Gözlerimi annemin neşeli sesiyle açtım. Perihan Hanım her zamanki gibi şarkılar eşliğinde kahvaltımızı hazırlıyordu. Yataktan kalktım hızlıca duş alıp üzerimi değiştirdim ve alt kata indim. Babam masa da gazetesini okuyor, annem sofraya kahvaltılıkları yerleştiriyordu. Annem her zaman ki gibi rahat bir elbise giymiş ama babam onun aksine takım elbisesi ile oturuyordu. Merdivenlerden indiğimi görünce yemyeşil gözleri parladı ve gazetesini indirip... '' Tanem Hanım; günaydın! Öğle yemeğine yetişirsin sanıyordum ama beni haksız çıkarttın'' dedi. Babamın yanağına kocaman bir öpücük kondurduktan sonra, '' Babacığım biliyorsun ki kızın sabaha kadar ders çalışıyor ve bence birazcık uyumayı hak etti '' dedikten sonra gülümseyerek sandalyeme oturdum. Annem bize bakıp şarkılarını söylerken aynı zaman da kahvaltıyı hazırlamaya devam ediyordu.Bir an babamın yüzünde farklılık gördüm bana öyle derinden baktı ki; tam ne oldu baba diye söze girecekken '' Size bir müjdem var, birazdan televizyonda çıkacak göreceksiniz '' dedi.Heyecanla kumandayı alıp televizyonun sesini açtım. Babamı yüzünde en sahici gülümseme ve dik omuzlarıyla ekranda gördüm. Ve duyduklarım karşısında o gülümseme ve dik duruş hepimize geçiş yaptı.'' Bugün Füsun'u tahliye edecekler davayı kazandık, hepimiz başından beri ona destek oluyor ve o cani kocasını kendini korumak adına öldürmesini tüm kalbimizle hak buluyorduk. Füsun gibi tüm kadınların sesi olacağız, bizi var eden kadını en iyi şekilde koruyacağız '' diyerek sözlerini noktaladı babam.
İşte bu ülkede aradığım adalet buydu, babamdı, umutlu yarınlardı. Füsun bundan 108 gün önce sürekli darp edildiği aldatıldığı korktuğu için evliliğine devam ettiği bir hayatı yaşıyordu ve biz buna yaşamak demiyorduk! İsmi Umut olan küçücük bir kızı vardı ve hayattaki tek mutluluğu oydu, olayın olduğu gece kocası onu yine dövmüş, işkence uygulamış bunlarda yetmezmiş gibi eve gelince kendisini de çocuğunu da öldüreceğini söyleyerek onu tehdit etmişti ve çıkıp gitmişti. Füsun eve geldiği zaman çocuğuna yaklaştığını görünce kocasını vurmuş ve polisleri arayıp teslim olmuştu. Babam başından beri onun avukatıydı ve onu çıkartmak, umuda kavuşturmak için her şeyi yaptı ve sonunda başardı.
''Tebrik ederim eşim, umarım bu son olur hiçbir ana evlatsız hiçbir evlat anasız kalmaz' diyerek derin bir nefes alıp sustu annem.Ama babam sanki bir şeyler daha anlatmak istiyordu '' Baba başka bir şey mi var? '' diye sordum ama duyacaklarımdan da korkuyordum.'' Ben çok yoruldum artık Perihan ve canım kızım Tanem bu son davamdı Umut'a söz verdim ve tuttum ama artık dinlenmek istiyorum. Biliyorsunuz kalp ağrılarım her geçen gün artıyor. Artık yerime Tanem geçecek ve biz seninle Ödemiş'te aldığım evde artık emekliliğin tadını çıkaracağız Peri'm, senin iş yerini bile buldum '' diyerek sustu. Bir yanımız mutluluğu diğer yanımız hüzün yaşıyordu ama bu annemin de yaşamayı çok istediği yerdi.
'' Kaya dinlenmeyi en çok sen hakettin, Tanem'de orada okumak istiyordu bu hepimiz adına alınmış en doğru karar '' diyerek babamın elini tuttu. Birbirlerine aşkla bakıp gülümsediler.
Havadan sudan sohbet ederek kahvaltımızı bitirdik, annem ve babam salondaki köşeli koltuğumuzda neşe ile evin fotoğraflarına bakarken ben de kahve yaptım sonra yukarı kata çıkıp odama kitaplarımın başına döndüm. Düşünceleri kovamadığım için kitapları kapatıp yatağa uzandım. Ben de babam gibi adil ve saygı duyulan bir avukat olacak ve hep hayalim olan İzmir'de okuyacaktım. Ailemden ayrı kalmamak için bu hayalimi hep bastırmaya çalışıyordum ama artık onlar da yakınımda olacağına göre sorun yoktu.Annem ve babam lise yıllarında birbirlerine âşık olmuş ve lise biter bitmez evlenmişler. Babam hukuk fakültesini kazanmış annem ise güzellik salonu açmış. Yıllarca çocuk sahibi olmak için uğraşmışlar ama olmamış artık bunu kabullenmiş ve birbirlerine daha sıkı sarılmışlar. Annem 28 yaşına girdiği gün hamile olduğunu öğrenmiş ve onların bir tanesi olduğum içinde adımı Tanem koymuşlardı. Birbirimize o kadar bağlıydık ki annem ve babam hem birbirlerine hem de bana aşıktı, şimdiye kadar ayrı kalmak üzerine konuşmamıştık bile ama hayatımız artık bambaşka olacaktı.
Sınavıma tam 23 gün kalmıştı ve ben Kaya Tunç'a yakışan bir kız olacak ülkeye adalet sağlayacaktım, başaracaktım. Yataktan kalktım, kitaplarımı açıp soru çözmeye başladım.Bekle bizi İzmir geliyoruz!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YOK OLAN
General FictionÖyle bir dünya da yaşıyoruz ki hiç ışık yok dedirtiyor, öyle bir dünya ki gözyaşlarımızı kurutmuyor; sesimizi bile duyurmuyor. Ama bir söz verdik biz yer yerinden yarılsa, devasa güneş bir daha hiç doğmasa , gökyüzün de milyonlarca yıldızdan tek...