Arabanın peşinden bir süre baktıktan sonra orda durmanın bir anlamı olmadığını anlayarak eve girdim. Annem salondan 'hoşgeldin' diye seslendi. Annem okula gitmeyip de kaçırlıldığımı bilmiyordu tabi. Söylemesem daha iyiydi. Bulutun başı derde girebilirdi ve annem büyük ihtimalle beni tanımadığım insanlarla görüştüğüm için bayağı bir azarlardı. Neticede iyiydim ve annemi bundan haberdar etmek hiçbirşeyi düzeltemeyecek hatta daha da beter yapacaktı.
Gerçi çoktan biliyor olabilirdi. Odama çıkıp telefonumu elime aldım. Bulutun numarasını bulup eski mesajlaşmalarımızı okumaya başladım. Ne güzel zamanlardı, Bulut'u tanımıyordum ama yine de beni biraz mutlu ediyordu. O olmadan kimle konuşacağımı bilmiyordum. Birşeyler yanlıştı sanki.
Bulut artık benim hayatımda olmadığı için boşluk hissediyordum. Üzerimi değiştikten sonra aklıma Bulut'a mesaj atmak geldi. Hatta o an bunu çok istedim. Ama sonra Bulut'un söylediği yalan aklıme geldi. Beni ne olduğunu anlamadığım bir amaç için kullandı ve şimdi de attı. Ama öyle olsa bile hala onu düşünüyordum. Mesaj atamamın sebebi yalan söylemesi değil, beni kaçıran adamların benim yüzümden Buluta zarar verebilecek olmasıydı.
Bulut'un beni atmasının bi sebebi olmalıydı. Belki sadece artık işine yaramıyordum belki de benim yüzümden tehlikeye girecekti. 2. Seçeneği göz önünde bulundurarak Bulut ile iletişim kurmamaya karar verdim. Neticesinde o bir yabancıydı.
Ertesi gün....
"Dün seni okulda göremedim."
"Evet arkadaşlarla sınıfta ders çalıştık. Hem sen sadece öğlenleri okuldasın görmemen normal"
Bunu soran annemdi. Yalanıma inanmış olmasını dileyerek evden çıktım. Bu sefer kulaklığım takılı değildi, dersimi almıştım. Umarım canım öğretmenlerim annemi dün okulda olmadığım hakkında bilgilendirme gafletine düşmezler. Bu konuda endişelenerek bir şekilde okula vardım. Sınıfaın olduğu koridorda nedense bi kargaşa vardı. İstemeden, evet kesinlikle istemeden yandaki kızların konuşmasına kulak misafiri oldum.
"Gördün mü yandaki sınıftaymış."
"Evet, hiç bizim okuldaki salaklar gibi değil bütün kızların buraya toplaşmasına şaşmamalı."
Kafamı kaldırıp ortalığa bi göz gezdirince kargaşayı oluşturan herkesin kız olduğunu farkettim. Sınıfa girince de herkes aynı şeyi konuşuyordu ama neyden bahsettiklerini birtürlü anlayamadım. Yeni öğrenci geldi galiba. Ama ne bu tantana? Bikaç erkeğin konuşmalarına yine istemeden kulak misafiri oldum,
"Abi zenginmiş bir de."
"Çok bakınca gay oluyomuşsun öyle diyolar."
"Aynen sen parası için gay değil köpek bile olursun."
Zenginmiş demek o yüzden bu tantana. Neyse beni ilgilendirmiyor. Öyle zengin insanlar herkese tepwden bakar zaten. Hem niye zengin biri bizim okulda ki, devlet okulu burası. Hava atmak için mi gelmiş. Ama dediğim gibi zaten beni ilgilendirmiyor.
Teneffüs...
Anneme arkadaşlarla ders çalıştık derken iki yalan birden söylüyordum aslında. Hem ders çalışmamıştık hatta okulda bile değildim, hem de benim arkadaşım yok. En azından bu okulda yok. Bütün yakın arkadaşlarım farklı okullarda ama yine de görüşüyoruz. Yanına gidebileceğim bi arkadaşım olmadığı için genelde sınıfta otururum. Ve bugünde yine sınıfta oturuyordum. Neyseki sabahki zengin öğrenci konuşması bitmişti. Millet yine kendi halinde takılıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İşletme|| Yarı TEXING💎
Dla nastolatków"Gitmeliyim, seni seviyorum." Dedi ve arkasını dönüp yağan kara karıştı. Beni de bitmeyen kalp krizim ve mide tümörünle baş başa bıraktı.