Yazar notu: Selam!Bölümü saat 20:45'te yayınladım. Siz saat kaçta okumaya başladınız?
*
''Üst üste 3 aydır satışlarda ezeli rakibimizin gerisindeyiz.''
Modern toplantı odasında uzunlamasına uzanan kocaman masanın baş köşesinde oturan genç kadının soğuk sesi odadaki gergin sessizliği bozmuştu.
Kadın deri sandalyeye bacak bacak üstüne atarak yerleşmiş, havada duran ayağındaki stilettoların sivri ucunu yukarı aşağı hareket ettirirken elindeki dolma kalemle oynuyordu. Kırmızı ceketinin içine bir şey giymemişti, ayrıca ceketiyle takım olan pantolonu hafif dolgun kalçalarını ve ince bacaklarını sarıyordu.
''Benim beceriksiz yöneticilerim,'' diye devam etti. ''Aranızdan birinin bu rezillik hakkında bir açıklaması var mı?'' Masadaki kadın veya erkeklerden hiçbiri ilk cevap veren olmak istemezken kadın tekrar konuştu. ''Anlaşılan kendi isteğiyle söz alan olmayacak. O zaman söz alacak kişiyi ben seçeyim... Günün şanslısı sizsiniz Galip Bey, buyrun söz sizin.''
Şirketin CEO'su olan Galip Bey, kırklı yaşlarına merdiven dayamış birçok erkek gibi seyrek saçlı ve hafif göbekli bir adamdı.
Galip Bey, ''Efendim, eski reklam yüzümüzün tecavüz skandalının markamızın itibarı üzerindeki olumsuz etkileri hala sürüyor. Her ne kadar durdurmaya çalışsak da dijital ortamda markamıza yönelik protestoları henüz tamamen kontrol altına alamadık,'' dedi mahcup bir tavırla.
''3 aydır, tekrar ediyorum tamı tamına 3 aydır bir çözüm yolu bulamadınız, öyle mi?''
''Maalesef efendim.''
Kadın elindeki kalemi masaya bırakıp başını sandalyenin üst tarafına doğru yaslayarak alçak sesle güldüğünde gülüşü buz gibiydi. ''E sizi de anlayışla karşılamak lazım... Ne de olsa hem işinizi, hem karınızla çocuklarınızı, hem de metresinizi aynı anda idare etmek kolay değil tabii. Bu kadar işe yaramaz olmanız normal.''
Galip Bey şaşkınlıktan tükürüğünde boğularak öksürmeye başladığında önünde duran su bardağına uzandı ve öksürükleri yatışana kadar bir şey söylemedi. ''Efendim bunu nereden çıkar-''
Kadın avuç içi adama bakacak şekilde elini yukarı kaldırdı. ''Ben karın değil, patronunum. Gecelerini kiminle geçirdiğinle değil, işini nasıl yaptığınla ilgileniyorum. O yüzden yalanlarını karına sakla,'' dedikten sonra şirketin CFO'suna döndü. ''Sizin farklı bir açıklamanız var mı Metres Hanım? Ah pardon... Dilim sürçtü, Meserret Hanım diyecektim.''
Meserret Hanım Galip Bey'den birkaç yaş küçük, en hafif tabirle etine dolgun bir kadındı.
Meserret Hanım da malum kişi gibi utançtan kızarmıştı, aynı zamanda patronunun edebileceği laflardan korkuyordu. ''Hangi konuda efendim?''
''Hangi konuda olacak?'' Kadın, Meserret Hanım'ı daha çok kıvrandırmak için biraz bekledi. ''Tabii ki rezil satışlarımız konusunda.''
''Galip Bey'in söylediklerine katılıyorum, ekleyeceğim başka bir şey yok efendim.''
''Tencere kapak...'' diye mırıldandı kadın. Ardından, ''Neyse... İçinizden birinin bir çözüm önerisi var mı, yoksa işe yaramaz olduğunuzu kanıtlamaya devam mı edeceksiniz?'' diye sordu.
''İzninizle önerimi paylaşmak isterim efendim.''
Bu cümleyi kuran kişi şirketteki direktörlerin en genci Baha Bey'in ta kendisiydi. Hem yakışıklı hem akıllı hem de başarılı olduğu için kadınların gözdesi, erkeklerinse düşmanıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FİGÜRANDAN BAŞROLE
FantasyDünya bir sahneyse, Bige Dumludağ dünyaya geldiği ilk andan beri başroldeydi... Ta ki kendini figüran olduğu bambaşka bir dünyada bulana dek.