Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
İnsanların gözleri sadece Taeyong'un üzerindeydi, baştan aşağıya parlıyordu. Marka kıyafetleri, kusursuz yüzü her şey birbirini tamamlıyordu Lee Taeyong kelimenin tam anlamıyla kusursuz bir adamdı.
Tabii herkesin dışarıdan gördüğü buydu, gerçek kişiliğini hiçbir zaman öğrenmemişlerdi ve asla öğrenemeyeceklerdi. Geçen yıla göre epey değişmişti, anlam veremeselerde kimse gidip onunla konuşmamıştı. Daha doğrusu son bir yıldır herkesi terslediği için kimse yanına yaklaşamıyordu.
"Hyung, selam!" Jeno'nun neşe dolu sesi etrafında yankılanırken Taeyong'un yüzündeki hiçbir mimik oynamamıştı.
"Ne istiyorsun?"
"Akşam yapılacak olan partiye gelecek misin?"
"Hayır." yoluna devam ederken Jeno'nun onu ikna etmeye çalışan cümlelerini duymamazlıktan geliyordu. Sırf yeni gelenler için yapılan yapmacık samimiyetli ortama girmek istemiyordu, geçen yıl yaşadıklarından sonra hiçbir şey artık umrunda değildi tamamiyle farklı birisine dönüşmüştü ve böyle hiç olmadığı kadar mutluydu ya da mutlu rolü yapıyordu.
Merdivenlerin aşağısından ona bakan Johnny'nin yanına doğru hızlı hızlı basamakları inmişti. Eve geçeceklerdi buradan, Johnny dışarıda takılmayı teklif etmişti ama dün akşam hiç uyumadığı için üzerinde fazladan bir yorgunluk vardı Taeyong'un, eve geçmek daha iyi olacaktı.
"Her şey yolunda değil mi, son günler çok meşguldüm hiç konuşamadık." yaklaşık 185 boylarında, kısa kahverengi saçlı bir çocuktu Johnny.
"Aynı."
"Kendine yazık ediyorsun sen bu değilsin Taeyong, şerefsizin teki için geldiğin duruma bak."
"Bunları söylemekten bıkmadın mı?"
"Hayır bıkmadım, bir an önce aklını başına topla sen bu değilsin!"
"Bunları konuşmayı sevmediğimi biliyorsun."
"Konuşmamız gerek, günden güne bitişini izlemeyi sevmiyorum."
"Belki en başından böyle olmalıydım, şu an mutluyum artık bu konuyu kapa."
"Şimdilik." siyah arabanın kapısını açarken konuşmuştu.
Liseden beri yanındaki tek arkadaşı Johnny'di, elbette büyük bir çevresi vardı ama her şeyini bilen tek kişi Johnny'di. O Taeyong'u hiçbir zaman çıkarları için kullanmamıştı tek gerçek arkadaşıydı. Üç yıl önce ise hayatına Jung Jaehyun girmişti, herkesin imrendiği bir ilişkileri vardı asla ayrılacak gibi durmuyorlardı. Birbirleri için yaratıldıklarını söylüyordu herkes ancak Jaehyun'u partide bir kızla yatakta basması sonlarını getirmişti. Geçen yıl bu olay yaşandıktan sonra Taeyong'un kendine gelmesi epey vakit almıştı ona çok bağlıydı hiç beklemediği bir şekilde ihanete uğramak kalbini paramparça etmişti.
Yaşadıklarından sonra etrafa sadece kızgın kişiliğini göstermişti bu onun bir çeşit koruma yöntemiydi, Johnny ise Taeyong'un eski halini bildiği için asla bu halini kabul edemiyordu. Jaehyun'u bulduğu ilk yerde öldürebilirdi, hiç acıması yoktu. Kavgalarla dolu bir arkadaşlıkları olsa bile asla kırılmadıklarını biliyorlardı, kardeş gibiydi ilişkileri. En büyük ortak noktaları ise Jaehyun'a olan nefretleriydi.
selamm umarım bölümü beğenmişsinizdir fici flawless kadar uzun tutacağımı zannetmiyorum ama çok kısa da olmaz diye düşünüyorum umarım severek okursunuzz