Koskocaman kahvaltı masasında tek başıma oturup kahvaltımı yaptıktan sonra hafif yukarı kaldırdığım maskemi geri yüzüme indirdim.
Biraz dışarıya nefes almaya çıksam iyi olacak. Bu duvarlar üstüme üstüme gelmeye başladı. Kenardan aldığım siyah pelerini üstüme geçirip iplerini bağladıktan sonra şapkasını kafama çektim.
Eskimiş şatodan çıktım. Kahverengi atımın yanına gittim ve tüylerini sevmeye başladım.
"Benden korkmayan tek kişi olduğun için teşekkür ederim"
Diyerek kafamı kafasına yasladım.Ondan ayrılıp üstüne bindim.
"Hadi bakalım wild beni güzel bir yere götür"
Dedim, yularını sallamamla koşmaya başladı.•••••
"Burası çok güzel değil mi ?"
Dedim wild'a dönerek ama o çoktan uzanmıştı. Onun bu haline gülerek yanına gittim ve karnına uzandım."Seni bulduğum ilk günü hatırlıyor musun ?..ormanda korkudan titriyordun üşümüştün ve yaralıydın, küçücüktün o zamanlar...tabii bende öyleydim"
Diyerek güldüm."Bazen diyorum ki en iyisi yanlız olmak ama dönüp baktığımda...bu yanlızlık ve sessizlik sağır edici konuşabileceğim bir sen varsın"
Güneş yüzüme vururken güldüm.Yattığım yerden ayağa kalkıp gözlerimi kapattım. Güneşi hissetmek çok hoş, yüzümdeki maskeyi yavaşça indirdim ve derin bir nefes aldım.
"Umarım sende bu iğrenç yüzümü gördükten sonra solmazsın"
Diyerek yarım açık gözlerle güneşe baktım. Ormanın derinliklerinden sesler gelmeye başladı."Ahh tanrım! Neden düzgün bir çiçek bulamıyorum!"
Hızla maskemi takarak ağacın arkasına saklandım.O her kimse buraya doğru geliyordu! Yürürken söylediği şarkı bana kendimi garip hissettirmişti.
"You know that I can't
Show you me
Give you me
초라한 모습 보여줄 순 없어
또 가면을 쓰고 널 만나러 가
But I still want you- ah merhaba senin sahibin nerde ?"Ağacın kenarından eğildim ve onu izlemeye başladım. Arkası bana dönüktü wild'ın yanına çökmüş tüylerini seviyordu. Upuzun sarı saçları vardı bembeyaz elbisesinin içinde melek gibi duruyordu.
"Sahibin yakınlarda mı ?"
Ayağa kalkmasıyla ağacın arkasına geri saklandım.
"Roseanne hadi kasabaya dönmeliyiz güneş batıyor!"
İsmi Roseanne miydi ?"Geliyorum Lalisa! Üzgünüm ufaklık gitmeliyim sana yardım etmek isterdim ama gece ormanda kalacak kadar cesaretli değilim"
Bir süre kurumuş yapraklara basma sesi geldi.Ses uzaklaşınca kafamı çıkarıp arkasından baktım.
"Roseanne"
Diyerek güldüm. Wild yattığı yerden kalkıp yanıma geldi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
~THE TRUTH UNTOLD~
Fanfiction'Elimden gelen tek şey, tıpkı senin gibi güzel çiçekler yetiştirmek.' -Jirose