2 AY SONRA
Sonunda Hoseok iyileşmişti, artık eskisinden daha yakınız ve çok mutluyuz. Hoseok'a bi şey olmasından ölesiye korkuyorum. Bu yüzden ona bir şey olmaması için elimden geleni yapacağım. Kendim için de geçerli. Çünkü eğer bana bir şey olursa Hoseok kahrolur, ona bu kötülüğü yapamam. Onu herşeyden çok seviyorum ve kılına bile zarar gelmesine asla izin veremem.Neredeyse tüm hazırlıklar tamamdı, herkese haber verildi sadece en önemli detay kaldı. Yanıma Jimin'i alıp güvendiğim mağazalardan birine girdim. Çok fazla çeşit vardı ve ben bu tarz şeylerden pek anlamazdım. Bu yüzden Jimin ile gitmeye karar vermiştim. O severdi böyle şeyleri. Jimin uzun süre bakındıktan sonra bana bi kaç seçenek sundu. Bende aralarından en beğendiğimi ve Hoseok'un da beğeneceğini düşündüğümü seçtim. Jimin seçimimi onayladığını belirten bakışlar attı. "Ne zevkli adamsın Yoongi, Hoseok çok şanslı." Söylediği şey hoşuma gitmişti. Utanmıştım biraz, bu yüzden kafamı önüme eğip mağazadan çıkmıştım. Jimin de sırıtıp arkamdan çıkmıştı.
Öğleden sonra artık her şey tamamdı, geriye sadece akşamı beklemek kalmıştı. Hoseok sabah spor salonuna gitmişti. Ordan da dans stüdyosuna uğrayacağını söylemişti. Çabuk atlatmıştı, bu kadar kısa sürede atlatacağını düşünmemiştim. Her neyse iyileşmesi benim için dünyalara değiştirmeyecek bi şey, fakat çok yoruldum, çok yıprandım. Ama henüz değil, şimdi yıkılamam. Evet, kabul ediyorum..bi' kaç psikolojik sorunum var. Ama bunları düşünecek zamanım yok. Hoseok'un mutlu olması her şeyden önemli.
Akşam saatlerinde Hoseok'a mesaj attım. Onu özel bi restorana yemeğe götürmeyi planlamıştım. Bu fikri duyduğunda çok mutlu olmuştu. Eskisi gibi dışarda yemek yemeyi seviyordu. Bu durum işime gelmişti çünkü planına uyuyordu.
Hoseok henüz mesajıma cevap vermemişti. Kötü düşünmek istemiyordum ama endişeliydim. 2 kere aramış, fakat geri dönüş alamamıştım. Stüdyo çalışanlarını aramaya karar vermiştim. Hoseok iyileşmeye başladığında stüdyoya gitmek istiyordu ve benim de işlerim olduğu için her ihtimale karşı çalışanların numarasını almıştım.
-Merhaba, Hoseok hâlâ stüdyoda mı?
-......
-Nasıl yani?
-......
-Peki, iyi günler.
Duyduğum şeyle başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü. Hoseok stüdyoya hiç gitmemişti. Neden yalan söylemişti? Asıl önemli olan konu ŞİMDİ NERDE olduğuydu. O sırada telefonum titremeye başlamıştı, HOSEOK arıyordu.
-Bebeğim, nerdesin sen? İyisin değil mi?
-.....
- Tamam bebeğim bekliyorum seni.
Hoseok 10 dakikaya restorana geleceğini söylemişti. Bende önceden ayırttığım masada onu bekliyordum.
Bir kaç dakika sonra Hoseok'un geldiğini gördüm. Garson masaya kadar eşlik etti ardından siparişlerinizi sordu. Bir kaç şey sipariş verdik ve ben Hoseok'u soru yağmuruna tutmuştum. Ama o işleri olduğunu, stüdyoya gitmek yerine arkadaşlarıyla buluştuğunu söylemişti ve arkadaşlarının kim olduklarını sorduğumda ise tanımadığını söylemişti. Garip davranıyordu fakat üstelememeye karar vermiştim. Bir sorun olsaydı eminim ki anlatırdı. Yemeğimizi yedikten sonra biraz yürüyüş yapmaya karar vermiştik. Hoseok bi kafeye gitmek istediğini söyleyince onun en sevdiği kafeye gittik. Binanın terası favori yeriydi. Mekanın terasına çıkıp etrafı seyretmeye başladık. Bende sürprizimi açıklamak için hazırlanıyordum.
Uzun çabalarının ardından kendimi topladım ve konuşmaya başladım.
"Hoseok"
"Evet Yoongi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YOU'RE MY BOYFRIEND | SOPE
Fanfiction"Yine her şey b*ka sardı, tam sonunda işler yolunda gidiyor derken, yıllar sonra edindiğim ailem dağılmaya başlıyor..yine kabullenmeli mi? Yoksa bu kez savaşmalı mıyım? İşte bu ikilem beni öldürüyor." AÇIKLAMA YAZARI -Jongin DÜZENLEYEN - Yoonji (Kur...