𝐭𝐡𝐞 𝐭𝐡𝐫𝐞𝐞 𝐦𝐮𝐬𝐤𝐞𝐭𝐞𝐞𝐫𝐬 | todobakudeku

𝐚𝐧𝐠𝐞𝐥 -𝐗𝐕

fizik quizim var stresten bölüm yazıyorum. sorunlarımı halletme şeklim 🤡

Vote vermeyi unutmayın lütfen🥺❤️

SATIR ARALARINA YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN ❤️😻

***

çarşamba
saat: 08.37
konum: 1-A Yurt Binası

shoto'nunkinin sağındaki oda izuku'ya aitti. tıklatmayı düşündü ama onun çoktan uyanmış olacağı aklına gelince vazgeçti. koşarak merdivenlerden indi.

ochaco ve iida ile sohbet eden izuku sonunda aşağı inen uzun boyluyu görünce özür dileyerek onların yanından ayrıldı. "todoroki-kun!"

seslenirken yanına gelen sevimli oğlana döndü, shoto. "midoriya."

"günaydın! bayağı geç kaldın seni uyandırmaya gelecektim tam."

"sana da günaydın." dedi ve ikisi beraber mutfağa yürümeye başladı. "dün o beşinci all might filmini izlemeyecektik."

izuku güldü. "sarmıştı ama."

"evet. sen kahvaltı yaptın mı?"

yeşil dalgalı saçlı "hıhı." diye onaylarken mutfağa girdiler.

"bakugou, mutfakta takılmayı gerçekten seviyorsun değil mi?" dedi shoto, buzdolabını açarken ocak başındaki sarışına. "günaydın."

"sabah sabah sinirlerimi bozma, yarım piç." diye yanıtladı katsuki, omleti ters çevirirken.

izuku, tezgahın üzerine atlayıp oturdu. bacaklarını sallayarak kahvaltı hazırlayan sarışını izledi.

"ne bakıyorsun, ayı mı oynuyor?" kaşlarını çatarak ona bakmıştı, katsuki.

"pardon kacchan," bakışlarını pencereden dışarı çevirdi. "dalmışım."

shoto da onun diğer tarafına geçip belini tezgaha yasladı. sarışının yüzünü inceledi. "gece uyuyabildin mi?"

kırmızı gözler ateşle parladı. "bunu konuyu bir daha aç ve seni geberteyim, yarım piç."

"yani uyumadın."

"seni-"

"siz ne konuşuyorsunuz sessiz sessiz?" izuku ağzına attığı çeri domatesle onlara dönmüştü.

"hiç." dedi ikisi de aynı anda.

"benden bir şey mi saklıyorsunuz?" gözlerini kıstı izuku.

"yoo." shoto birden parmaklarına çok ilginçmiş gibi incelemeye başlamıştı.

[ y/n: dahi izuku'muzu geç kaminari bile inanmadi 😌 ]

"tabii," bir anda izuku'nun modunun değişmesine tanık oldular. yüzüne karanlık inmiş, zümrüt gözleri daha da ortaya çıkmıştı sanki. sırıttı. "bir şeyler saklayabileceğinizi düşünmek güzel fantezi. beni hala tanıyamadınız mı?"