Yatılı

519 14 10
                                    

Multi /Rüzgar'ın en yakın arkadaşı/Mert

mrymzll 'in Kaykay hikayesini şiddetle öneriyorum lütfen bir bakın.

Gözlerimi açtığımda hala hastane kokusu alıyordum ve tam olarak da sedyede yatıyordum, sanırım bayılmıştım. Ah Masal, aferin. Bir şeyide becersen şaşıracağım. Kesin Rüzgar gördü beni kesin.

Ben bunları düşünürken doktor girdi ve konuşmaya başladı, "Masal hanım, biraz tansiyonunuz düşmüş bayıldınız ve biz de sizi dinlenmeniz için odaya aldık son kontrolleri yapalım." dedikten sonra beni muayne etti ve gidebileceğimi söyledi.

Ben kimse görmeden odadan çıktım diye zafer ilan ettiğim an biri omzuma dokundu. Mükemmel Masal. Döndüğümde karşılaştığım kişi tabiki Rüzgar'dı. Bana doğru hem kızgın hem sevimli hem yorulmuş gözlerle baktı, sormayın ben de çözemedim işte. Bende bakıp hesap sormaya başladım, "Ya sen nasıl bana haber vermessin, annem yerine koyduğum bir kadın orada yatıyor ve sen bana hiç bir şey söylemiyosun?" Rüzgar bana baktı ve gülümsedi. Dalga mı geçiyor lan bu, ne ilacı verdiniz buna.

Ve sonunda konuştu, "Başına bunlar gelir diye olmasın?" Sanırım haklıydı ama sonra kendini toparlayıp o hesap sormaya başladı. Geldik fasulyenin faydalarına, "Senin ne işin var burada peki hanımefendi? Nasıl öğrendin?"

Bende sırıtıp gözlerimi devirdim, "Sıranın üstüne kabak gibi notu koyup çıktın Rüzgar" Rüzgar bana endişeyle baktı ve bende anlamaz gözlerle. "Peki ben aceleyle bıraktım, o notu çöpe atmadım deme Masal."

2 SAAT SONRA
Rüzgar'ın ne demek istediğini tam olarak şimdi anlamıştım sanırım. Okulun yarısı toplanıp ziyarete gelmiş gitmişti ve biz yorgunluktan süzülmüştük.

Geriye sadece Ekin ve Rana birde Mert, Rüzgar'ın en yakın arkadaşı olur, bir de Anıl kalmıştı. Doktor Pınar Teyze'nin dinlenmesi gerektiğini söyleyip bizi kışkışlamıştı.

Şuan hastane sandalyesinde yarı uyanık yarı uyuyordum. Herkes gülmeye başlayınca gözlerimi açtım ve ilgi odağı olanın ben olduğumu gördüm ve o halde aksi halimi takındım, "Siz benim ne zamandır burada olup neler çektiğimi biliyor musunuz?" Rüzgar bana bakıp sırıttı.

Şuan aramızda olanlar arasından herkesi çok iyi tanıyordum ama Mert bugün bir farklı davranmıştı. Sürekli Rüzgar ile ilgileniyor ve bir de eklemeliyim, ona aşık gibi davranıyordu.

Pilis biç pilis senin sevgilin Ekinsu. Biraz daha gülüp eğlendikten sonra onlar da evlerine gittiler ve biz Rüzgar ile tekrar kaldık. Rüzgar ayağa kalktı ve, "Hadi artık seni eve bırakıyorum" dedi.

Hah, ben buna göz mü yumacaktım? "Yaa tabi Rüzgar, git kendini bırak diyip sandalyeye sindim." Rüzgar göz yumar mıydı? Oda hayır. Zorlaya zorlaya zorlaya zorlaya sonunda beni ikna etti ve Pınar Teyzeye veda etmek için odaya girdim "Pınar Teyze, senin bu oğlun beni rahat bırakmadı ille de seni eve bırakıyım.

Umarım çok çabuk iyileşirsin, seni seviyorum" dedim ve beklemediğim bir ses tonuyla karşılaştım. "Pardon anlayamadım? Ege burada sende kalmıyorsun. Kazayı geçirmeden önce Masal'in annesi beni arayıp şehir dışına acilen gitmeleri gerektiğini söyledi.

Yani, Masal ile bizim eve gidiyorsun." İtiraz edemezdik, o Pınar Teyze'ydi. Rüzgar endişeli gözlerle annesine baktı ve, "Bişey olursa arıyosun" diyip alnına öpücük kondurdu.

Kesinlikle Cutest Moments a bir numarayla girerdi bu sahne. Ve odadan çıktık, asansöre bindik ve 0 a bastıktan sonra inip çıkışa yöneldik. Rüzgar önden gidiyor benim ise halim kalmadığı için ona yetişmeye çalışıyordum ama şuan tam olarak salyangoz gibi göründüğümden emindim.

Rüzgar bana doğru baktı ve güldü. Sonra geldi ve birden bire kucağına alınca neye uğradığımı şaşırdım. "Yapacak bişey yok hanımefendi, kaplumbağa gibisiniz" Dışarı çıktığımızda hava kararmıştı, Rüzgar'ın arabasını gözlerimle aradım.

Kucakta taşınmak ne güzel şey ya. Arabaya geldiğimizde beni koltuğa indirdi. Kesinlikle burası daha rahattı. Bütün gün hastanede cılkım çıkmıştı diyebilirim. 10-15 dakikalık yolculuğun ardından Rüzgarların evinde durduk. Ben yolda uyuduğum için az da olsa uykumu almıştım. Evin kapısına yöneldik ve Rüzgar birden ban korkunç korkunç bakmaya başladı. "Anahtarımız yok" Ah hadi ama. Napıcaz mal. Nasıl olmaz anahtarın.Sen çok gerizekalısın. diye içimden söverken birden anahtarı yüzümün önüne getirip sallandırdı.

Sinirle omzuna bir tane geçirdim. "Seni salak" Rüzgar güldü ve içeri girdik. Kesinlikle bu evde sevdiğim tek yer olan L şeklindeki koltuğun köşesine sinip televizyonu açtım ve kanalları dolanmaya başladım.

Rüzgar seslendi, "Uykunu aldın herhalde." Yanıma gelip oturduktan sonra benim umutsuzca kanal çevirişimi seyretti. "İstersen film izleyebiliriz diyecektim amaa, takılmadım o yüzden ben kalkıp yatmaya gidiyim."

Gözlerimi ayırıp ona baktım ve, "Saçmalamaz mısın Rüzgar, canım benim seni çok seviyorum gerçekten bak" diye bir deste oluşturup sundum.

Rüzgar sırıtıp filmlerin olduğu kutuya yöneldi ve alıp yanıma koydu ve seçmeye başladık. Sonunda abiniz çok cesur ve havalı biri olduğu için Paranormal Activity de karar kılındı. Ama izlediğim ilk 10 dakikada bu cesurluğu yansıttığım söylenemez.

Bu yüzden salak Rüzgar bana bakıp bakıp güldü ve bende sürekli geçirdim omzuna çocuğun. Kırılmış olma ihtimali yüksek. Rüzgar tekrar güldü ve filmi durdurdu. " Bak Masal tam sana göre bir filmim var " deyip ne olduğunu göremediğim cd yi gidip taktı ve filmi açtı. -Barbie- "Çok komiksin Rüzgar" Ama sanırım haklıydı, bana en uygun film buydu çünkü en son hatırladığım o güzel uykuya attığım ilk adımdı.

BİR GECE YARISI İKİ BÖLÜM ARKADAŞLAR. BU DA DİĞER BÖLÜMÜN TELAFİSİ İÇİN OLSUN HDKDNDK

Kardeşten öteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin