Apartmanın önünde diğerlerinin inmesini beklerken fotoğraf çekinmeye karar verdim ve şortumun arka cebinden telefonumu çıkarttım. Sabah kahvaltısına Suzan teyzelere söz verdiğimiz için Şeyma'nın eskiden her yaz geldiği evin önündeydik. Suzan teyze çok tatlı bir insandı ve Şeyma'nın diğer dayıları da öylelerdi, birde yumuşak yanaklarına dokunduğumda her zaman söylenen bir anneanneye sahipti.
Birkaç pozumdan sonra birden yanımda sarı saçlı bir bücürün belirdiğini hissettim. Başımı çevirerek mavi gözlerin sahibine baktım.
"Ooo Melike hanım biraz büyümüş müyüz ?" Kollarımı kocaman açarak Şeyma'nın küçük kuzenini kucakladım.
"Sizin geleceğinizden bu sabah haberim oldu Melisa abla, inanabiliyor musun?"
"Belki halan süpriz yapmak istemiştir ." Bizim kucaklaşmamızı gören Şeyma ileriden yavaş adımlarla gelerek Melike'ye sarıldı.
Onların sarılmalarını seyrederken kızların yanımıza geldiklerini fark etmemiştim. Hepsi kendilerini sırayla tanıttıktan sonra Melike'de kendini kısaca tanıttı. Alp ve Emir aramıza katıldıklarında çoktan kaynaşmış , Melike'nin üniversite sınavı hakkında konuşuyorduk.
"İki senedir deli gibi çalışıyorum , zaten halam sağ olsun onun da yardımı ile konuları bitirdim."
"Umarım istediğin yeri tutturursun canım , güveniyorum sana ." Şeyma'nın içten gülümsemesi ile söylediği sözlere katıldığımı belirterek başımı salladım.
"Hadi bakalım , Alpolar da geldiğine göre Suzan teyzenin ağız sulandıran kıymalı böreğini yemeye gidebiliriz."
Melike ve ben önden merdivenlerden çıkarken Suzan teyzenin el açması kıymalı böğreyini övme yarışına girmiştik. Diğerleri de arkada Alp'in evinin hangi semtte olduğuyla ilgi konuşuyorlardı.
Zile basarken kapının hemen ardındaki kokuları ayırt etmekte zorlanıyordum. Kapıyı açan Servet abiydi. Kız çocuğu olmadığı için hep kız yeğenlerine düşkün bir dayı olmuş.
"Ooo kimleri görüyorum burada. En sevdiğim yegenim Şeyma ve papağan Melisa gelmiş. Nasılsınız kızlar?" Ah tabi Servet abi çok konuştuğum için bana sürekli papağan derdi. Hem artık eskisi kadar çok konuşmuyorum. Uslu birisiyim artık.
Herkes içeriye girdikten sonra bir yandan ben , bir yandan da Şeyma Servet abiye bizimkileri tanıttık.
"Beyler kim oluyordu orayı tam anlayamadım?" Tek kaşını kaldırmış bize bakıyordu. Söze atlamadan öce Alp ve Emir'e baktım.
"Alp benim arkadaşım Servet abi, Emir ise Alp'in yakın arkadaşı."
Servet abi ilk önce bana sonra Alp'e baktı , uzun süre bizim aramızda gezinen gözlerini bir süreden sonra Emir'e kaydırdı. Bu tuhaf sessizlik sürmeye devam ederken mutfak kapısından Suzan teyze çıkarak bizi bu garip sessizlik ve bakışmadan kurtardı.
"Hoş geldiniz çocuklar."
Kollarını genişce açarak önce Şeyma'ya sıkıca sarıldı ardından benim önüme gelerek sıkıca sarıldı. Sırayla benim hemen arkamda duran Reyyan'ı da kolları arasına alarak sarıldı. Ardından Elif ve Amine'ye de sarıldı. Ne kadar Suzan teyzeye kızlardan bahsetsek de kızlar da Şeyma'nın akrabalarını pek tanımazdı aynı şekilde Suzan teyze de benim dışımdaki arkadaşlarını tanımazdı.
Alp ve Emir ile el sıkışan Suzan teyzem Şeyma'ya 'bu iki çocuk kim' bakışını attıktan sonra bize dönerek "Şeyma ve Melisa benimle gelsin , kızlar siz ve iki genç beyefendi salona geçin lütfen biz sofrayı hazırlayalım sizi çağırırız." dediği gibi Şeyma ve beni kollarımızdan tutarak mutfağa sürükledi. Amine'nin arkamızdan "Biz de yardım ederdik." dediğini duyabilmiştim fakat Servet abi onları salona yönlendirmeden önce idi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECEYE GÜLÜMSE
Teen FictionAy mıdır geceyi aydınlatan? Yoksa gece midir Ay'ı bu kadar değerli kılan? Peki Güneş sıcak mıdır? Aramızdaki her şeyi eritebilecek kadar? Görünmez iplikle bağlanmış bir dostluk, koparılamaz bağlar, sonu gelmeyen bir yolculuk, hepsi birbirinden farkl...