İlk bölümle karşınızdayımm. Bu bölüm bir miktar giriş niteliğinde. Sabırla okumanızı rica ediyorum :)
Başlama tarihinizi buraya bırakabilirsiniz.
Uzunca bir süredir yaşadığım her an için, içimde bir burukluk taşıyordum. Mutlu veya üzgün olduğumda, desteğe ihtiyaç duyduğumda ya da kendimle gururlandığım bir an yaşadığımda yanımdaki kalabalıkların içinde aslında yapayalnız olmamın getirdiği bir burukluktu bu. Anlar ve insanlar değişip yıllar akarken beni bir gölge gibi takip eden ve üzerime yapışıp kalan bu hissi dayanılabilir kılan tek şey artık görmezden gelmeyi öğrenmiş olmamdı.Kendime itiraf etmekte zorlanmış olsam da yüreğimin derinliklerinde, hissettiğim bu duygunun ailem yüzünden olduğunun farkındaydım. Sanıyorum ki hayal kırıklığının tanımını yapmaları istense hiçbir söz kullanmalarına gerek kalmadan sadece beni işaret etmeleri onlar için yeterli olurdu. Bana her baktıklarında gözlerinin içinde gördüğüm, konuştuklarında seslerinde duyduğum hayal kırıklığı canımı acıtıyordu.
Zamanla gözlerine bakmayı ve söylediklerini dinlemeyi bıraktım. Gerekmediği müddetçe konuşmayarak içime kapandım. Ben kendimi geri çektiğimde ailem de bunu yadırgamadı. Onlar için sadece büyük bir hayal kırıklığından ibaret olan kızlarını görmezden gelmek, onunla daha iyi bir ilişkiye sahip olmak için mücadele etmekten daha kolay gelmiş olmalıydı. Sanki ben yokmuşum gibi davrandıklarında yok olacakmışım gibi...
Belki de bu yüzden bir gün gözlerime bakıp kalbimin kırıklarını görecek, gülüşlerimin arkasına sakladığım sessiz çığlıklarımı duyacak ve beni, içinde boğulduğum yalnızlığımdan kurtaracak birisini bekliyordum umutla.
Şimdi, önümde duran şişeye bakarken özlemle beklediğim kişiyi öğrenme ihtimalimin yarattığı heyecan usul usul içime doluyordu. Uzanıp yatağın üzerinde duran şişeyi elime aldığımda verecek olduğum ciddi karar için biraz daha zaman kazanmak istiyordum aslında.
Bakışlarımı heyecanlı bir şekilde bana bakan arkadaşlarıma çevirdim. "Bunu nereden buldunuz? Güvenilir olduğundan emin misiniz?" diye sordum. Öyle ya, zannettiklerinin aksine bambaşka özelliklere sahip bir iksir olabilirdi şişenin içindeki. "Geçen yaz yaşadığımıza benzer bir facia yaşamak istemiyorum kesinlikle."
Amber'ın kuzenlerinden biri geçen yaz İspanya'dan ziyarete gelmişti ve gelirken de yolda karşılaştığı bir cadıdan Amber için 'Amortentia' almıştı. Bu, aşk ve romantizmin derinliklerinde kaybolmaya bayılan arkadaşım için çok güzel bir hediye olabilirdi; eğer iksiri satan cadı sahtekarın teki olmasaydı.
Rowena ürpererek kucağındaki yastığa sıkıca sarıldı. "Aylar sonra bile hatırlamak çok korkunç. Üstelik kedilere hâlâ yaklaşamıyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonsuz Sevgi/Endless Love(Marauders)
FanfictionSlytherin'e seçildiği günden beri hayatı, frenleri tutmayan bir bisikletle yokuş aşağı inmek gibi geçen Daphne Potter; gelecekte kime aşık olacağını görebilmek için arkadaşları ile birlikte sihirli bir uykuya yatar ancak kendisini korkunç bir gelece...