"Sensei siz delirdiniz mi acaba. Biz nasıl ayağımızla tırmanalım, siz bizim bir yerimizi kırmamızı mı istiyorsunuz !?!?!?!" diye şaşkınca söylenmeye başladı Atsushi. Kendileriyle dalga geçtiğini düşünüyordu. Senseide " Ah daha önce demeyi unuttum galiba. BURDA KURALLARI BEN KOYARIM! DEDİĞİMİ YAPMIYACAK İSEN GİDİP NARUTO İLE NİNJACILIK OYNAYABİLİRSİN!" dedi. Atsushi sensei nin niye bukadr kızdığını anlayamamıştı. Niye sinirlenmişti ki bu kadar? Ayame" Sensei bu kadar sinirlenmenize gerek yok. Atsushi'nin her zaman ki ahmaklığı." diyip sevimlice gülümsedi. Ve Atsushi'ye dikkatli ol ve onu kızdırma bakışı attı. (Evet böyle bi bakış atabiliyo tamam mı ?) Atsushi oflamaya başladı. "İyi ozaman sevgili sensei yimiz(!) bize nasıl yapıcağımızı göstersin. Sensei ona pis bir bakış attıktan sonra anlatmaya başladı: "Öncelikle içinizdeki çakraya yoğunlaşmanız gerekiyor. Onu hissettikten sonra onu ayağınıza yönlendirmeniz gerekiyor. Daha sonra benim yaptığım gibi ağaca tırmanın. Ama siz en başta koşsanız daha iyi olur. Yürümek sizi biraz zorlayabilir." Daha sonra kendisi ağaca çıkmaya başladı. Takımıysa ona şaşkınca bakıyordu. İlk öce Akira denemeye başladı. Ve çıktığı gibi yere yapışması bir oldu. Hiç yapışma olmamıştı. Birdaha denedi ancak bu seferde Ağaç parçalanmıştı ve onu geriye püskürtmüştü. Neden olmadığını bir türlü anlayamıyordu. Fakat Ayame ilk deneyişinde başarılı olmuştu. Atsushi de denemeye başladı. Ancak oda ağacı parçalıyıp yere düştü. İki nakama birbirine umutsuzca bakıyordu. Sensei leri onların yanına gelip öğlene kadar bu konuda uatalaşırlarsa onlara bir süpriz yapacağını söyledi. Ve oradan uzaklaştı. Akira bir kere daha çakrsına odaklandı ve tekrar denedi bu sefer olmuştu. Yapışma gerçekleşmişti. Akira fırlattığı kuniyi geçince aşağıya atladı. Ve kunaisini daha da yükseğe fırlattı. Atsushi işi bir türlü çözememişti. O her yaptığında ağaç parçalanıyordu. En az bir saat kadar denedikten sonra Akira'nın yanına gitti. Ayame'ye sormuyordu çünkü onunla dalga geçeceğini biliyordu. Akira'ya naasıl yaptığını sordu ancak Akira'dan bir cevap yerine sadece bir sırıtış aldı. "Söylemeyeceğim (sırıtış)" diyip onun yanından uzaklaşır. Atsushi belki de daha az çakra kullanmalıyım diye düşündü ve çakrasına odaklandı. Ağaca koşmaya başladı ama bu sefer tam tersine yapışma olmadı ve yere yapıştı. Sanırım anlamaya başlıyorum diye düşündü ve bu sefer çakrasına daha çok odaklandı. Teorisine göre yapışma olması için çakrasını dengeli tutmalıydı. Ve teorisi doğru da çıktı. Başarmıştı ağaca tırmanmış hattaha fırlattığı kunai mesafesinin belkide 2 misline çıkmıştı. Büyük bir seninçle kunaiyi yerinden çıkardı ve çok daha çok çok daha yüksek bir ağaca fırlattı. Artık çakrasını daha kolay dengede tutabiliyordu. 1-2 denemeden sonra o hedefide geçti. Sensei nin süprizini gerçekten merak ettiği için daha büyük ağaçları hedef aldı ve ustalaşmaya koyuldu.
...... Öğlen Vakti ..........
Takım 18 bitmişti. Yorgunluktan bayılabilirlerdi. En çokta Akira yorulmuştu. Ayame ve Akira onu zar zor taşıyordu. Sensei nin evine kadar götürdüler. Evdeki kokular muhteşemdi. Ev bir sürü baharat kokuyordu. Yemeklerin kokusu Atsushi'yi hemen kendine getirmişti. Kapıyı bile çalmadan içeri daldı.(Kapıyı mı kırdı diyenler için geliyor. Yok pencereden girdi) Sensei onu beklemiyordu. Ve şun ki durum çok garipti. Senseinin bir elinde tava bir elinde de kunai vardı ve kunai Atsushi'nin boğazına dayalıydı. "Seni ahmak. Pat diye içeri mi dalınır! Aptal!" diyip kafasına birtane geçirdi sensei. Baya bir sert vurmuş olacak ki yere düştü. "Canımı yaktınız sensei !!!" diye bağırmaya başladı. Bu sefer sensei bağırmaya başladı. "Eğer birz daha bağırırsan daha serti kafana inicek!!" "Çok kötüsünüz sensei !!!" diye bir kez daha bağırdı Atsushi ve sonuç.... Havada dönen yıldızlar.
Evvet arkadaşlar hikaye nasıl gidiyor azıcık ses verin yaw. Zaten beni vote siz buraktınız. Accık vote layın yaaa. Neyse size iyi geceleeer... Ve ayrıca Multi: Akira Kawaii !!!
