Emir

25 1 3
                                    

Sarıya çalan saçları...

Koyu kahve tonu gözleri...

Gri eşofman takımı...

Aklımdan atamıyordum onu. Ama ondan uzaklara savrulmuştum.

Hasreti içimi yakıyordu. Onu çok özlüyordum.

Dayanmak zorundaydım...


Tüm bunları bu boş derste tek düşünmek isterdim ama hiç aklımdan çıkmıyordu ki.

"Pişt, sen!" diyen birini duydum ve ona baktım. Bana seslenmiş gibiydi.

"Efendim?" dedim kısılmış sesimle. Sırıttı sebepsizce. 'Gel' işareti yaptı eliyle.

Derdi neydi şimdi bunun? Beni rahat bıraksa olmuyor muydu?

Oflayarak ayağa kalktım ve yavaş adımlarla yanına gittim. Bir şey söylemeyerek boş boş yüzüne baktım.

Aniden elindeki kapağı açık şişeyi yüzüme doğru salladı. Bir an kımıldamadan suratına baktım hiç bir mimik sergilemeden.

Etrafımda bazı gülüşmeler oldu. Bense gözlerimi onun yüzünden ayırmadan bakıyordum ifadesizce.

Öfkenin vücumdumda kol gezindiğini hissedebiliyordum ama hislerimi her zaman yansıtmakta güçlük çekmiştim. Bir yandan iyi bir şeydi. Omzumdan itince arkamdaki sıraya çarptım.

"Şuna bak! Sinirlendin mi sen minik fare?" dedi alaycı bir ifadeyle. Kafamı iki yana salladım. Benim aksine o öfkelenmişti.

Kolumu tuttu sıkıca ve sağa doğru savurdu beni. Son anda sıraya tutunmuş, düşmekten kurtulmuştum.

"Simge, ileri gidiyorsun." diyen birini duydum. Sesi naif ama öfkeli çıkmıştı. Hafifçe sırıttım. Kız iyice öfkelendi.

"İleri gidiyormuşum. Şu kıza baksana Serdar! Sırıtıyor bir de." dedi sesini yükselterek. Yüzüm eski halini alırken ona yaklaştım.

"Seni uyarıyorum güzelim. Bana yaklaşma." dedim her zaman ki kısık sesimle. Dişlerim kaşınıyor boğazım yanıyordu. Bir insana bu kadar çok yaklaşmamalıydım. Geri çekilip sırama ilerledim.

Bir an duraksadım. Bu... bu koku çok tanıdık geliyordu. Bir insan kokusu değildi bu. Bir... bir kovucu gibi kokuyordu.

Kız arkamdan bağırıken çıktım sınıftan ve kimseye görünmeden hızlıca dışarı çıktım.

Burda... Bu bahçede bir yerdeydi. Gözlerimi bahçede gezdirirken güneşin gözlerime vurmaması için gayret ediyordum. Bir anda o koku kayboldu.

Afallayarak bir anlığına kafamı kaldırdım ve güneşle göz göze geldim. Hızlıca kafamı eğdim iniltiyle. Bir şeye tutunma ihtiyacıyla elimi geriye doğru attım. Sımsıcak bir el elimi tutup destek oldu. Ama bu destek düşmeme engel olamadı. Gözlerim kapanırken kendimi sımsıcak bir yerde hissettim ve bilincimi kaybettim.

^^^

Bu kız... Onun olmalıydım. Her şeyimle ona ait olmalıydım.

Varisin Arid'iWhere stories live. Discover now