"You know that I can't
Show you me
Give you me
초라한 모습 보여줄 순 없어
또 가면을 쓰고 널 만나러 가
But I still want you"
3 gündür Roseanne denen kız aklımdan çıkmıyordu.Söylediği şarkıyı bile hâlâ hatırlıyorum. Bu şarkı nedensizce bana kendimi garip hissettirdi.
"Sence o da beni görse beğenir mi wild ?"
Wild beni dinlemeden önündeki samanlardan yerken ofladım."Tabii beğenmez! Beni kim beğendi ki o beğensin!"
Samanların üstüne oturarak wild'ın yemek yiyişini izlemeye başladım."Bizim kaderimiz bir wild...ikimizde çok küçük yaşta yaralarımızla bu uçsuz bucaksız ormanda bir başımıza bırakıldık..."
"...ama neyse ki birbirimizi bulduk değil mi seni ahmak ?"
Diyerek güldüm.Hava kararmıştı.
"Artık gitmem gerek sana iyi geceler"
Dedim ahırdan çıkmadan önce gaz lambasını söndürdüm. Şatoya giderken duyduğum sesle olduğum yerde kaldım."외로움의 정원에 핀 너를 닮은 꽃
주고 싶었지 ooh hoo hoo
바보 같은 가면을 벗고서
But I know 영원히 그럴 수는 없는 걸 숨어야만 하는 걸
추한 나니까"
Bu o gün duyduğum şarkının devamı olmalıydı çünkü melodileri aynıydı.Hızla sağa döndüğümde siyah pelerin giymiş birinin çiçeklerimi kopardığını gördüm. Lanet olası ahmak! Hızla şatoya girdim. Kenarda duran okla yayı aldım ve koşarak odama çıktım.
Odamdan balkona geçip oku yaya yerleştirdim ve bahçemi darma duman eden her kimse tam onun yanına bir ok fırlattım.
Korkuyla bana döndü. Bu bir kızdı eteklerini kaldırıp koşmaya başladı. Şatonun duvarını tırmanıp diğer tarafa atladı.
Atlarken kafasındaki pelerinin şapkası açılınca gözlerim şaşkınlıkla açıldı. B-bu o şarkıyı söyleyen kız, Roseanne...
"Hey! bekl-"
Durdursam ne diyecektim ki ? Beni görür görmez daha maskemi çıkarmadan kaçar gider.Kafamı yere eğdim. Kopardığı çiçeklerime baktım. O çiçeklere çok değer verirdim! Elimdeki yayı fırlatıp odama girdim.
Aşağıya inerek hemen bahçemin karşısındaki taşın üstüne oturup beklemeye başladım. Bir daha geldiğinde hazır olmalıydım.
Hiç yoktan onunla düzgün bir şekilde konuşmalıyım çiçeklerimi neden kopardığını sormalıyım. Tabii beni dinlerse, korkmazsa sorarım...
Uzun bir süre bekledim ama kimse gelmedi gözlerim yavaş yavaş kapanıyordu. Taşa uzanıp gözlerimi kapattım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
~THE TRUTH UNTOLD~
Fanfiction'Elimden gelen tek şey, tıpkı senin gibi güzel çiçekler yetiştirmek.' -Jirose