümdeki teri sildi. Işıkla birlikte nefesim düzene giriyordu. O an etrafıma bakmayı akıl ettim. Tünel gibi bir yerdeydik. Biz neden buradayız. Kimden saklanıyorduk.

Biraz dinlendikten sonra sorumu sordum.

"Neden buraya geldik."

"Mekanı polis bastı."

Polis mi? Şuan yorgun olmasaydım daha farklı tepki verebilirdim ama ben sadece başımı salladım.

"Ne olacak peki?"

"Seni ilgilendirmeyen konulara burnunu sokma"

Doğru beni ilgilendirmez. O zaman beni ilgilendiren başka birşey sorayım.

"Buradan çıkmam gerek. Çıkabilir miyiz?"

Biraz düşündükten sonra 

"Bu tünelin sonu benim evimdeki odama çıkıyor. Ama en az 10 dakika yürümemiz gerekiyor yürüyebilir misin?"

Ne planlama bu çocuk fazla mı zekiydi?

"Ben yürüyebilirim. Biran önce çıkalım buradan sen yeter ki ışığını kapatma."

"Eğilip telefonumu aldım ama şarjı bitmiş yada yere düştüğü için kafayı yemişti. Her ihtimale karşı telefonu çantama atıp ayağa kalktım. 

Bir kaç dakika yürüdük ama ben pek beceremiyordum. Bunu Rüzgarda farketmiş olacakki beni sırtına aldı. Onun sırtındayken kollarımı ona sarmışken düzgün düşünemiyordum.

"Benim adımı biliyor musun?"

"Bilmem gerekmiyor."

"Rüzgar kızlara karşı fazla kabasın. Adım Sıla. :En azından aklının bir köşesinde kalsın."

"Gereksiz bilgilerle aklımı kurcalamam."

Öküzspastik...Neden hep yakışıklılar böyle odun oluyor bana bir tane romantik yakışıklı gösterin söz saçlarımı keseceğim.

"Şey acaba kızlardan hoşlanmıyor musun?"

Cevap vermedi. Amanım ya gaysa...

"Hey sakar sarı bir sakarlıkta iki boş konuşmada rekorlar kitabına girebilirsin. Biraz sessiz ol"

"Tamam ama soruma cevap ver söz sessiz olacağım."

Cevap yok.Tamam o bilmiyordu ama ben inatçılığımlada rekorlar kitabına girebilirim.

"Bana cevap verene kadar asla susmayacağım. Emin ol ki yol bitene kadar konuşurum ve hiç sıkılmam ha yaparım..."

Birden beni sırtından aşağı itti. Yaşadığım şokla sendeledikten sonra Rüzgarın alev alev gözlerini gördüm. Elindeki telfondan yansıyan ışık direk tavana vurduğu için kusursuz yüzünü görebiliyordum.

"Gay olup olmadığımı çok mu öğrenmek istiyorsun?"

Bunu söylerken yüzü feci bir şekilde gerilmişti. Bunda bu kadar sinirlenecek ne vardı. 

Üstüme doğru yürümeye başladı. Beni tünelin duvarı ile kendi arasına alana kadar yaklaştı. Aramızda yaklaşık 10 cm vardı. Elleriyle saçımı geriye doğru itti. Daha da yaklaşınca dudaklarını kulağımda hissettim.

"Burada ikimizden başka kimse yok..."

Bunu söylerken dudakları kulağıma sürtündüğü için irkilmiştim. Geri çekilip bu sefer burnunu  burnuma sürttü. Gözlerindeki gerçeklik yutkunmama sebep olmuştu.

"İstersen sana tamda burada kızlardan hoşlanıp hoşlanmadığımı gösterebilirim."

OKYANUSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin