2♛

577 61 24
                                    

"Umarım sonunda senden kurtuluyorumdur."

Sayamadığım kadar yüzü olan Demetria'nın yüzünde ki sahte gülümsemesiyle kapıyı açıp yaşlı adamı buyur etmeden önce dediklerine ve vasat oyunculuğuna göz devirmeden edemedim. Burada kalmak zorunda olmasaydım şimdiye kadar içini pembe tonlarıyla döşediği rezil evini çoktan yakıp kül etmiştim yada en iyi ihtimalle kedili porselen takımlarını kırıp yere yağ dökerek kırık parçaların üstüne düşmesini sağlardım ama şartlar işte. 

Demetria'nın hoş geldiniz tarzı övgülerini ve üzerindeki uzun cübbeyi alıp asma girişimlerini yok sayarak oturma salonuna giren yaşlı adama baktım; Albus Percival Wulfric Brian Dumbledore.. El yazması taslaklarda anlatıldığı gibiydi aynı; birkaç yeri haricinde tüm saçları ve sakalı beyaz olan, yan yana asla hayal etmek istemediğim renkler olmasına rağmen  mor giysi ve bordo cübbesiyle kesinlikle tarz sahibi biri olduğunu söyleyebilirdim. Bilge ve sevecen bakışları yarım ay gözlüklerinin üzerinden bariz bir şekilde görülebiliyordu.

 Bilge ve sevecen bakışları yarım ay gözlüklerinin üzerinden bariz bir şekilde görülebiliyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Vladis Pantic'in Albus Dumbledore çizimi)

"Seni uzun zaman sonra gördüğüme sevindim Lenna, seni son gördüğümde daha 2 yaşında bir bebektin. Lenna diyebilirim değil mi?"

Samimiyetle konuşan adama karşı aynı samimiyetle olmasına özen göstererek gülümsedim.

"Evet efendim, zaten Blank soy adını kullanmayı pek sevdiğim söylenemez-"

"Gryffindor, asıl soy adın Gryffindor, sevgili Lenna"

Konuşmamı bölen sert ve kararlı sesiyle bir an duraklasam da dediklerini algıladıktan sonra öylece kaldığımı hissettim. Tepki vermem gerekiyordu ama kelimeler adeta beynimde dört döndüğü halde ağzımdan çıkmamak için direniyorlardı.

"Ben..Gryffindor, ne?"

Kendimi aptallığıma göz devirmemek için tutarken istemsizce ne ara terlediğini bilmediğim ellerimi bacağımın yanında yumruk haline getirdim. Aferin Azalea, tanıştığın gibi kendini rezil etmeyi nasıl başarıyorsun?

Dumbledore bu halime gülümsediğinde biraz daha rahatlamış hissettim, çünkü okuduğum taslaklardan tanıdığım kadarıyla yapmacık biri hiç değildi. 

"Sana okumak için bıraktığım kitapları bitirmişsin anlaşılan. Evet senin de Hogwarts: Bir Tarih kitabında okuduğun üzere Godric Gryffindor'un binası Gryffindor ve sende onun soyundan geliyorsun- Ama tabii bunları konuşmamız için önümüzde daha zaman var."

Bir an Harry Potter adlı taslaklardan Albus Dumbledore'a bahsedip bahsetmemem gerektiğini düşündüm ama içimden gelen garip bir dürtüyle bunu daha sonra konuşmayı düşünüp kendime engel olmak istercesine dudaklarımı birbirine bastırıp düz bir çizgi halinde olmalarını sağladım. Bu sırada Dumbledore cübbesinin cebinden kirli beyaz renginde bir zarf-muhtemelen içinde Hogwarts davet mektubum bulunan bir mektup- uzattı. Zarfı alıp teşekkür ederken kısaca incelemeye başladım; zarfın arka yüzünde adım ve adresim yazılıyken ön yüzünde üzerinde aslan, yılan, porsuk ve kartalın bulunduğu bir amblem ve bordo mühür bulunmaktaydı. Mührü açmadan önce amblemin altında bulunan ama dilimizde olmayan yazıyı anlam vermek istercesine sesli bir şekilde okudum

Gryffindor Kraliçesi ♛  Marauders A.UHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin