Aldığım bu virüs haberinden sonra baya korktum. En iyisi yarın okula gidince bizimkilerle istişare yapmaktı. Üstümü değiştirip yattım. Gece rüyamda bu virüsün başımıza çok büyük bir bela olduğunu gördüm. Bu rüya beni daha da korkuttu tabi. Sabah olunca okula gittim. Bizimkiler telaşlı bir şekilde sınıfın kapısında beni bekliyorlardı. Yaprak ben merhaba demeden söze başladı."dün haberleri izledin mi" dedi. Bende "bana şu virüsü mü soracaksın?" Dedim oda "evet" diye yanıt verdi. Bir süre bu virüs ile ilgili konuştuk. Birden sınıfa müdür yardımcısı girdi. Bu bizi daha da endişelendirdi. Müdür yardımcısı bir süre tarih hocasıyla konuştu. Daha sonra bize "iyi dersler" diyip gitti. Şimdi de hoca konuşmaya başladı. "Çocuklar haberlerde çıkan virüsü gördüğünüzü düşünüyorum. İşte bu virüsten korunabilmek için okullar iki hafta tatil olacak." Dedi. Doğal olarak bu duruma çok sevindik. Eve geldiğimde annem ve babama okulların iki hafta kapandığını söyledim. Sonra da odama gidip normalde pek yapmadığım bir şey yaptım. Ders çalıştım. Matematikten biraz test çözdüm. Fizikten de konu anlatım videosu dinledim. Tam bitirdim derken Batuhan aradı. Hemen aşağıya inmemi söyledi. Bende kitaplarımı toplayıp aşağıya indim. Hemen ne olduğunu sordum. "Oğuz hastaneye kaldırılmış." Dedi. Bende "ne duruyoruz, hemen gidelim!" Dedim. Hemen hastaneye gittik. Yaprak da oradaydı. Oğuz pek iyi gözükmüyordu. Yaprak'a "Oğuz'un neyi varmış?" Dedim. "Bilmiyorum" der gibi kafa salladı. Batuhan yanında bir doktor ile odaya girdi. Doktora Oğuz'a ne olduğunu sorduk. Doktor yeni çıkan virüsten olmuş olabileceğini söyledi. O kadar korktum ki anlatamam. Saatlerce Oğuz'un yanında bekledik. Akşam olunca annesi eve gitmemizi söyledi. Bizde eve dönmeye karar verdik. Yaprak otobüs ile evine gitti. Ben ve Batuhan eve doğru yürümeye başladık. Dün onunla dans ettiğim için teşekkür etti. Bende aslında ondan önce kimse ile dans etmediğimi söyledim. Çok şaşırdı. Zaten söylerken biraz utandım. Bana utanacak birşey olmadığını, kendi de sadece annesi ile dans ettiğini söyledi. Baya güldük. Nasıl bizim eve geldiğimizi anlamadım bile. Batuhan ile vedalaşıp eve girdim. Bu gün hem iyi hemde kötü şeyler yaşamıştım. Hangi duyguya kapılacağımı bilemedim. En sonunda yıldızların bana yol göstereceklerine inanıp terasa çıktım. Altıma bir battaniye serdim. Başımın altına bir yastık koydum ve uzandım. Yıldızları izledim. Onlarla konuştum. Böyle günlerde yıldızlar benim en yakın arkadaşım olurlar. Bu sebeple onlardan hiç sıkılmıyorum.
Birden içeri annem girdi. Bu gün film izleme günü olduğunu ve beni bekeldiklerini söyledi. Bende hemen terastan indim. Mutfağa gidip mısırları aldım. Salona gidip filmimizi başlattık. Film efsaneydi. Adı (Başlangıç) mutlaka izleyin. Filmimiz bitince odama gittim telefonumdan tatlı bir müzik açtım.
Şarkının sözleri şöyleydi;
"Bir yol var ama her yerde tuzak.
Bir yol daha var, dönmek de yasak.
Deryaya yakın, dünyadan uzak.
Deryaya yakın, dünyadan uzak." diyordu şarkının sözleri. Bu şarkıyı o kadar beyendim ki tam yaşadığın şeyleri anlatıyor. Bu yüzden bundan sonra bu şarkı benim şarkım. Üzüldüğüm zamanlarda bu şarkıyı dinleyeceğim. Daha sonra telefonu kapatıp uyudum. sabah olunca normalde okula gitmem gerekiyordu ama okullar kapalı olduğu için öğlene kadar uyumuşum. Uyandığımda telefonum altı kere çalmış. Batuhan ve Yaprak beni bir çok kez aramışlar. Bende bir şey olduğunu anlayıp hemen hazırlandım ve salona indim. Karşımda Batuhan ve Yaprak duruyordu. "Hoşgeldiniz" dedim. Batuhan'ın sert bakışlarından birşeylerin ters gittiğini anladım. Batuhan konuşmaya başladı. "Seni kaç kere aradık, neden açmadın? Dedi. Bende "kusura bakma uyuya kalmışım." Dedim. Hep beraber kahvaltı yaptık. Ardından hastaneye gittik. Oğuz bu gün taburcu olacakmış. Bizde o hastaneden çıkana kadar yanında bekledik. Hastaneden çıkınca onun evine gittik. Annesi bize çay yaptı. Bizde o çayları içtik ve evlerimize dağıldık. Yaprak bizim eve geldi. İki tane kahve yaptım. Yanına atıştırmalık bir şeyler koydum ve odaya çıktım. Beraber kahve içip ders çalıştık. Çok eğlenceli geçti. Ders çalışmamız bittikten sonra onu terasa çıkardım. Yine bir battaniye serdim, yastık koydum ve battaniyenin üzerine yattık. Benim meşhur şarkımı açtım. Yaprak ile birlikte bu şarkıyı söyleyerek yıldızları izlemeye başladık.
"Bir yol var ama her yerde tuzak.
Bir yol daha var, dönmek de yasak.
Deryaya yakın dünyadan uzak.
Deryaya yakın dünyadan."
Şarkı bittikten sonra birbirimize bakıp güldük. Sonra Yaprak'ın ablası aradı ve eve çağırdı. Mecburen evine gitmek zorunda kaldı. Giderken "bu şarkı tek senin şarkın değil bizim şarkımız olsun. Bu şarkı hepimizi anlatıyor." Dedi. Çok duygulandım. Gözümden bir yaş düştü. Sonra bana sarıldı ve "yarın görüşürüz."diyip eve gitti. Bende o gittikten sonra içimden "bana iki gündür bu kadar duygusallık fazla bile." Dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECENİN IŞIĞI
AventureMerhaba ben Ecrin Naz. Size bu kitaplarda insanların bilmediğiniz yaşantılarını yazacağım. Bu bir kitap serisi olacak. Birinci kitapta bir karakterimiz anlatılacak. Başka bir kitabımızda öbür karakterimizin hikayesi anlatılacak. Bu şekilde bir kita...