Hepimizin Şarkısı

11 4 4
                                    

sabah uyandığımda gözlerim biraz şişmişti bu yüzden güzelce elimi, yüzümü yıkadım. Daha sonra yemek yemek için aşağıya indim fakat babam yoktu. Anneme sorduğumda '' erkenden işe gitti.'' dedi. Bende daha fazla üstünde durmayıp yemeğimi yedim. Anneme teşekkür edip sahile indim. birden telefonuma bir mesaj geldi. Mesaj Batuhan'dan gelmişti. bizi her zaman gittiğimiz kamelyaya çağırıyordu. Bende çok yakın olduğu için hemen bizim kamelyaya gittim. Gittiğimde Batuhan'ın suratı bembeyazdı. Bu sebeple hemen ne olduğunu sordum. Bir şey demedi. Bizimkiler gelince söze başladı: ''Size bir şey söyleyeceğim ama hemen benim gibi panik olmayın. Bu gün babam aradı. Biliyorsunuz iş sebebiyle şu anda Amerika'da yaşıyorlar ve (kısık sesli bir şekilde)  beni de oraya çağırıyorlar.'' dedi. Hiç birimiz ne diyeceğimizi, ne yapacağımızı bilemedik. Batuhan'ın da benimde gözlerimiz doldu. O gözlerini biz görmeyelim diye arkasını dönüp denize yürümeye başladı. Ne oluyordu bana? Neden bizimkilerin değilde benim gözlerim dolmuştu. Artık kendime bile anlam veremiyorum. Batuhan'ın yanına gitmek için bir adım atmıştım ki Yaprak omzuma dokunup ''Yalnız kalmaya ihtiyacı var.'' dedi. Bende geri dönüp yerime oturmaktan başka bir şey yapamadım. Bir süre sonra Batuhan yanımıza gelip eve gitmek istediğini söyledi ve arkasını dönüp gitti. Bizde o gidince eve döndük. Eve gidince ne yapabilirim diye çok düşündüm. Sonra aklıma birden  ''bizim şarkımız'' geldi. O anda be yapacağıma karar verdim. İlk önce bizimkilere mesaj yazdım. Bize gelmelerini söyledim. Ardından mutfağa gidip mısır patlattım ve kahve yaptım. Bizimkiler on dakika içinde geldiler. Hemen bizim terasa çıkmalarını söyledim. Yıldızlar bu gün de tüm ışıltılarıyla göz kamaştırıyorlardı. Yere serdiğim battaniyelerin üstüne yattık ve yıldızları izlemeye başladık. Bir süre sonra bizim şarkımızı açtım. Yaprak ve ben gülmeye başladık. Bizimkiler doğal olarak neden güldüğümüzü sordular. Yaprak da bir güzel anlattı. Konuşması bittikten sonra şarkımızı söylemeye başladık. Hepimiz çok eğlendik. sonra benim odama geçip film izlemeye başladık. Film biraz korkunçtu. Hatta bir ara Yaprak Oğuz'un ben de Batuhan'ın arkasına saklandım. Çok güzel bir akşam geçirdik. Saat geç olunca yavaştan evlere dağıldılar. Yatmadan önce hepimiz şarkımızı dinlerken fotoğraf attık ve uyuduk. Sabah olunca bizim çardakta buluştuk. Oğuz sordu ''Ne yapmayı düşünüyorsun? Bizi bırakıp gidecek misin?'' Dedi. Batuhan boğuk bir sesle ''gideceğim sanırım.'' dedi. O an kendimi hiç olmadığım kadar kötü hissettim. Sanki üstüme bir taş bindirmişlerdi ve ben o taşı kaldıramıyordum artık. Bana donuk bir şekilde bakmasına dayanamadım. Arkamı dönüp ağlayarak yürümeye başladım. Bağırarak ''Kimse arkamdan gelmesin!'' dedim. Bu sıradanlaşmış sözü bir gün söyleyeceğime inanmıyordum ama söyleniyormuş demek. Yürüdüm yürüdüm ama ne kadar yürüdüğümü bende bilmiyorum. Kendimi sahilin öbür ucunda buldum. Önümden bir mısır araması geçti. Kendime bir mısır alıp müzik dinlemeye başladım. Hayatımın en zor dönemini geçiriyorum belki de. Lisemin ilk yılı ama bana on yıla bedel oldu. Sadece bunlarda değil. Akrabalarda çok sıkıyor. Hepsi birbirinden beter. Biri bir yerden laf söylüyor, öbürü başka yerden. Yani bu sene hiç olmadığım kadar çok bunaldım. Evet bir öğrenci olarak tabi ki tatilin gelmesini çok istiyorum ama bu sene sadece bunaldığım için tatile gitmek istiyorum. Bir süre mısırımı yedim ve şarkı dinledim. Telefonumu sessize almıştım. Biraz telefona bakmak istemiştim ki Yaprak, Oğuz ve Batuhan'ın elli kere aradığını gördüm. On saniye sonra Yaprak yanıma geldi. Nasıl olduğumu sordu. ''İyiyim'' dedim. Kulağımdaki kulaklıklardan birini çıkarıp kendi kulağına taktı. Bir süre beraber şarkı dinledik ve karşıdan bir ses duyuldu ''Melodi!'' diye bağıran bir ses. Bu ses Batuhan'ın sesiydi. Yanıma geldi. ''Nasılsın?'' dedi. Bende ''Git! Burada seni bağlayan hiç bir şey yok. Bu yüzden git ve bir daha dönme.'' Dedim. İçimden bir ses ''gitme'' diyordu.

GECENİN IŞIĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin