[2/2] heaven sent you to (m)e

3.2K 160 183
                                    

♫ — ariana grande - positions

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


— ariana grande - positions


Sırtımın yumuşak yatak zeminiyle buluştuğunu hissetmem ile göz kapaklarımın açılıp bana büyülenmiş bir şekilde bakan Yoongi hyung'u görmem eş zamanlı gerçekleştirmişti.

Saniyeler içinde beni derinliklerine hapseden dejavu hissinin pençesinden kurtulmak zordu ancak nitekim, bir şeylerin farklı olduğunu anlamaksa zor olmamıştı. En basitinden, bakışları... Dört sene öncesinde beni kuzenimin evindeki misafir odasında bulunan yatağa bıraktığında karşılaşmadığım parıltılar barındırıyordu gözlerinde şimdi. Bu farkındalık bana ağır geliyordu, senelerdir içten içe bakmasını istediğim şekilde dolaştırırken gözlerini üzerimde, büyük bir taşın altında eziliyormuş gibi hissetmekten alıkoyamıyordum kendimi.

"Siktir, o kadar güzelsin ki..."

Bedeni tam olarak üzerimde olsa da başımın iki yanında kalan kollarıyla yataktan destek alıyor, ağırlığını bana bırakmadan öylece beni inceliyordu. Yoğun hislerimin giderek sınırlarımı zorladığını fark ettiğim için bakışlarına karşılık vermek zor geliyordu. Minik gözlerinin tam içinde yeşeren duyguları fark etmek artık hiç olmadığı kadar kolay olduğu için bakışlarımı, yüzünü oluşturan diğer kusursuz organlarında gezdirmeyi yeğlemiştim.

En çok da öpülmekten şişip kızarmış dudaklarında.

Ve Yoongi hyung, bakışlarımın dudaklarında haddinden fazla oyalandığını fark ederek hafifçe gülümsemiş ve ardından sert bir hamleyle dudaklarıma kapanıp vakumlarcasına öpmüştü beni. Öpücüğünü devam ettirmeden kendini çekmesini beklemediğim için geri çekilmesiyle başımın ona doğru havalanmasını engelleyememiştim. Herbir öpücüğünde aklımı nasıl başımdan aldığını bilmeliydi.

Bu sefer sahici bir gülümseme peydah olmuştu dudaklarında, bulaşıcı olduğunu bildiğim gülüşünün ardından saniyeler içinde hafif bir tebessümle, biraz da kızarık yanaklarla karşılık vermiştim ben de ona. Çaresiz gibi durduğumun farkındaydım çünkü gerçekten de öyleydim; tek çarem oyken ve o da bunu biliyorken artık utanmamın bir manası olmadığının da bilincindeydim.

Dirseklerinden doğrulup üzerindeki tişörtü tek bir hamleyle çıkardığında kalbim ağzımda atıyordu sanki. Onu üstsüz görmeyeli o kadar zaman geçmişti ki, ağzımın sulandığını şimdiden hissedebiliyordum. Dört sene önce yaşadığımız sırrın ardından ikimizin de birbirimize karşı ördüğü hayali tuğlaların getirilerinden biri de buydu. Yanımda artık üstsüz gezinmemeye başlamıştı ve ben buna içten içe üzülürken şimdi ise seviniyordum. Çünkü senelerin getirdiği, bedenine karşı olan özlemim beni öylesine şiddetli bir şekilde alaşağı etmişti ki, kanın damarlarımda son sürat dolanıp durduğunu bile hissedebiliyordum. Her ne kadar ona karşı olan hislerim kalben olsa da, onunla bir kez daha yasaklı bir şeyler yaşayabilmek için yanıp tutuşmuştum tam dört sene.

POSITIONS ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin