Yaşasam da sevmem rüzgarları.
Getirirlerken fırtınaları.
...
Reyyan'dan
Arabadayken en sessiz bendim. Kızlar bunu fark etmişlerdi ama Çınar'ın yanında konuşmak istemiyorlardı. Hoş bu konuyu ben de konuşmak istemiyordum. Daha kendi içimde halledemedim ki, size ne cevap vereceğim?
Şeymalara vardığımızda sırayla arabadan indik. Kızlar ve Çınar valizlerimizi yukarıya taşıdılar. Valizleri Şeyma'nın odasına koyduktan sonra yatağa uzandım. Melisa mutfakta su içiyordu, Amine ve Çınar salondaydı, Elif tuvaletteydi. Odada sadece Şeyma vardı.
"Şşşt iyi misin? Yani... Şey... "
"Sorun değil Şeyma. Anlıyorum ne demek istediğini."
"Yani 1 yıl sonra aynı yere gitmeye hazır mısın?"
"Hazırım, yani olmasam da bir şey değişmeyecek. Ama gitmeliyim, gitmeliyiz..." Neşeyle yataktan kalıp devam ettim.
"Hem siz olduktan sonra bir şey olmaz bana." Şeyma gülerek kollarını boynuma doladı. Sonra odanın kapısı açıldı diğerleri de odaya girdi. Amine yine her zamanki kıskançlığıyla söylenip duruyordu.
"Aaa yeter, açım ben. Kıçınızı kaldırın ve bize yemek hazırlayın." dedim. Ardından birer birer odadan çıktık.
...
Melisa'dan
"Kardeş bak şimdi hamburgerin içinde sebze olduğu için sağlıklı bir kere . Ama pizza ekmekten oluşuyor anlıyor musun?" Amine ile yaptığımız 'pizza mı hamburger mi ' tartışmamıza son nokta konmak bilmiyorken içeriye Çınar girdi.
"Amine benim bavulumu ver nereye koyduysanız , ben Semihlere gidicem."
Amine ayağa kalkmaya çalışırken kolundan tutarak tekrar yerine oturmasını işaret ettim.
"Ben getiririm enişteciğim . Hangi renkti senin bavulun?"
Kararsız kaldığı belli olan üz ifadesi ile "Siyah küçük olan." dedi. Bavulları koyduğumuz Şeyma'nın odasına girip arkadan kapıyı kapattım. İleride duran lacivert ve Çınar'ınki ile neredeyse boyutları yakın olan bavula uzandım ve içini kontrol ettim. Boştu. Bunu yaptıktan sonraki olaylar aklıma uçuşurken gülmemek için dişlerimi sıkıyordum.
Camın önünde duran büyük süs taşlarından bazılarını alarak içi boş olan lacivert bavula yerleştirdim. Kapının dışına kulak kabartınca Çınar'ın Amine ile hiddetli bir konu hakkında konştukları ses tonlarından belli oluyordu. Hızla içini taşlarla doldurduğum bavulun fermuarını çektim. Taşlar için özür dilerim Birgül teyze.
Bavulu Çınar'a uzattım. Yüzümde her zamanki gülümsemem , Çınar'ın yüzünde ise bendeki şüpheyi arar bir ifade.
"Lacivert ve küçük boy olan demiştin. Zaten sadece seninki lacivert Çınar ENİŞTE."
Elimdeki bavulu ses çıkartmadan uzanıp aldı. Arkamı dönünce Amine'nin boş boş beni izlediğini görünce iyice gülme isteğim arttı. Dudaklarımı birbirine bastırarak gülmemi bastırmaya çabalıyordum. Çarpan dış kapı sesini duyduğum gibi kahkaha sesim tüm evde yankılandı.
Elif , arkasında Şevval , Şeyma ve Reyyan yüzlerinde anlamadıklarını belli eden bir ifade ile odaya girdiler.
"Ne oldu yine be ne gülüp duruyo ayı gibi?" Şeyma'nın sesini kahkahamdan zor duyarken bir yandan da kendime gelmeye çalışıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECEYE GÜLÜMSE
Teen FictionAy mıdır geceyi aydınlatan? Yoksa gece midir Ay'ı bu kadar değerli kılan? Peki Güneş sıcak mıdır? Aramızdaki her şeyi eritebilecek kadar? Görünmez iplikle bağlanmış bir dostluk, koparılamaz bağlar, sonu gelmeyen bir yolculuk, hepsi birbirinden farkl...