Gözlerimi açtığımda okulun revirindeydim. Ne olmuştu ki? Ha, hatırladım. Rastgele bi adam beni boğmuştu. Bi adam beni boğmuştu! Heyecanla yatakta doğruldum ve oturdum. Niye beni boğmuştu ki, ne yaptım ben?
Ve nasıl buraya geldim? Doğru ya iki kişi daha ordaydı. Ama kimdi onlar bilmiyorum. Ben bunu düşünürken annem içeri girdi.-Mavi! İyi misin annem?
-İyiyim de... ne oldu bana? En son bi adam boğaz-
Sözümü bitiremeden kapı çaldı. Sonra da içeri biri girdi. Revir yatağının etrafında perde olduğu için kim olduğunu göremedim. Sadece ses geliyordu. İçeri giren kişinin adımları benim olduğum yere yaklaştı ve perdeyi eliyle araladı. Gelen kişi de kim olsa beğenirsiniz. Çınardı. Beğendiniz mi? Ben beğendim. Birazcık ama.-Nasıl oldun Mavi?
Haberi var mıydı boğulduğumdan? Hem Çınar ne alakaydı?
-Nas-nasıl oldum derken? Önceden kötümüydüm ki? Yoksa boğuldu-
Yine sözümü tamamlayamadım. Annem sadece bizi izliyordu.
-Hani sabah söylemiştin ya Mavi? Tansiyonum düşük galiba diye, depoda da bayılmışsın. Yemek yemedin galiba ondan.
Tansiyon mu? Hayır gayet iyiydim. O adam beni boğmasaydı asla bayılmazdım. Ama sanırım Çınarın saklamak istediği birşey vardı. O yüzden yalanını devam ettirdim
-Ha, evet evet. O yüzden galiba.
Annem sanırsam Çınarla aramda birşey olduğunu düşünüp:
-Ay ben gideyim siz konuşun, işim var zaten. Bişey olursa yemekanedeyim ben. Dedi ve revirden çıktı gitti.Çınarla yanlız kalmak istemiyordum ama en azından artık ne olduğunu sorabilirdim.
-Beni biri boğdu. Dedim. Bence gayet güzel bir başlangıçtı.
-Neden anneme tansiyoumun düştüğünü söyledin?
-Küçük hanım senden gerçekten çok özür diliyorum o adam adına. Ama bunu bir sır olarak saklaman gerek.
Aynı yaşta olduğumuzu hatırlatmak isterdim ama şimdi daha önemli sorularım vardı. Ama niyeyse en gereksizini seçip sordum.
-Neden bizim okuldasın Çınar?
-Öyle olması gerekti.
-Anladım saol.
Bir adam durduk yere beni boğmuştu ve görünüşe göre Çınar o adamı tanıyordu. Ama boğulan kişi ben olmama rağmen hiç birşeyi bana açıklamıyordu. Ama sonra aklıma birşey geldi. Ben bayılırken iki kişinin bana seslendiğini hatırladım.
-Çınar?
-Hm?
-O da burda mı? Bunu söylerken nedense hem heyecanlıydım hem de üzüntülüydüm. Çünkü birzamanlar beni sevdiğini söyleyip mutlu eden kişi birden bire yok olup gitmişti. Ama şimdi tekrardan burda olduğu gerçeği... tabi eğer gerçekse.
-Buluttan mı bahsediyosun?
Başımı salladım.
-Burdaydı. Ama seni revire taşıdıktan sonra gitti.
Beni revire taşımak. Beni revire taşımak. Bulutun beni revire taşıması. Bulutun beni kucağına alıp revire taşıması!
-Hiç hayallere dalma romantik filmlerdeki gibi değildi sürükleyerek çıkardı seni. Çok ağırmışsın öyle dedi. Ama tabi ben olsam seni kucağıma alır güzelce yatağa bırakırdım. Diyip alaycı bir şekilde güldü. Benim de boşluğuma geldi ve:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İşletme|| Yarı TEXING💎
Teen Fiction"Gitmeliyim, seni seviyorum." Dedi ve arkasını dönüp yağan kara karıştı. Beni de bitmeyen kalp krizim ve mide tümörünle baş başa bıraktı.