Merhaabaa! Bölüm biraz yavaş tempolu umarım sizi sıkmam okurken. Henüz olaylara geçiş yapmadım çünkü oldu bittiye gelmesini istemiyorum. Umarım okurken keyif alırsınız.
Chaeyoung
Her insanın hayatında unutamayacağı olaylar vardır. Bazıları en büyük mutluluklarına bazıları en büyük üzüntülerine bazıları ise en büyük korkularına sebep olan olayları unutamaz. Benim yaşamımda ise mutluluk kelimesinin tek bir kere geçtiği an bile yoktu. Hayatım hep korkularla dolu geçmişti.
En büyük korkum ise annemdi. En güvendiğim kişi olması gerekirken benim en büyük korkum olmuştu. Artık bana bunu yapmasına izin vermemem gerekiyordu. Bunun için ilk adımları atmıştım, vazgeçmek için çok geç olmuştu. Yapmam gereken tek şey karşısında dik durmak, hala o küçük kız çocuğu olmadığımı göstermekti.
Havaalanına giriş yapmadan önce son bir kere arkamı dönüp çok da güzel anılarımın olmadığı bu şehre bakmak istedim. Buradan ayrıldığım için fazla üzülmüyordum ama Kore'de beni nelerin beklediğini bilmediğim için sadece biraz tedirgindim.
Derin bir nefes alarak yanımda duran bavulumu tutup havaalanının girişine doğru yürümeye başladım. Girişteki arama ve kontrollerden geçtikten sonra check-in yaptırmak için biletimi aldığım havayolunun bankosunu aramaya koyuldum. Sırt çantamda lazım olabilecek şeylerin olduğundan emin olduktan sonra bavulumu teslim ettim ve ikinci kontrol noktasına doğru yürümeye başladım. İkinci kontrol noktasında da bilet-kimlik kontrolünü yaptırdıktan sonra kartta yazan uçağa bineceğim kapıya doğru yürümeye başladım. Çok geçmeden yolcular alınmaya başlanmıştı. Biletimde yazan koltuk numarısına bakarak oturacağım koltuğu bulmuştum. Şimdi tek yapmam gereken sakince uçağın kalkmasını ve bir an önce Kore'ye varmayı beklemekti.
Kore'ye döneceğimden sadece uzun süredir arkadaş olduğumuz Jaehwa'nın haberi vardı. Aslında her şeyi beraber ayarlamıştık, beni cesaretlendiren tam olarak kendisiydi. Jaehwa, Jungkook ve ben aynı lisede okumuştuk. Kimseye özellikle Jungkook'a söylememesini istemiştim. İkisini de çok özlemiştim ve bir an önce görmek için sabırsızlanıyordum.
~
Sonunda özlediğim şehire ayak basmıştım. Yanıma fazla eşya almak istemediğim için sadece bir süre beni idare edecek kadar kıyafet koyduğum tek bavulum vardı. Bavulumu sürükleyerek çıkışa Jaehwa'nın beni beklediği yere doğru yürümeye başlamıştım. Biraz ileride onu gördüğümde bir sağa bir sola dönerek beni bekliyordu. En sonunda bana doğru dönmüştü, göz göze gelir gelmemizle üstüme doğru koşmaya başlaması bir olmuştu. Yanıma yaklaştığında hızlıca kollarını boynuma sarmıştı.
"Seni çok özledim Chaeyoung." Gülümsemeden edememiştim. Zaman kaybetmeden ben de kollarımı ona sarmıştım. Bu hissi tatmayalı uzun zaman olmuştu.
"Ben de seni, sizi çok özledim." Yüzü saniyelik düşse bile hemen toparlamıştı kendini. Tekrardan kollarını boynuma sarıp hafifçe yerinde sallanmıştı. Yüzünün düşmesini pek sorgulamasam da daha sonrasında sormayı aklımın bir köşesine not etmiştim.
"Evde odan hazır. Zaten biliyorsun tek başıma kaldığım için evde boş oda vardı, orayı sana hazırladım. Artık kız kıza yaparız bir pijama partisi."
Hafifçe gülümsedim.
"Yaparız Jaehwa. Annem artık engel olamayacak."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fleur d'hiver | rosékook
Fanfiction"Her şeyi biliyorsun, değil mi? O zaman bana bunu niye yapıyorsun? Cevap versene Jungkook! Neden beni bu kadar yaralamak istiyorsun? Cevap ver bana!" Etrafta hiç kimse yok. Ben boşa olduğunu bildiğim sözleri sarf etmeye devam ediyorum. Sen ise hala...